Sanatçı Ali Aksoy’un “Şenlik Yolu” serisinden bir alevi kızılbaş deyişi “Gezgin”
GEZGİN
Görmesem sözünü edemem lakin,
Bir canan göz eder tenin içinde,
Türlü badirede eyledi sakin,
Çok kırılan kaldı yenin içinde
Kurunca köşkünü geçip oturmuş,
Arş-ı Alasını köşke getirmiş,
Nasıl sığdırmış da nasıl yetirmiş,
Evvel ahir baki anın içinde
Güneş aynı güneş ışığı aynı,
Aşıklar değişti, maşuğu aynı,
Gönül tarlasının başağı aynı,
Boy verdi filizler kının içinde
Ne gökte gezinmiş, ne yere inmiş,
Gizlide durmayı adet edinmiş,
Badesi ezelden özüme sinmiş,
Sakisi dört döner kanın içinde
Gökte arayanlar baksın işine,
Neylesin göklerde kendi başına,
Varmış yarattığı canın peşine,
Cümle can bir olur canın içinde
Der isen; ezberim hatim indirmez,
Lisanım acemi, dilim döndürmez,
Sen O’nu anarsan, çerağ söndürmez,
Çıraya ne gerek dinin içinde
Yari tanımaya kitap gerekmez,
Aşka düşen cana hitap gerekmez,
Pusula gerekmez, kutup gerekmez,
Fizandan seçilir binin içinde
Sakın kırıp dökme, kılma dalalet,
Bin düşün, bir işle, sorgu sual et,
Dost düşman kim varsa hakkın helal et,
Yar eyleşmez kalpte kinin içinde
Bölüş ekmeğini erlik edersen,
Güzel söz söyleyip dirlik edersen,
Cümle mahlukata yarlık edersen,
Yar görünür ins-ü cinin içinde
Ver elin ikrarda durursan şayet,
El ele el Hakka, sırrı velayet,
Ozanlar okudur doksan bin ayet,
Cebrail söyleşir tının içinde
Budur adabımız, budur yolumuz,
Yardan gayrı olmaz bizim velimiz,
Canları dolaşır, sırdır halımız,
Ali gezer şunun bunun içinde