Continued from: İki denizin birleştiği yerde "Yaşamın Amacı" - Ali Aksoy

Biz, etrafa bakıp bu tarlanın ürünlerinde en değerli olarak kendimizi görüyoruz. Dinlere göre ürün biziz. İnanışlara göre tüm her şey, bizim hasadımız için vardır.

Belki de biz ürün değil, ürüne kasteden bir hastalığız, amansız bir haşereyiz. Belki de çiftçiler gelip bilmediğimiz bu ürüne kasteden bizleri yok edip geri gidecekler. Mevsimin sonunda, belirlenmiş bir günde hasadı gerçekleştirmek, ürünlerini devşirmek için…

Belki de, bizim tarlamızı süren çiftciler de başka çiftçilerin bir ürünüdür. Kendilerini var eden yaşamı beğenmiş ve evrende yayılmasını dilemişlerdir, ormanda bulduğu bir çiçeği her yerde görmek isteyip çoğaltmak için her yere diken bir kişi gibi…

Belki de daha yolun başında, mevsimin çok erken zamanlarındayızdır…

Toprak altında yeni yeni çatlamakta olan bir tohum gibi. Belki de bu tarlanın ürünü şu anda gördüklerimizden ve hayal edebileceklerimizden çok farklıdır. Vakti geldiğinde toprağın altındaki karanlıklardan güç alacak, toprağı yarıp güneşe kavuşacak, boy verecek ve toprağın altındaki karanlıklarda bulunanların tahayyül bile edemeyeceği rengarenk çiçekler açacak, binbir lezzette meyveler verecektir.

Ne kadar kafa yorarsak yoralım kanıta dayalı, tüm her şeyin hikmetini ortaya koyan, mutedil bir cevap bulamıyoruz bu sorulara…

Belki de hiç bir zaman bilemeyeceğimiz, cevabını bulsak bile idrak edemeyeceğimiz bir şeyi soruyoruzdur. Musa’nın karşılaştığı bilge kişinin dediği gibi, “iç yüzünden haberdar olmadığımız için cevabına tahammül edemeyeceğimiz” bir sorudur bu…

Yazı devam ediyor…