Yabancı dil öğrenme ve öğretme yarışı

Dünya küreselleşip küçücük bir köy olacak, oluyor derken devran bizi bunun gerçek olduğu günlere getirdi.

Artık sınırların arasına, arkasına sıkışıp kalmak yok. Ne tarafa dönsek, eski mantıkla kendimizden olmayan birileri ile karşılaşıyor, bazen de tesadüflerin ötesine geçip eskinin “ötekisini” merak ediyoruz.

Medeniyeti dikte eden güçler bu torbanın içine ister istemez o medeniyete dair kavramları, kelimeleri de dahil ediyor. Mesela teknolojiyi kullanıp dili almamak mümkün değil. Klasik muhagazakarlar dilimizi ne kadar “yabancı” kelimelerden arındırmaya çalışsa da, konjüktürün dayatması, eski “yerli” kelimeleri yabancılaştırıyor.

Ne muhafazakarlık ne de başkaca bir ketumluk sökmüyor zamanın ruhunun öğrettiği yeni ve yabancı kelimelere…

Gerek kişisel merak gerekse iş gerekçesiyle olsun yabancı dil neredeyse bir hayatta kalmak meselesi haline gelecek. Eskiden iď bulmak için “ekstra” bir avantaj olarak görülür, talebeye öğütlenirdi. Şimdi ekstra değil varsayılan haline geldi.

Hoş, her işin illaki eksik yapdığı ülkemizde, Antalya gibi turizm memleketinde üstelik turistik mekanlarda çalışanlarda bile dil bilmeyenin oranı diğerinden daha yüksek. Bunu nemelazımcılığımıza verelim.

İş böyle hayat memat meselesi haline gelmeye başlayınca hem yabancı dil öğrenmeye olan ilgi arttı, hem de yabancı dil öğrenme imkanları.

Eskiden “mektepte”, “kursta”, “ecnebi memlekette” öğrenilen yabancı dil artık bilgisayarlarda cep telefonlarında öğreniliyor. Kalın kalın ingilizce almanca sözlükleri çoktan tarih oldu.

Şimdi yeni teknoloji ve yeni yöntemler, medeniyet diktesinin zeminini çoktan hazırladığı kelime dağarcığına kolayca eklemeler yapıyor.

Ben şahsen normalde yabancı dil özürlüyüm. Fakat bazen ihtiyaç oldukça farkediyor ve seviniyorum ki, hayatta yabancı dil öğrenemem diyen ben, kursa mursa gitmeden, herhangi bir program da kullanmadan tekjoloji, yazılım vs. sitelerini geze geze, orada yazanları anlamaya ve hatırlamaya çalışa çalışa neredeyse yetecek kadar dil öğrenivermişim.

Pazar büyüyünce tabi iş daha bi ticari hale geliyor. Talep varken arz nasıl olmaz ! Bir bakıyorsunuz sevdiğiniz takip ettiginiz Youtuberler bile kapış kapış gitmiş ingilizce, almanca, rusça, çince öğrenme programlarına…

Her birinin bir sponsoru var. Youtuberlerin sponsor bulup gelir elde etmeleri elbette sevindirici bir şey. Fakat görünen tablo ve yabancı dil öğrenme alanındaki yoğun reklam kampanyaları bu meselede talebin neredeyse arzın üzerinde olduğunun kanıtı gibi.

Binbir çeşit ingilizce konuşma, almanca kelime öğrenme yöntemleri, setleri, yazılımları, çeviri uygulamaları her yeri kuşatmış durumda. Her biri en kısa zamanda ve en kolay yontemle yabancı dil öğretme derdinde.

Dünden bu güne yabancı dil öğrenme gerekliliğindeki hızlı ve amansız artışa bakınca gençlerimize önemle ve öncelikle birden fazla yabancı dil öğrenmek için fırsat bu fırsat, gençken şu işe muhakkak el atın yoksa gelecekde bu yabancı dil meselesi harbiden varlık yokluk işi haline gelecek demeden edemiyorum.

Yabancı dil öğrenmeyi meslek öğrenmek gibi ciddiye almalı, diğerlerine ve dünyaya yabancı kalmamalısınız.

Ali Aksoy