Continued from:

Şu halde artık anlıyoruz ki, yapay zeka yeterince veriye sahip olduğunda ürettiği şeyin beğenilip beğenilmeyeceği ve kimler tarafından hangi koşullarda beğenileceği hakkında çıkarımlar yapabilir. Çünkü bir şey bir Japonun hoşuna giderken, bir Afrikalının veya kuzey kutbunda yaşayan bir kimsenin hoşuna gitmeyebilir.

Yaratıcılık bahsinde saydığımız, yeni ve farklı olmak konusuna gelince, zannımızın aksine, hiç bir yaratıcı fikir veya sanat eseri, örneksiz olarak ortaya çıkmaz. O şey, mutlaka sahibinin zihninde var olan başka bir şeylere dayanır. Mutlaka bir mevcuda sırtını dayar. Onu yaratıcı yapan şey, mevcut şeylerin daha önce yapılmamış bir karmasını ortaya çıkarmaktır. Bu karma, irtibatlandırma veya tam tersine ayıklama, çözme işi ne kadar yeni, farklı, işe yarar ve beğeniye uygunsa o kadar yaratıcı olur. Bunu neden söyledik, çünkü biz nasıl mevcutlar üzerine bir şeyi bina ediyorsak, yapay zeka da mevcutlar üzerine bir şeyleri bina edecektir. Yaratıcılık namına, gerçekte kendimizin yapmadığı bir şeyi yapay zekadan beklemek anca yazının başında dile getirdiğim patolojik durumun bir sonucu olabilir. Eğer Mozart hayatında hiç müzik eseri işitmemiş olsa idi o besteleri yapabilir miydi ? Cevap net olarak “asla”dır.

Yazı devam ediyor…