Continued from:

– Aslan balığı avı yasak mı?

Balon ve aslan balıkları da bu doğrultuda kendilerine koruma kalkanı geliştirmişler, yani zehirliler. Bu nedenle de tehlikeli olarak nitelendirilen balık türleri sınıfına giriyorlar. Akdeniz’de ise yeni ortaya çıkmıyorlar. İki tür de Süveyş Kanalı yoluyla Akdeniz’e sonradan gelen türler. Kanal 1889 yılında açıldı, tür geçişlerinin başladığı tarih ise 1902 olarak biliniyor. Balon balığı 2005, aslan balığı da 2016 yılında kıyılarımızda görülmeye başladı.

Bu türlerin avlanmasının yasak olduğunu, bırakın pişirip yemeyi çıplak el ile bile dokunmanın çok zararlı olduğunu vurgulayan Muğla Sıtkı Koçman Üniversitesi Su Ürünleri Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Halit Filiz: “Artık alıştığımızdan farklı bir Akdeniz olacak” diyor.

YORUM: Eğer en kısa zamanda doğaya verdiğimiz tahribat hakkında doğru bir bilinç seviyesine erişmezsek, yeni nesillere bir iki yıl içerisinde unutacakları ve yaşamları boyunca asla ihtiyaç duymayacakları saçma sapan bilgileri öğretmeyi bırakıp bu gezegende diğer tüm canlılarla birlikte nasıl yaşamamız gerektiğini öğretmezsek doğanın tokadını yiyeceğiz. Doğa her yönden bize mesaj gönderiyor. Kuraklık, susuzluk, kıtlık, kitlesel göçler, iç savaşlar, ülkeler arası savaşlar hemen önümüzde hazır duruyor. Bu haberde konu edilen balık istilalarının çok önemli olduğunu zannetmiyorum. İnsan müdahil olmayı bırakırsa tabiat kendi dengesini oluşturur. Tarih boyunca dünya canli türlerinin %90’ının yok olduğu ne badireler atlattı. Dünyaya ve yaşama hiç bir şey olmaz. Olan bize, insan türüne olur. Hala ormanlık alanları yok ediyoruz. Hala suları ve havayı kirletiyoruz. Eğer yer yuzünde işgalci bir türden bahsedeceksek, bu kesin olarak insan türüdür. Tarihte hiç bir canlı türü yer yüzünde bu kadar büyük bir tahribata yol açmamıştır. Hatalarımızı anlayıp geri dönmek için her gün daha geç hale geliyor. Burada matematik basit. Doğa, bize göre makro ölçekli bir kümedir. Doğa bize değil, biz doğanın yasalarına saygı göstermeliyiz. Dinlerin anlattığı varsayılan, “en üstün yaratık insandır, diğer her şey insanlar için var edilmiştir” yargısı düpedüz bir uydurmadır. Bu zihniyeti bırakmadığımız müddetçe asla doğa ile barışık yaşayamayız. İnsanlar maalesef şu anda kimin kazanacağı belli olan, kaybedeceği kesin olan, anlamsız bir savaşın içerisinde. Eğer biz akıllanıp, yanlışlarımızdan rücu etmezsek doğa bizim türümüzü masallara çevirip tarihin çöplüğüne atıp terkedecek. Mevcut nesillerde pek bir umut yok. Umarım gelecek nesiller, bu düzeni kurucuları ve temelleri ile beraber yok edip arkasından insana, insan aklına, insan vicdanına yakışır, gezegendeki tüm canlıların çıkarları ile uyumlu bir düzen tesis ederler. İnsan belki ancak o zaman Tanrı diye bir şeyden bahsetmeye layık olabilir. (Ali Aksoy)