Mavi Gri – Bu Kız Benim Kaderim Şarkı Sözleri

Mavi Gri – Bu Kız Benim Kaderim (Lyric Video)

YouTube player

Şarkı tekrar edecek

Video Hakkında En Çok Beğenilen Yorumlar

“Dünyanın En Güzel Kızı” gibi bu şarkıyı da dinlemek için birinin ona atmasını beklemeyen ve kendini her haliyle seven güçlü kadınlara ithaf ediyorum 💙✨

”Ateşin gölgesi yoktur. O yüzden insanın içindeki yangını dışarıdaki göremez.”

“Geri gelmesi mümkün olmayan, hatırlanmamalı.”

Mavi Gri çok farklı bir vibe veriyor bana tüm şarkılarını art arda açsam koca bir kitap yazarmışım gibi…

Hüzünlü fakat umut dolu, kırgın fakat bir o kadar da iyimser. Yaşamın arka planı sanki.

şarkının mavi gri olduğu için kalitesiz olma imkanı yok ne şarkı çıkarsa beğeniyoruz vfdsuahdoqsugf

4 ay önce “Dünyanın En Güzel Kızı” yayınlanmıştı. Altına kavuşmayı dilediğimi söylemiştim. Kavuştuğum gün bu şarkının çıkması çok manidar. Teşekkür ederim. Hoş geldin, kaderim.

Yeni keşfedenlerin aksine tam 2 senedir siz göremesenizde sizin yanınızdayım. Şarkılarınız da artık birer parçam oldu. İyi ki varsınız<3

Sana bunu ne zaman söylesem gözlerinin içi gülerdi mesafelere rağmen bunu hissedebiliyordum.

bu satırlar birilerine ulaşır mı bilmiyorum. belki o da okur umuduyla yazıyorum. 2020’de kapanmaya yeni girdiğimiz zamanlar tanımıştım onu. çok tesadüfen çıkmıştı karşıma. önceleri konuşuyorduk normalce. ama fark ediyordum ki artık mesajlarında kalbim yerinden çıkar gibi atıyordu. her cümlesi içimi ısıtır olmuştu. biraz geçtikten sonra fark ettim ondan hoşlandığımı. ama korkuyordum bunu söylemeye, kendime itiraf etmeye. çünkü kendime güvenim yoktu. bir erkeğin beni seveceğini hiç sanmazdım ben. kalbim onun da benden hoşlandığını hissediyordu ama mantığım buna engel oluyordu. bir gün cesaret ettim. uzunca bir mesaj yazdım ona. içimden geçenleri. sonra korkudan bıraktım telefonu. hiç unutmuyorum sabaha doğruydu yazdığımda. kilolu bir kız olduğum için korkuyordum beğenmezse diye. bunu ona da söylemiştim. şunu yazmıştı: “sevip sevmeyeceğimi bilmiyorum ama bunu yapma artık kendine. ister jennifer lopez, ister adanalı safiye ol. bu hiçbir şeyi değiştirmez. onlar kişiye değil, o kişinin bedenlerine aşıklar. hem bu toplumun güzellik anlayışı.. kişisel değil. toplum, güzel olmayı; ince bacak, ince bel, omuzlara uzanan sarı saçlar, kıpkırmızı dudaklar, 1.80 boy.. olarak algılıyor. herkes bu özelliklere sahip olsaydı ne kalırdı ki bir insanın diğer insana olan farkından? güzellik bu değil işte. güzel olmak bu olamaz, olmamalı.”

mesajı okunduktan sonra anladım ki doğru insandı benim için. birkaç zaman sonra bana yazmıştı. “bir insanı sevdiğini nasıl anlarsın?” diye. sıraladım ben de. özlersin, kıskanırsın, ağlamasına hiç kıyamazsın vs diye. çok garipti halleri. sonra eren gözlerim doluyor yoksa birine mi aşık oldun demiştim. ağlama kıyamam yazmıştı. o an anladım.. o da beni seviyor. o benim, ben de onun ilk sevgilisiydik.. kendimi beğenmeyen ben.. onun gözünde prensestim sanki. yıllardır yüzümde olan ayrıntıları ben bile bilmezken o fark etmişti. gülerken dudağımın kenarında iz oluyor ya çok hoşuma gidiyor içim gidiyor demişti bir keresinde. ben.. yeni fark ediyordum bu detayı.. o ise fark etmişti. o insanlara korkunç gelen hastalık dönemi benim için harika bir dönemdi. sabahlara kadar konuşmamız, hayatımda yaşadığım ilk duygular.. o kadar güzeldi ki. 11 Mayıs.. ilk sevgilim dediği gün. hic unutmuyorum. bir gün napıyorsun dediğimde şarkı dinliyorum demişti. hangisini diye sorunca mavi gri- aklımı kaçırdım demişti. bana armağan etmişti o şarkıyı. evin içinde bağıra bağıra söyleyerek, beni dusleyerek dinliyordu o şarkıyı.. o günden sonra hep mavi gri şarkısı çıktığında yorumlarda buluştuk. hepsini bana armağan etti. ben maviyi çok severim. çok fazla ama. o söylemedi belki ama bence mavi gri’yi sevmesindeki en büyük etken buydu. mavim derdi bana. bu kimi için anlamsız durur belki ama benim için öyle hoştu ki.. ona aşık olmuştum. deli gibi kıskanıyordum, özlüyordum. bir mesajıyla yüzüm gülüyor, bir mesajıyla günüm kötü gidebiliyordu. çoğu konuda hep yanımda oldu. günüm ne kadar kötü geçerse geçsin o yanımda olduğunda sanki her şey geçiyordu. artık daha da bağlanıyordum ona. bu da saçmalamamı sağlıyordu. ona deli gibi güvenmeme rağmen sanki güvenmiyormusum gibi davranışlar gösteriyordum. güvenimi hiçbir şekilde kırmadığı halde. onu kaybetmekten korktuğum için o kadar saçma hal alıyordum ki. oysa ki o en güvendiğim insandı. en çok sevdiğimdi. gelecek hayalleri kurardık birlikte. hep bunları hayal ederken içim kıpır kıpır olurdu. gerçek aşk buydu. öyle güzel seviyordu ki beni.. artık ben de kendimi seviyordum. bana kendimi sevmeyi öğretti. ben ne zaman umutsuzluğa kapılsam çekti çıkardı beni o kuyudan. yaklaşık iki yıl harika gitti ilişkimiz. ailem gibi olmuştu artık. bir gün olsun beni sevmediginden şüphe duymadim. hep güvendim ona. ama.. ama.. son zamanlarda artık bunu gösteremiyordum. ciddi anlamda kaybetmemek için öyle saçma bir hale bürünmüştüm ki.. bunalttım onu. ayrılmak istediğini söyledi. bu ilişkinin onu yıprattığını ve sürekli kavga etmek istemediğini. o an diğer kavgalarimiz gibi olur barışıriz sandim. önce ara verelim dedik. ben bu süreci yine elime yüzüme bulaştırdım. sonra arkadaş kalmayı deniyelim dedik bu da olmadı.. en sonunda artık çok farklı boyutlar almaya başladı her şey. artık.. gözleri boğuk bakıyordu bana. yabancı.. uzak… o çok bunalmisti, ben de çok kırılmıştim. boguldukca kalbim kırıldı. onu kaybetmemek için savaşırken iyice çıkmaza girdim sanki. artık seni sevmiyorum cümlesi altında ezildim defalarca.

ben kimseye güvenmeyen, herkese karşı duvar ören ben.. onu her şeyim yapmıştım. ve o gittikten sonra dağıldım. kimsenin ardından ağlamayan kız aylarca ölü gibi gezdi. dersleri saldım, kendimi saldım. nefes alamıyordum sanki. bana dönecek mi dönmeyecek mi diye ikilemle aylarca kafayı yedim. telaş yaptıkça iyice battım. izin veremedim ben bize. keşke bilseydi ona ne kadar güvendiğimi.. onu ne kadar sevdiğimi. Bir gün bir konu için konuşmak durumunda kalmıştık ve bana “bak görüyor musun bana güvendiğinde ne kadar eğleniyoruz..” demişti. ona zaten güveniyordum ki ben hep. sadece duygularını en dipte yaşayan aptalın tekiydim. aylarca kendimi suçladım. ama o da çok kırdı kalbimi. bir sürü cümlenin altında ezildim durdum. öyle ki her biri aklımda. insanın kalbi gerçekten ağrıyormus arkadaşlar. sol yanım gerçekten ağrıdı benim. kabul edemedim bir türlü. o artık bir yabancı gibiydi.. davranışlarımın düzeldigini keşke o da gorseydi. aylar oldu onsuzum. en son bir buçuk ay önce kısa bir konuşma geçti aramızda. ardından bana son bir şarkı armağan eder misin dedim. cem karaca- sen duymadın şarkısını attı. ondan sonra gitti.. 11 Mayıs yıldönümümuz ve ben sanırım o günü mavi gri dinleyerek ve kalbim acıyarak geçireceğim. aşık olunca insanın mantığı devre dışı kalıyormuş. ayrılık da sevdaya dahil der ya şair.. sanırım doğru. bu ayrı dinlediğimiz üçüncü mavi gri şarkısı olacak. dinler mi bilmiyorum.. bu yorumu görür mü bilmiyorum.. ama görüyorsan eğer sana bir şey demek istiyorum; ben seni hep çok sevdim sevgilim. her şeyden çok. en çok sana güvendim. en çok sana yakın oldum. ne seninleyken ne de senden sonra gözüm başkasını görmedi. hep sen vardın. seni öyle özledim ki. bir gün konuşmamizi post olarak atıp bu kız benim kaderim yazmıştın.. şimdi bu şarkıyı dinliyorum ne garip. çok denedim senden gitmeyi. yapamadım ben. seni öyle sevmişim ki. sevgimden ve güvenimden asla şüphe duyma eren. bu satırları gözyaşlarım içinde senin için atan kalbimle yazıyorum. onca şeye rağmen hala hala seni seviyorum. bir tek seni. içimde bir yerlerde beni unutmadığını söyleyen ses var diger yandan da artık tarihe karıştığımi söyleyen ses. ikisini de duymaktan yoruldum artık. sana sarılsam her şey geçecek. seni çok özledim gökyüzüm. ağlamama kıyamiyordun ya hani.. ben her gece ağlıyorum sensiz. ama.. sen.. bensiz mutluysan ne yapabilirim ki? hayatında biri var mıdır diye düşünüp kendi kendimi bitiriyorum. ama şunu bilmelisinki senden sonra kapandı benim yüreğim. sen bir adım atsan ben on adım atmaya hep hazırım.