Nitelikli yağma – Ceza Genel Kurulu – 2017/1177 E. , 2021/65 K.

Ceza Genel Kurulu 2017/1177 E. , 2021/65 K.

“İçtihat Metni”

Kararı Veren
Yargıtay Dairesi : 6. Ceza Dairesi
Mahkemesi :Ağır Ceza
Sayısı : 310-71

Nitelikli yağma suçundan açılan kamu davalarında yapılan yargılama sonucunda sanıklar …, …, … ve …’ın beraatine ilişkin Üsküdar (Kapatılan) 2. Ağır Ceza Mahkemesince 10.07.2006 tarih ve 151-239 sayı ile verilen hükümlerin, Cumhuriyet savcısı tarafından temyiz edilmesi üzerine dosyayı inceleyen Yargıtay 6. Ceza Dairesince 09.06.2014 tarih ve 23914-12401 sayı ile;
“… Sürecin bir bütün hâlinde değerlendirilmesi sonucunda, sanıklar …, …, … ve …’ın üzerilerine atılı yağma suçunu işledikleri ve hükümlülüklerine karar verilmesi gerektiği gözetilmeden, kanıtların değerlendirilmesinde yanılgıya düşülerek yazılı biçimde beraat kararı verilmesi,” isabetsizliğinden bozulmasına karar verilmiştir.
Yerel Mahkeme ise 27.02.2017 tarih ve 310-71 sayı ile ilk hükümlerinde direnerek önceki hükümler gibi sanıkların beraatlerine karar vermiştir.
Direnme kararına konu bu hükümlerin de Cumhuriyet savcısı tarafından temyiz edilmesi üzerine Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 28.09.2017 tarihli ve 27864 sayılı “bozma” istekli tebliğnamesiyle dosya 6763 sayılı Kanun’un 36. maddesiyle değişik 5271 sayılı CMK’nın 307. maddesi uyarınca, kararına direnilen daireye gönderilmiş, aynı madde uyarınca inceleme yapan Yargıtay 6. Ceza Dairesince 30.11.2017 tarih ve 2805-5326 sayı ile direnme kararının yerinde görülmemesi üzerine Yargıtay Birinci Başkanlığına gönderilen dosya, Ceza Genel Kurulunca değerlendirilmiş ve açıklanan gerekçelerle karara bağlanmıştır.
TÜRK MİLLETİ ADINA
CEZA GENEL KURULU KARARI
Direnmenin ve temyizin kapsamında göre inceleme sanıklar …, …, … ve … hakkında nitelikli yağma suçundan kurulan beraat kararlarıyla sınırlı olarak yapılmıştır.
Özel Daire ile Yerel Mahkeme arasında oluşan ve Ceza Genel Kurulunca çözümlenmesi gereken uyuşmazlık; sanıklara atılı nitelikli yağma suçunun sabit olup olmadığının belirlenmesine ilişkin ise de Yargıtay İç Yönetmeliği’nin 27. maddesi uyarınca öncelikle; dava zamanaşımının gerçekleşip gerçekleşmediğinin değerlendirilmesi gerekmektedir.
İncelenen dosya kapsamından;
Üsküdar Cumhuriyet Başsavcılığının 30.07.2003 tarihli ve 4052-435 sayılı iddianamesi ile; sanıklar …, …, … ile inceleme dışı sanıklar …, … ve…hakkında cürüm işlemek için teşekkül oluşturmak ve mağdurlar … ve …’ya karşı 15.05.2003 tarihinde işlendikleri iddia olunan nitelikli yağma suçlarından, inceleme dışı sanık … hakkında ise ayrıca mağdur …’e karşı 19.05.2003 tarihinde işlediği iddia olunan kasten yaralama ve 6136 sayılı Kanun’a muhalefet suçlarından kamu davası açıldığı,
Üsküdar Cumhuriyet Başsavcılığının 08.01.2004 tarihli ve 110-25 sayılı iddianamesi ile; sanık … hakkında cürüm işlemek için teşekkül oluşturmak ve mağdurlar … ile …’ya karşı 15.05.2003 tarihinde işlendiği iddia olunan nitelikli yağma suçlarından kamu davası açıldığı,
Sanık …’ın savunmasının Üsküdar 1. Ağır Ceza Mahkemesince 10.03.2004 tarihinde alındığı,
Üsküdar 1. Ağır Ceza Mahkemesince 31.05.2005 tarih ve 105-110 sayı ile; sanık … hakkındaki dosyanın diğer sanıklar hakkındaki dosyayla birleştirilmesine karar verildiği,
Sanıklar … ve … ile inceleme dışı sanıklar …ve …’nun savunmalarının 17.05.2004 tarihinde; inceleme dışı sanık…’ın savunmasının 30.06.2004 tarihinde; sanık …’ın savunmasının ise 02.03.2005 tarihinde alındığı,
Yapılan yargılama sonucunda Üsküdar 2. Ağır Ceza Mahkemesince 10.07.2006 tarih ve 151-239 sayı ile; tüm sanıklar ve inceleme dışı sanıklar hakkında cürüm işlemek için teşekkül oluşturmak ve mağdurlar … ve …’ya karşı yağma suçlarından beraat kararları verildiği, inceleme dışı sanık … hakkında ise mağdur …’e karşı 19.05.2003 tarihinde işlediği iddia olunan kasten yaralama ve 6136 sayılı Kanun’a muhalefet suçlarından mahkûmiyet hükümleri kurulduğu,
Anlaşılmaktadır.
TCK’nın 66. maddesinde; kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça kamu davasının maddede yazılı sürelerin geçmesiyle ortadan kalkacağı düzenlenmiş, aynı maddenin birinci fıkrasının (d) bendinde beş yıldan fazla ve yirmi yıldan az hapis cezasını gerektiren suçlarda bu sürenin onbeş yıl olacağı hüküm altına alınmıştır.
Aynı Kanun’un 67. maddesi uyarınca kesen bir nedenin varlığı hâlinde zamanaşımı süresi, kesilme gününden itibaren yeniden işlemeye başlayacak ve ilgili suça ilişkin olarak kanunda belirlenen sürenin en fazla yarısına kadar uzayacaktır.
Ceza Genel Kurulunun 26.06.2012 tarihli ve 978–250 sayılı kararı başta olmak üzere birçok kararında açıkça vurgulandığı üzere, yargılama yapılmasına engel olup davayı düşüren hâllerden biri olan zamanaşımının yargılama sırasında gerçekleşmesi hâlinde mahkeme ya da Yargıtay, resen zamanaşımı kuralını uygulayarak kamu davasının düşmesine karar verecektir.
Bu açıklamalar ışığında ön sorun konusu değerlendirildiğinde;
Sanıklara atılı nitelikli yağma suçunun yaptırımı TCK’nın 149/1-a-c maddesi uyarınca on yıldan on beş yıla kadar hapis cezası olup, aynı Kanun’un 66/1-d maddesi gereğince belirtilen suçun asli dava zamanaşımı süresi on beş yıl, 67/4. maddesi göz önüne alındığında ise kesintili dava zamanaşımı süresi ise yirmi iki yıl altı aydır.
Sanıkların, daha ağır cezayı gerektiren başka bir suçu oluşturma ihtimali bulunmayan ve 15.05.2003 tarihinde işledikleri iddia olunan eylemleriyle ilgili olarak, TCK’nın 66/1-d ve 67/4. maddelerinde öngörülen on beş yıllık asli dava zamanaşımı süresinin, diğer sanıklarla iştirak hâlinde suçu işlediği iddia olunan sanık …’ın kovuşturma aşamasında sorgusunun yapıldığı 02.03.2005 tarihinde kesilerek yeniden işlemeye başladığı ve 02.03.2020 tarihinde dolduğu anlaşılmaktadır.
Bu itibarla, Yerel Mahkemenin direnme kararına konu hükümlerinin, dava zamanaşımının gerçekleşmesi nedeniyle bozulmasına, ancak yeniden yargılama yapılmasını gerektirmeyen bu konuda 1412 sayılı CMUK’un, 5320 sayılı Kanun’un 8. maddesi uyarınca karar tarihi itibarıyla uygulanması gereken 322. maddesine göre karar verilmesi mümkün bulunduğundan, sanıklar hakkındaki kamu davalarının TCK’nın 66/1, 67/4 ve CMK’nın 223/8. maddeleri uyarınca düşmesine karar verilmelidir.
SONUÇ:
Açıklanan nedenlerle;
1- İstanbul Anadolu 6. Ağır Ceza Mahkemesinin 27.02.2017 tarihli ve 310-7 sayılı direnme kararına konu hükümlerinin, dava zamanaşımının gerçekleşmesi nedeniyle BOZULMASINA,
Ancak yeniden yargılamayı gerektirmeyen bu konuda 1412 sayılı CMUK’un, 5320 sayılı Kanun’un 8. maddesi uyarınca karar tarihi itibarıyla uygulanması gereken 322. maddesine göre karar verilmesi mümkün olduğundan, sanıklar …, …, … ve … hakkındaki kamu davalarının TCK’nın 66/1-d, 67/4 ve CMK’nın 223/1-8. maddeleri uyarınca DÜŞMESİNE,
2- Dosyanın, mahalline gönderilmesi için Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİ EDİLMESİNE, 02.03.2021 tarihinde yapılan müzakerede oy birliğiyle karar verildi.