Ülkücü Destan – Ali Aksoy (Şiir)

ÜLKÜCÜ DESTAN

Sorarlar ülkücü destanı gardaş,
Deyin ki, şanlıdır mazimiz bizim,
Şehitler yürekte yükselen ateş,
Yanında teselli gazimiz bizim.

Eylüller boyunca incele hele,
Ezilmiş mi hiç, düşmüş mü ele ?
Zindanda atları savurmuş yele,
Arkada dağ olmuş tozumuz bizim.

Üzülme bu kervan git gide büyür,
Büyür de zalimi bir korku bürür,
Şu gelen oradan meltem üfürür,
Hazar’da köpürür tuzumuz bizim.

Hak ve adaletten yana olmuşuz,
Ahmet Yesevi’den ışık almışız,
Orduları küfre doğru salmışız,
Daha da tükenmez gezimiz bizim.

Kafatasçı denmiş, köpekçi denmiş,
Irkçısınız deyip atmak denenmiş,
Yılmamış ülküdaş, yine direnmiş,
Hiç yere değmemiş dizimiz bizim.

İyi bil ahrette hesap sorulur,
Yüzde yüz Türk olsan, sular durulur,
İslamla tanışır, cihan kurtulur,
Bitmeli gayrı bu nazımız bizim.

İlim ve imanla yoğrulmalıyız,
Tecrübe, zamanla yoğrulmalıyız,
Kur’an’a tutunup doğrulmalıyız,
Turan’da bitmeli gazamız bizim.

Ozanlar seslenir anlayanlara,
Yurttaki fitneyi önleyenlere,
Ali’yi sabırla dinleyenlere,
İşte son kıtada sözümüz bizim:

Ne şaka, ne oyun, ne de eğlence !
İşte ülkücüler halka güvence.
Başbuğum; “ilerle” emri verince,
Vallahi kesilmez hızımız bizim.

Şiir: Ali Aksoy