Uyuşturucu madde ticareti yapma – Ceza Genel Kurulu – 2019/412 E. , 2021/44 K.

Ceza Genel Kurulu 2019/412 E. , 2021/44 K.

“İçtihat Metni”
Kararı Veren
Yargıtay Dairesi : 20. Ceza Dairesi
Mahkemesi :Ceza Dairesi
Sayısı : 1334-1430

Uyuşturucu madde ticareti yapma suçundan sanık … Kızıkkaya’nın TCK’nın 188/3, 188/5, 62, 52/2-4, 53, 54 ve 63. maddeleri uyarınca 18 yıl 9 ay hapis ve 25.000 TL adli para cezası ile cezalandırılmasına, taksitlendirmeye, hak yoksunluğuna, müsadereye ve mahsuba ilişkin Siverek Ağır Ceza Mahkemesince verilen 17.02.2017 tarihli ve 173-45 sayılı, re’sen de istinaf kanun yoluna tabi olan hükmün sanık müdafisi tarafından istinaf edilmesi üzerine dosyayı inceleyen Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 5. Ceza Dairesince 06.10.2017 tarihli ve 1334-1430 sayılı kararı ile istinaf başvurusunun esastan reddine, bu kararın da sanık müdafisi tarafından temyiz edilmesi üzerine dosyayı inceleyen Yargıtay 20. Ceza Dairesince 28.03.2019 tarih ve 1154-1955 sayı ile;
“5271 sayılı CMK’nın 288. ve 294. maddelerinde yer alan düzenlemeler dikkate alınarak, CMK’nın 289. maddesinde sayılan kesin hukuka aykırılık halleri ile sanıklar müdafileri ile sanık …’ın temyiz dilekçelerinde belirttikleri temyiz sebeplerinin hükümlerin hukuki yönlerine ilişkin olduğu belirlenerek anılan sebeplere bağlı olarak yapılan incelemede, sanık hakkında uyuşturucu madde ticareti yapma suçundan kurulan hükümlere ilişkin istinaf isteğinin esastan reddine dair Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 5. Ceza Dairesinin kararı hukuka uygun bulunduğundan, sanıklar müdafileri ile sanık …’ın yerinde görülmeyen temyiz isteklerinin CMK’nın 302/1. maddesi uyarınca esastan reddine” karar verilmiş,
Daire Üyesi E. Şener; “Sanık … aşamalardaki savunmalarında özetle; … ve …’nin mahalleden arkadaşları olduğunu, …’in ağabeyi…’nin Siverek cezaevinde yatması nedeniyle onu görmeye gideceklerini, …’in Diyarbakır’a ablasının oğlunun yanına uğrayacağını ve … ile …’in kendisine sende gel dediğini, kendisinin Adana’da meydan mahallesinde küçük bir işyerinin olduğunu, ailevi sıkıntılarının olduğunu, kaynanasının Suriye’li olduğunu, kızını kendisinden almak istediğini, kendisinin de kaynanası ile tartışırken daha önceden uydu işini yaptığı için tanıştığı …’in bunu gördüğünü, moralinin bozuk olduğunu gördüğünü, Diyarbakır’a gideceğini söylediğini, kendisininde gezme amaçlı ve kafa dağıtmak için … ve … ile gitmeyi kabul ettiğini, kendisinin dolaşmak maksatlı tamam dediğini, üçünün Adana’dan beraber yola çıktıklarını, direkt Diyarbakır’a gittiklerini, Diyarbakır’da …’in teyzesinin oğlu olan … isimli şahsın evine gittiklerini, …’in yanlarından ayrıldığını, yaklaşık olarak 2 – 3 saat gibi kaldıklarını, sonra …’in geldiğini, daha sonra Siverek’e gittiklerini, kendisi misafir olduğundan onlar ne dediyse onlara uyduğunu, … ve …’ı tanımadığını, ele geçirilen uyuşturucu ile bir ilgisinin bulunmadığını, üzerine atılı suçlamayı kabul etmediğini, gece saat 03.00 gibi Diyarbakır’dan yola çıktıklarını, Diyarbakır’dan çıkarken bir lokantada çorba içtiklerini, başka da bir yere uğramadıklarını, lokantada kimsenin yanlarına uğramadığını, ancak kendisinin eşi ile çok mesajlaştığından dolayı tam olarak etrafta ne olduğunu hatırlamadığını, daha sonra yola çıktıklarını, Siverek girişinde ekiplerin kendilerini durdurduğunu, üst araması ile birlikte arabayı aradıklarını, 20 dakika sonra bir kamyon geldiğini, o arabanın içinde esrar bulunduğunu, o sırada polislerin kendilerini de alıp götürdüklerini, kendisinin uyuşturucuyla herhangi bir alakasının olmadığını, üzerine atılı suçlamaları kabul etmediğini savunmuştur.
Mahkemece ‘dosya içerisinde bulunan ihbar tutanağı, sanıklar …, … ve Fırsat’ın… plakalı öncü araçta olmaları ve sürekli şüpheli hareketler sergileyerek arkalarına bakmaları birbirleri ile göz teması kurmaları ilçemizin Güneydoğu Anadolu ile batı illeri arasındaki köprü olup birçok öncü artçı araç seklinde vakanın yaşanması ve benzer vakalarda da öncü araçtakilerin yakalanmasından sonra aynı şekilde şüpheli hareketlerde bulunmaları ve bu şüpheli hareketleri neticesinde öncü araçların tespit edilmesi bu vakanın da birçok önceki vakada olduğu gibi bu türden olması, öncü araçtakilerin şüpheli hareketlerinden artçı aracın tespit edilmesi, öncü nitelikteki… plakalı araçtan çok kısa bir süre sonra… plakalı aracın polis uygulama noktasına gelmesi, öncü araçtaki sanık …’in tanımadığını savunmasına rağmen artçı araçtaki … île birçok kez görüşmüş olması, bu hususun sanıkların üzerlerinde bulunan telefonlardan tespit edilmesi, yine öncü araçtaki sanık …’in tanımadığını söylemesine rağmen artçı araçtaki sanık … ile birçok kez görüşmüş olması, yine artçı araçtaki sanık …’ın öncü araçtaki … ile tanımadığını söylemesine rağmen görüşme gerçekleştirmesi, dosyada bulunan HTS kayıtları, dosyada bulunan HTS kayıtlarında sanıklar …, … ve Fırsat’ın sadece Diyarbakır iline gittiklerini söylemelerine rağmen Mahkememizin diğer dosyalarında da çoğu kez görülmesine rağmen uyuşturucu maddesinin fazlaca alındığı Diyarbakır iIi Lice ilçesine… plakalı araç ile gitmiş olmaları, her iki öncü ve artçı aracın önce Adana ilinden Diyarbakır’a daha sonra da Diyarbakır İlinden Adana’ya aynı gün içerisinde gidip gelmeleri, sanık …’ın emniyette ve Mahkememizde alınan ifadesinde suça konu uyuşturucuyu sanık … ile birlikte Diyarbakır ilinden araca yüklediklerini eylemi birlikte gerçekleştirdiklerine ilişkin savunması, sanık …’in sabıka kaydında daha önce uyuşturucu madde ticareti suçundan mahkûm olması, öncü aracın sanık …’in eşine ait olup içerisinde esrar maddesi bulanan aracın sanıklardan hiçbirine ait olmayan sanık …’un şirketine ait olması, sanık … ve öncü araçta bulunan sanıklar …ve …’in sanık …’in ağabeyinin görüş günü olması sebebiyle birlikte Siverek’e geldiklerini savunmalarına rağmen suç tarihinde dosyada bulunan tutanak gereği sanık …’in ağabeyinin açık görüşünün bulunmayıp çok uzun süre sonra açık görüşünün bulunması, yine sanık …’un aracını emaneten sanık …’a verdiği …’ın aracın liftinin bozulması nedeniyle kendisini çağırdığını ve uyuşturucudan haberinin olmadığını savunmasına rağmen, aracın olay anında tutulan tutanakta aracın liftinin bozuk olmaması, yine sanık …’ın aracın liftini kendisinin yaptığını savunarak sanık …’un savunmalarını bertaraf etmiş olması, kaldı ki sanık …’un sadece lift bozukluğu için Adana ilinden Diyarbakır iline gitmesinin hayatın olağan akışı içerisinde olmaması, emniyet birimlerinin en zaafiyetli olduğu zaman gece vakti düşünülerek öncü artçı araçların gecenin geç saatlerinde öncü ve artçı şekilde yolculuk yapmaları, sanıkların aynı gün içerisinde Diyarbakır iline gidip dönmelerinin hayatın olağan akışına aykırı olması, gecenin geç saatlerinde Siverek ilçesine gelmelerinin gerekçesinin sadece savunmadan ibaret olması, sanık …’in üzerinde 39830 TL miktarında normalde taşınmaması gereken miktardan fazla para taşıması, bu miktardaki para ile bir gün de ev alınmasının hayatın olağan akışına aykırı bulunması ve uyuşturucu satıcılarının genel olarak keş para ile iş görmeleri, Mahkememizce bilirkişiden alınan rapor içeriği, bir bütün halinde değerlendirildiğinde sanıkların eylemlerinin sabit olduğu ve üç veya daha fazla kişi ile birlikte uyuşturucu madde ticareti suçunu işledikleri sanıkların cezalandırılmalarının gerektiği anlaşılmış ve bu manada hüküm tesis edilmiştir.’
Gerekçesi ile tüm sanıklar hakkında mahkûmiyet kararı verilmiştir.
Bu gerekçe ve dosya kapsamına göre ise;
A-) 29.03.2016 tarih ve 15.40 sıralarında emniyet müdürlüğüne …’nin uyuşturucu baronu olduğu şeklinde ihbar yapıldığı ancak olay, araç, yakalama tutanaklarına göre ihbara dayalı bir uygulama değil, doğu illerinden batı illerine uyuşturucu madde ve gümrük kaçağı sigara gidişini önlemek amacıyla kontrol noktası oluşturulduğu, tanık olarak dinlenen polis memuru Kadir Kurt’unda olayla ilgili ihbar olduğuna dair bilgileri olmadığını, yapılan yol uygulamasında sanıkları yakaladıklarını beyan etmiş, iddianame içeriğinde de olay nedeniyle ihbar olduğuna ilişkin bir anlatımda bulunulmamıştır.
B-) Sanıkların kullandıkları telefon hatlarının yapılan incelenmesi sonucu düzenlenen bilirkişi raporunda …’nın sadece … ile olay tarihinden çok önce 30.01.2016 tarihinde 3 kez, 02.02.2016 tarihinde 2 kez, 08.02.2016 tarihinde 1 kez, 20.02.2016 tarihinde 1 kez, 22.02.2016 tarihinde 1 kez, 06.03.2016 tarihinde 1 kez, en sonda olay tarihinden 13 gün önce 16.03.2016 tarihinde 1 kez görüşme yapıldığı sonrasında ve olay tarihinde başkaca bir görüşme yapılmadığı tespit edilmiştir. Görüşmelerin içeriği bilinmediği için işlenen suçla ilgisi kurulamaz.
C-) Sanık …’ın, …’in ağabeyi…’nin Siverek Cezaevinde yatması nedeniyle onu görmeye gideceklerine ilişkin beyanının, …’in ağabeyi…’nin o tarihte açık görüşünün bulunmadığını bildiği ya da bilmesi gerektiği gibi bir durum, Fırsat’ın suçunun delili olarak değerlendirilemez, zira sanığın savunmalarından bu hususu bildiği belli değildir.
D-) Sanık …’ın her aşamada suça ilişkin bilgisi olmadığını beyan etmesi, diğer sanıkların …aleyhine bir ifadelerinin bulunmaması ve öncü olduğu kabul edilen içinde uyuşturucu madde bulunmayan… plakalı araçta … ve … ile birlikte bulunmasının, diğer sanıkların eylemine iştirak etmiş sayılacağı ya da onların suçuna yardımda bulunduğu anlamına nasıl geleceğine ilişkin bir gerekçe ortaya konulmamıştır.
Sanığın diğer sanıklarla Diyarbakır’a, Siverek’e gitmesi olgusunun TCK’nın 39. maddesi kapsamında suça yardım oluşturup oluşturmayacağı tartışılmamıştır. Diğer sanıkların suça ilişkin eylemlerinde sanık …’ın fikir ve eylem birliğinin nasıl oluştuğu somut delillerle açıklanamamıştır. Bir kişinin, suç işleyen diğer kişilerin işlediği/işleyeceği suçtan haberi olmadan ve o suça ilişkin bir delili görmeden, onların suç kastını bilmeden aynı araçta birlikte seyahat etmesi eylemi, diğerlerinin işlediği suça iştirakin ispat aracı olamaz. Sanığın böyle bir saiki (faili suç işlemeye sevkeden his ) varsa bile saik suça ilişkin delil olamaz.
E-) Mahkeme, aşağıda yazılı şekilde gerekçesinde başka davaların konusu olan olaylardan hareketle;
‘… Mahkememizin diğer dosyalarında da çoğu kez görülmesine rağmen uyuşturucu maddesinin fazlaca alındığı Diyarbakır iIi Lice ilçesine… plakalı araç ile gitmiş olmaları…’ vakıasını sanık …’ın mahkûmiyetine gerekçe yapmıştır. Başka davaların konusu olaylar bir başka davaya gerekçe olamaz,
Ayrıca; vakıanın (olayın) tek başına delil olabilmesi için o vakıanın, suç kastını, suça iştiraki ya da suça yardımı açıkça gösteren şüphe duyulmayacak biçimde olması gerekir.
Ceza muhakemesinin en önemli ilkelerinden biri olan ve Latince ‘İn dubio pro reo’ olarak ifade edilen ‘kuşkudan sanık yararlanır’ ilkesi uyarınca, sanığın bir suçtan cezalandırılmasının temel şartı, suçun şüpheye yer vermeyen bir kesinlikte ispat edilmesidir.
Sanık tarafından gerçekleştirildiği şüpheli ve tam olarak aydınlatılmamış olaylar ve iddialar, sanığın aleyhine yorumlanarak mâhkumiyet hükmü kurulamaz.
Cezaya mahkûmiyet ulaşılan ihtimali kanaate değil, kesin ve açık ispata dayanmalıdır.
Yukarıda açıkladığım nedenlerle:
1-) Dosya kapsamına göre; 29.03.2016 tarihinde… plakalı araçta esrar ele geçirilmesi üzerine, öncü kabul edilen araçta sanık …’ın diğer sanıklar … ve … ile birlikte bulunması ve kullandığı telefon ile olay tarihinden en yakın 13 gün önce sadece … ile yaptığı içeriği bilinmeyen telefon HTS kayıtları dışında, sanığın savunmasının aksine, her türlü kuşkudan uzak mahkûmiyetine yeterli kesin delil bulunmadığından, sanık …’ın beraatine karar verilmesi gerektiğinden,
Kabûle göre de;
2-) Sanık …’ın diğer sanıklarla aynı araçla Dyarbakır’a gitmesi ve birliktelik olgusunun TCK’nın 39. maddesi kapsamında suça yardım oluşturup oluşturmayacağı tartışılmadan mahkûmiyet hükmü kurulması nedeniyle, …hakkındaki hükmün bozulması gerektiği düşüncesinde olduğumdan, sayın çoğunluğun görüşüne katılmıyorum…” düşüncesiyle karşı oy kullanmıştır.
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı ise 18.06.2019 tarih ve 2017/65945 sayı ile özetle;
“…29.03.2016 tarihinde… plakalı araçta esrar ele geçirilmesi üzerine, öncü kabul edilen araçta sanık …’ın diğer sanıklar … ve … ile birlikte bulunması ve kullandığı telefon ile olay tarihinden en yakın 13 gün önce sadece … ile yaptığı içeriği bilinmeyen telefon HTS kayıtları dışında, sanığın savunmasının aksine, her türlü kuşkudan uzak mahkûmiyetine yeterli kesin delil bulunmadığından, sanık …’ın beraatine karar verilmesi gerekirken, aksi yöndeki Yerel Mahkeme kararının usul ve yasalara aykırı olduğu ve bozulması gerektiği” görüşüyle itiraz kanun yoluna başvurmuştur.
CMK’nın 308. maddesi uyarınca inceleme yapan Yargıtay 20. Ceza Dairesince 03.07.2019 tarih, 1514-4056 sayı ve oy birliği ile itiraz nedenlerinin yerinde görülmediğinden bahisle Yargıtay Birinci Başkanlığına gönderilen dosya, Ceza Genel Kurulunca değerlendirilmiş ve açıklanan gerekçelerle karara bağlanmıştır.
TÜRK MİLLETİ ADINA
CEZA GENEL KURULU KARARI
İnceleme dışı sanıklar …, …, … ve … hakkında uyuşturucu madde ticareti yapma suçundan kurulan mahkûmiyet hükümlerine yönelik istinaf başvurularının esastan reddine dair karar, Özel Dairece temyiz isteklerinin esastan reddine karar verilmek suretiyle kesinleşmiş olup inceleme sanık … hakkında kurulan mahkûmiyet hükmü ile sınırlı olarak yapılmıştır.
Özel Daire ile Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı arasında oluşan ve Ceza
Genel Kurulunca çözümlenmesi gereken uyuşmazlık; sanığa atılı uyuşturucu madde ticareti yapma suçununun sabit olup olmadığının belirlenmesine ilişkindir.
İncelenen dosya kapsamından;
Olay, araç arama, yakalama, muhafaza altına alma ve el koyma tutanağına göre; Siverek Kaçakçılık ve Organize Suçlarla Mücadele Grup Amirliği görevlilerince Sulh Ceza Hâkimliğinin 28.03.2016 tarihli ve 559 değişik iş sayılı kararına istinaden, uyuşturucu madde ve gümrük kaçağı sigara sevkiyatı yapan şahıslara yönelik 28.03.2016 tarihinde saat 23.00 sıralarında uygulama noktası oluşturulup öncülü artçılı araçlarla güzergâh boyunca birbirleriyle irtibat kurmak suretiyle kontrol noktalarına yakalanmadan sevkiyat yapmayı amaçlayan vasıtalar da gözetilerek kontrollere başlanıldığı,
29.03.2016 tarihinde saat 03.50 sıralarında uygulama noktasına gelen, sürücülüğünü … …’nin yaptığı, sağ ön koltukta …’nin, arka koltukta ise …’nın bulunduğu tespit edilen… plaka sayılı aracın durdurulduğu, arama kararı kendilerine gösterilen şahısların tedirgin hareketler sergilediklerinin, sürekli olarak geriye doğru baktıklarının, birbirleriyle göz teması kurduklarının, devamlı olarak telefonlarının çaldığının, sürekli olarak tekrar seyir hâline geçmek istediklerini söylediklerinin, kendilerine sorulan sorulara çelişkili ve birbirinden farklı cevaplar verdiklerinin fark edilmesi üzerine, durdurulan aracın öncü araç olabileceğini değerlendiren görevlilerce saat 03.55 sıralarında araç ve şahısların aranmasına başlanıldığı,
Bu sırada uygulama noktasına gelen… plaka sayılı kapalı kasa kamyonetin de kontrol amaçlı durdurulduğu, sürücünün …, yanında oturan şahsın ise … olduğunun tespit edildiği, bu şahısların da tedirgin hareketler sergileyip… plaka sayılı öncü olabileceği değerlendirilen araçtaki şahıslarla sürekli göz teması kurduklarının görevlilerce görüldüğü, şahıslara nereden gelip nereye gittikleri sorulduğunda “Diyarbakır’dan Adana’ya giyim eşyası götürdüklerini ve araçlarının mühürlü olduğunu” söyledikleri, kendilerinden istenilen taşıma irsaliyesinde giyim eşyası taşıdıklarına dair herhangi bir ibarenin olmadığının anlaşılması üzerine aracın arka kapağının kontrol edilip açılır kapanır lift şeklinde olan kapağın açılması istenildiğinde sürücü inceleme dışı sanık …’un önce liftin bozuk olduğunu, bu nedenle açılamayacağını daha sonra ise liftin açılabileceğini söylediği, lift açıldığında bir kargo veya firma ibaresi bulunmayan, kırmızı renkli 4807420-9 numaralı mührün bulunduğu ancak irsaliyedeki ile kapaktaki mühür numaralarının birbirini tutmadığı, mührün kendiliğinden açılır vaziyette ve göstermelik şekilde olduğunun görevlilerce görüldüğü, arka kapak açıldığında 3 adet telis çuval ve 2 adet siyah poşet içerisinde daralı ağırlıkları toplamı 101 kilo 820 gram gelen suç konusu esrarın ele geçirildiği, inceleme dışı sanıklar … ve …’ın yakalandıkları,
… plaka sayılı kamyonette esrar bulunması üzerine öncü araçta bulunan şahısların daha fazla tedirgin olduklarının, daha da endişelendiklerinin, hava koşullarının terlemeye müsait olmamasına rağmen şahısların terlediklerinin görevlilerce fark edilmesi üzerine durum hakkında Cumhuriyet savcısına bilgi verildiğinin, alınan talimat doğrultusunda her iki araçtaki şahısların birbirileri ile bağlantılarının olup olmadığının belirlenebilmesi bakımından yapılan incelemede, inceleme dışı sanık …’nin kullandığı 0546 … ve inceleme dışı sanık …’nin kullandığı 0539…numaralı GSM hatları takılı telefonlar ile inceleme dışı sanık …’ın kullandığı 0546… numaralı GSM hattı takılı telefon arasında, birbirleriyle iletişim hâlinde olduklarını gösterir kayıtlar bulunduğunun belirlenmesi üzerine araçların öncü artçı şekilde hareket ettiklerinin değerlendirilerek inceleme dışı sanıklar … ve … ile sanık …’nın da görevlilerce yakalandıkları,
Yapılan GBT sorgularında, inceleme dışı sanık …’nin uyuşturucu madde ticareti yapma ve kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma, inceleme dışı sanık …’nin uyuşturucu madde ticareti yapma, inceleme dışı sanık …’ın mühür bozma, inceleme dışı sanık …’ın tehdit suçlarından kayıtlarının bulunduğu, sanık …’nın ise kaydının olmadığının görüldüğü,
Diyarbakır Kriminal Polis Laboratuvarı Müdürlüğünün 12.05.2016 tarihli raporunda; net 89780 gram hint keneviri bitki parçalarından net gram 31423 esrar elde edilebileceğinin bildirildiği,
Siverek Sulh Ceza Hâkimliğinin 28.03.2016 tarihli ve 559 değişik iş sayılı önleme araması kararının olay yeri ve tarihini kapsadığı,
Arayan ve aranan numaralar ile baz istasyonlarının tespitine ilişkin Siverek Sulh Ceza Hâkimliğinin 31.03.2016 tarihli ve 585 değişik iş sayılı kararının mevcut olduğu,
Şanlıurfa Emniyet Müdürlüğü Olay Yeri İnceleme Şube Müdürlüğünün 06.05.2016 tarihli raporunda, materyaller üzerinde vücut izi tespit edilemediğinin belirtildiği,
Plaka Tanıma Sistemi kayıtlarına göre; 01 DYH 04 plaka sayılı aracın 24.03.2016 tarihinde Şanlıurfa/Merkez, 25.03.2016 tarihinde Şanlıurfa/Merkez, 25.03.2016 tarihinde Hilvan, 25.03.2016 tarihinde Kayapınar, 25.03.2016 tarihinde Diyarbakır/Merkez, 25.03.2016 tarihinde Diyarbakır/Lice, 25.03.2016 tarihinde Diyarbakır/Merkez, 25.03.2016 tarihinde Hilvan, 25.03.2016 tarihinde Kayapınar, 25.03.2016 tarihinde Şanlıurfa/Merkez, 26.03.2016 tarihinde Bozova, 26.03.2016 tarihinde Adıyaman/Gölbaşı, 26.03.2016 tarihinde Pazarcık, 26.03.2016 tarihinde Adana, 26.03.2016 tarihinde Hilvan, 26.03.2016 tarihinde Adana, 27.03.2016 tarihinde Konya, 28.03.2016 tarihinde Nurdağı, 28.03.2016 tarihinde Hilvan (saat 19.32, 19.35), 28.03.2016 tarihinde Kayapınar (saat 20.34), 28.03.2016 tarihinde Diyarbakır/Merkez (saat 20.40-Şanlıurfa yolu/ saat 20.56 Silvan yolu), 28.03.2016 tarihinde Lice (saat 22.12 – 22.30), 29.03.2016 tarihinde Kayapınar (saat 03.08) yerleşim yerlerinde bulunan noktalardan geçiş yaptığının tespit edildiği,
Siverek Emniyet Müdürlüğünün 17.06.2016 tarihli yazısı ve 29.03.2016 tarihli telefon görüşme tutanağına göre; söz konusu olayda gerçekleşen yakalamanın bir ihbar üzerine yapılmadığı ancak … hakkında “29.03.2016 günü saat 15.30 sıralarında Siverek İlçe Emniyet Müdürlüğü hizmetlerinde kullanılmak üzere tahsis edilen 0 414 … hat nolu harici dış hat telefonunu arayan ve ismini vermek istemeyen bir şahsın ‘… isimli şahsın kamyonlar ile doğu illerinden esrar maddesi getirdiğini, yakalanmalarda kendisi malın muhatabı olmayıp devamlı birilerinin malı yüklenmesini sağladığını, yakalanan esrarların sahibinin … olduğunu, bu esrar maddelerini Adana ve diğer illerde sattığını, …’nin daha önceden uyuşturucu madde ticaretinden yakalandığını, Adana narkotik ekiplerince uyuşturucu sattığından ve sattırdığından dolayı takip edildiğini, Adana’da uyuşturucu Baron’u oldugu” şeklinde bir ihbarın bulunduğu,
29.03.2016 tarihli telefon görüşme tutanağına göre; … isimli şahsın abisi olan ve Siverek T Tipi Kapalı Cezaevinde yattığını tespit edilen… (T.C. No:….. 1776) isimli şahısla ile ilgili Siverek T Tipi Kapalı Cezaevinde görevli memur … yapılan görüşmede, kapalı cezaevinin açık görüşlerinin her ayın başında olduğunu, tutuklu… isimli şahsın A-20 koğuşunda yattığı, açık görüş gününün 06.04.2016 tarihi saat 09.00-10.00 arasında olduğu ve bu tarihten önce görüşülemeyeceğini, planlamanın bu şekilde olduğu bilgisinin alındığı,
Telefon inceleme tutanağına göre;
…’ye ait 0539…hat nolu ….431944/4 imei nolu SAMSUNG marka cep telefonunun rehber bölümü incelendiğinde …’a ait 0 546… ve 0 505 … hat nolu telefonların kayıtlı olmadığının,
…’ye ait 0 546 … hat nolu telefondan 29.03.2016 günü saat 01.24’te çağrı yapıldığının,
…’a ait 0 546… hat nolu telefon ile arayan … olarak 29.03.2016 günü saat 01.57’de 17 saniye, 01.37’de 18 saniye ve yine 01.37’de 9 saniye görüşme yapıldığının,
…’ye ait 0 539…hat nolu telefonundan …’a ait 0 546… hat nolu telefonun 28.03.2016 günü saat 23.15’te aranarak 38 saniye görüşme yapıldığı ve 29.03.2016 günü saat 00.43 sıralarında aranarak 35 saniye görüşme yapıldığının,
…’ye ait 0 539…hat nolu telefonundan …’ye ait 0 546 … hat nolu telefonun 29.03.2019 günü saat 01.50’de aranarak 9 saniye, 01.49’da aranarak 18 saniye ve 01.33’te aranarak 17 saniye görüşme yapıldığının,
… isimli şahsa ait 0 546 … hat nolu …./915530/2 imei numaralı Samsung marka cep telefonunun rehber bölümünde …’ye ait 0 539…nolu numaranın “S. Abi” olarak kayıtlı olduğu, …’a ait 0 546… hat nolu telefonun kayıtlı, tarih ve saatinin de ayarlı olmadığının,
…’ye ait 0 546 … hat nolu telefondan …’a ait 0 546… hat nolu telefonun (3) kez aranarak 57, 38 ve 38 saniyelik görüşmeler yapıldığının,
…’a ait 0 546… hat nolu telefondan …’ye ait 0 546 … hat nolu telefonun iki (2) kez 10 ve 20 saniye aranarak görüşme yapıldığının,
… isimli şahsa ait 0 546… hat nolu…./282844/4 imei nolu Samsung marka cep telefonunun rehber bölümünde diğer şüphelilere ait telefon numaralarının kayıtlı, tarih ve saatinin de güncel olmadığının,
…’ye ait 0539…hat nolu telefondan 3 kez cevapsız çağrı yapıldığının,
…’ye ait 0 546 … nolu telefondan …’a ait 0 546… nolu telefonun (3) kez arandığı, 57, 39 ve 39 saniye görüşüldüğünün,
…’ye ait 0539…hat nolu telefondan …’a ait 0 546… hat nolu telefonunun iki (2) kez arandığı, 38 ve 35 saniyelik görüşmeler yapıldığının,
Diğer şüpheliler … ve … isimli şahıslara ait cep telefonlarında yapılan aramada rehber, gelen ve giden arama ve cevapsız çağrılar bölümünde herhangi bir numaranın bulunmadığının,
Tespit edildiği,
18.11.2016 tarihli iletişimin tespitine dair bilirkişi raporunda;
… ile … arasında, 30.01.2016 tarihinde (3), 02.02.2016 tarihinde (2), 08.02.2016 tarihinde (1), 20.02.2016 tarihinde (1), 22.02.2016 tarihinde (1), 06.03.2016 tarihinde (1), 16.03.2016 tarihinde (1) adet görüşme kaydı,
… ile … arasında, 29.03.2016 tarihinde saat 01.34’de 19 saniye, saat 01.38’de 18 saniye, saat 01.50’de 19 saniye, saat 01.51’de 11 saniye, saat 01.58’de 18 saniye, saat 02.11’de 12 saniye olmak üzere toplam (6) adet görüşme kaydı,
… ile … arasında, 29.03.2016 tarihinde saat 01.41’de 40 saniye, saat 01.51’de 11 saniye, saat 02.02’de 39 saniye, saat 02.05’de 58 saniye, saat 02.07’de 21 saniye olmak üzere toplam (5) adet görüşme kaydı,
… ile … arasında, 28.03.2016 tarihinde saat 23.15’de 40 saniye, 29.03.2016 tarihinde saat 00.44’de 36 saniye, saat 01.38’de 10 saniye olmak üzere toplam (3) adet görüşme kaydı,
Bulunduğunun,
…’nın kullandığı 0505 … numaralı GSM hattının 20.03.2016 ve 29.03.2016 tarihleri arasındaki baz istasyon bilgilerine göre; 20.03.2016 ve 28.03.2016 tarihleri arasında Adana, 28.03.2016 tarihi saat 15.23 ve 16.09’da Gülpınar/Adana, saat 17.36’da Osmaniye, saat 19.31’de Hilvan/Şanlıurfa, saat 19.56’da Asri Mezarlık/Siverek, saat 20.01’de Hacıömer Mahallesi/Siverek, 29.03.2016 tarihi saat 02.59’da Kayapınar/Diyarbakır, saat 03.00’da Şanlıurfa yolu/Diyarbakır, saat 10.27 ve 10.47’de Camikebir Mahallesi/Siverek istasyonlarından sinyal bilgilerinin alındığı,
…’nin kullandığı 0539…numaralı GSM hattının 28.03.2016 ve 29.03.2016 tarihleri arasındaki baz istasyon bilgilerine göre; 28.03.2016 tarihi saat 19.36 ve 19.37’de Hilvan-Şanlıurfa, saat 19.39’da Bugur köyü/Şanlıurfa, saat 19.40 ve 19.42’de Aslanlı köyü/Şanlıurfa, 29.03.2016 tarihi saat 01.34’de Argül köyü/Diyarbakır, saat 01.38’de Lice yolu/Diyarbakır, saat 01.41’de Bingöl yolu/Diyarbakır, saat 01.50’de Kocaköy/Diyarbakır, saat 01.51’de Mermer köyü/Diyarbakır, saat 02.58’de Koyungüden köyü/Diyarbakır, saat 02.02, 02.05 ve 02.07’de Kâğıtlı köyü/Diyarbakır, saat 02.11’de Bağpınar köyü/Diyarbakır, saat 20.34’de Siverek/Şanlıurfa istasyonlarından sinyal bilgilerinin alındığı,
…’ın kullandığı 0539 775 14 97 numaralı GSM hattının 25.03.2016 ve 29.03.2016 tarihleri arasındaki baz istasyon bilgilerine göre; 25.03.2016 ve 28.03.2016 tarihleri arasında Adana, 28.03.2016 tarihi saat 13.30 ve 13.42’de Seyhan/Adana, saat 13.59, 14.22, 14.56, 15.30’da Sarıçam/Adana, saat 15.41’de Yakapınar/Adana, saat 17.36’da Bahçe/Osmaniye, saat 18.38’de Pazarcık/Kahramanmaraş, saat 18.50’de Şehitkamil/Gaziantep, saat 19.26’da Nizip/Gaziantep, saat 21.08 ve 21.22’de Şanlıurfa, saat 22.15’de Viranşehir/Şahlıurfa, saat 23.27’de Mazıdağı/Mardin, 29.03.2016 tarihi saat 00.04’de Sur/Diyarbakır, saat 00.09 ve 00.14’de Bağlar/Diyarbakır, saat 01.49’da Kefnecar köyü/Diyarbakır, saat 03.23’de Karahisar köyü/Siverek, saat 08.50 ve 09.36’da Camikebir Mahallesi/Siverek istasyonlarından sinyal bilgilerinin alındığı,
…’ın kullandığı 0546… numaralı GSM hattının 28.03.2016 ve 29.03.2016 tarihleri arasındaki baz istasyon bilgilerine göre; 28.03.2016 tarihi saat 18.04’de Düziçi/Osmaniye, saat 18.24’de Hasanbeyli/Osmaniye, saat 118.33’de Bahçe/Osmaniye, saat 23.15’de Karahisar/Siverek, 29.03.2016 tarihi saat 00.44’te Diyarbakır, saat 01.38, 01.41, 01.51, 02.02, 02.05 ve 02.07’de Kâğıtlı köyü/Diyarbakır, saat 20.55’de İnönü Bulvarı/Siverek istasyonlarından sinyal bilgilerinin alındığı,
…’nin kullandığı 0539…numaralı GSM hattının 01.03.2016 ve 29.03.2016 tarihleri arasındaki baz istasyon bilgilerine göre; 27.03.2016 ve 28.03.2016 tarihleri arasında Adana, 28.03.2016 tarihi saat 16.31’de Seyhan/Adana, saat 16.36’da Yüreğir/Adana, saat 17.36’da Bahçe/Osmaniye, saat 17.47, 17.51, 17.57 ve 18.04’te Nurdağı/Gaziantep, saat 18.05’te Şehitkamil/Gaziantep, saat 19.33’te Hilvan/Şanlıurfa, saat 22.01, 22.05 ve 22.12’de Lice/Diyarbakır, saat 23.15’te Genç/Bingöl, 29.03.2016 tarihi saat 00.44’de Genç/Bingöl, saat 01.34, 01.38’de Lice/Diyarbakır, saat 01.50, 01.51, 01.58’de Kocaköy/Diyarbakır, saat 02.11, 02.31, 02.33’de Sur/Diyarbakır, saat 07.12’de İnönü Bulvarı/Siverek istasyonlarından sinyal bilgilerinin alındığı,
Anlaşılmaktadır.
Tutanak tanığı …; herhangi bir ihbar olmaksızın rutin şekilde gerçekleştirmekte oldukları yol kontrolünde, uygulama noktasına giren araçta bulunan şahısların heyecanlı oluşları ve tedirgin davranışlarından, GBT sorgusunda araçta bulunan iki kişinin uyuşturucu madde ticareti yapma suçundan sabıkaları olmasından ve sordukları sorulara birbirinden farklı cevaplar vermelerinden şüphelendiklerini, aracın öncü araç olabileceğini değerlendirdiklerini, bir şahsın cezaevinde olan kardeşini ziyarete geldiklerini söylediğini, kısa bir süre sonra arçtı olduğunu değerlendirdikleri kamyonetin uygulama noktasına girdiğini, liftli kapağı açmak istediklerinde kapağın bozuk olduğu söylenmesine rağmen bozuk olmadığını gördüklerini, kamyonetteki şahısların giyim eşyası taşıdıklarını söylemelerine karşın beyan ettikleri eşyaya dair irsaliye sunamadıklarını, kamyonetin kasasını açtıklarında sadece paketler hâlinde esrarı tespit ettiklerini, esrarın yakalanmasından sonra öncü araçtaki şahısların tedirginliklerinin daha da arttığını fark etmeleri üzerine, durumu Cumhuriyet savcısına bildirdiklerini, aldıkları talimat üzerine şahısların telefonlarını kontrol ettiklerinde öncü ve artçı araçtaki şahısların birbirleri ile irtibatlı olduklarını gördüklerini,
İnceleme dışı sanık … kollukta; inceleme dışı sanık …’nin teyzesinin oğlu, sanık …’nın arkadaşı olduğunu, inceleme dışı sanıklar … ve …’ı ise tanımadığını, Siverek cezaevinde bulunan ağabeyi…’nin 29.03.2019 tarihinde açık görüşü olduğunu, ağabeyinin aynı zamanda inceleme dışı sanık …’nin kaynı olduğunu, sanık …’nın ise gezmek amacıyla kendileriyle geldiğini, 28.03.2016 tarihinde Adana’dan ziyaret amacıyla yola çıktıklarını, önce Diyarbakır’a yeğeninin yanına uğradıklarını, ardından gece geç saatlerde Siverek’e gitmek üzere yola çıktıklarını, Siverek’e geldiklerinde polislerin uygulama noktasında kendilerini durdurup arama yaptıklarını, bir süre kendilerini beklettiklerini, bu sırada uygulama noktasına bir kamyonetin geldiğini, bu araçta uyuşturucu madde bulunması üzerine karakola getirildiklerini, kendisi, inceleme dışı sanık … ve sanık …’nın uyuşturucu madde ile ilgilerinin bulunmadığını, savcılıkta ve sorgusunda farklı olarak; telefon kayıtlarını kabul etmediğini, kendisinin inceleme dışı sanık … veya aradığı bir şahısla görüşmesinin olmadığını, Siverek’e gelirken saat 02.30 sıralarında bir dinlenme tesisinde durduklarında yanlarına gelen bir şahsın inceleme dışı sanık …’den kontörünün bittiğini söyleyip kendisinin telefonunun aldığını, telefon görüşmelerinin bu şekilde gerçekleşmiş olabileceğini, saat 02.30 sıralarında telefonunun verdiğini söylemesine rağmen saat 23.15, 00.43 ve 01.37 itibarıyla gerçekleştiği anlaşılan görüşmeleri de kendisinin yapmadığını, Siverek cezaevinde bulunan ağabeyinin açık görüşü olduğunu söylemediğini, kapalı görüşünün olduğunu, bu hususun zapta neden “açık görüşü vardı” şeklinde yazıldığını bilmediğini, mahkemede ise bu beyanlarına ek olarak; Diyarbakır’da yeğeninin yanına uğradıklarında kendisinden arabayı isteyen inceleme dışı sanık …’ye aracını verdiğini, yanlarından ayrılan inceleme dışı sanık …’nin 1-2 saat sonra geri gelip işinin bittiğini ve dönmeleri gerektiğini söylediğini, kendisine ait telefon ile olan görüşmeleri inceleme dışı sanık …’nin yaptığını, atılı suçlamayı kabul etmediğini,
İnceleme dışı sanık … kollukta; inceleme dışı sanık …’nin teyzesinin oğlu, sanık …’nın inceleme dışı sanık …’in arkadaşı olduğunu, inceleme dışı sanıklar … ve …’ı ise tanımadığını, eniştesi de olan inceleme dışı sanık …’in ağabeyi…’nin Siverek cezaevinde ziyaretine gitmek için birlikte yola çıktıklarını, inceleme dışı sanık …’in önce Diyarbakır’da bulunan yeğenini ziyaret edeceğini söylemesi üzerine buraya geldiklerini, birkaç saat Diyarbakır’da kalmalarının ardından gece saatlerinde Siverek’e yola çıktıklarını, Siverek’te uygulama noktasında kendilerini durduran polislerin arala yaptıklarını, bir suç unsuru bulunmadığını, bir süre kendilerini beklettiklerini, uygulama noktasına gelen kamyonette uyuşturucu madde bulunmasından sonra emniyete getirildiklerini, ele geçen uyuşturucu madde ile ilgilerinin bulunmadığını, savcılıkta ve sorgusunda ek olarak; kendisine ait telefonun uyuşturucu madde bulunan kamyondaki şahıslardan birisinde çıktığını, nasıl çıktığını bilmediğini, Siverek’e gelirken durdukları dinlenme tesisinde yanına gelen bir şahsın şarjının bittiğini söyleyip kendisinden telefonunun istediğini, görüşmelerin bu şekilde gerçekleşmiş olabileceğini, Diyarbakır’da bulundukları zaman içerisinde merkezde gezdiklerini, başka bir yere gitmediklerini, mahkemede ise; önceki ifadelerinin doğru olmadığını, inceleme dışı sanık …’in Diyarbakır’a ziyarete gideceğini, sanık …’ın da kendisi ile gezmeye geleceğini söylemesi üzerine, daha önceden tanıdığı inceleme dışı sanık …’a 15 bin TL karşılığında Diyarbakır’dan Adana’ya esrar getirmeyi teklif ettiğini, onun da kabul ettiğini, Diyarbakır’a geldiklerinde inceleme dışı sanık … ve sanık …’ı Ceylan market önünde indirdikten sonra Lice tarafına esrar almaya gittiğini, 50 kg esrarı 43 bin TL’ye aldığını, inceleme dışı sanık … ile buluşup aldığı esrarı araca yüklediğini, gece saat 01.00 sıralarında inceleme dışı sanık … ve sanık …’ı alarak Siverek’e yola çıktıklarını, inceleme dışı sanık …’in inceleme dışı sanık … ile yaptığı görülen görüşmeleri kendisinin yaptığını, Adana’da yola çıkmadan önce aldığı iki çakma hattan birini inceleme dışı sanık …’a verdiğini, diğerinin kendisinde kaldığını, bu şekilde irtibat kurduklarını, kendisindeki hattın kontörü bitince inceleme dışı sanık …’ten telefonunu istediğini ve inceleme dışı sanık …’in telefonuyla inceleme dışı sanık … ile görüşmeler yaptığını, uygulama noktasında durdurulmalarından sonra aynı yere gelen kamyonda uyuşturucu bulunması üzerine yakalandıklarını, inceleme dışı sanık …’ı ilk defa uygulama noktasında gördüğünü, esrarı yüklerken görmediğini, kendisine ait 50 kg esrar dışındaki uyuşturucudan haberinin olmadığını, suçlamayı bu hâliyle kabul ettiğini,
İnceleme dışı sanık … kollukta; inceleme dışı sanık …’ın şoför arkadaşı olduğunu, inceleme dışı sanık …’yi Adana’da esrar ortamından tanıdığını, inceleme dışı sanık … ve sanık …’yı ise tanımadığını, inceleme dışı sanık …’nin kendisine Diyarbakır’da çevresinin olduğunu, 63 kg esrar bulduğunu, Adana’ya getirip getirmeyeceğini sorduğunu, 15 bin TL karşılığında teklifini kabul ettiğini, inceleme dışı sanık …’dan Diyarbakır’dan ev eşyası getireceğini söyleyerek kamyonunu istediğini, 28.03.2016 tarihinde Adana’dan tek başına yola çıktığını, Diyarbakır’a geldiğini, burada aracın lift kapağının arıza yapması üzerine inceleme dışı sanık …’u arayarak Diyarbakır’a çağırdığını, ancak kendi imkânları ile arızayı giderdiğini, bu sırada inceleme dışı sanık … ile telefonlaşarak buluştuklarını, Silvan yolu üzerinde esrarı kamyona yüklediklerini, inceleme dışı sanık …’den ayrıldıktan sonra başka bir şahıstan daha esrar aldığını, inceleme dışı sanık …’un yanına gelmesi üzerine 29.03.2016 tarihi saat 00.10 sıralarında Adana’ya dönmek üzere birlikte yola çıktıklarını, inceleme dışı sanık …’un araçta ev eşyası olduğunu zannettiğini, Siverek’teki uygulama noktasında yakalandıklarını, inceleme dışı sanık …’yi de burada gördüğünü, inceleme dışı sanık …’un olayla ilgisinin olmadığını, araçtaki esrarın 50 kg’sinin inceleme dışı sanık …’ye, kalanının ise Halo isimli şahsa ait olduğunu, savcılıkta ve sorgusunda farklı olarak; ele geçirilen uyuşturucu maddenin tamamının kendisine ait olduğunu, Halo isimli şahıstan aldığını, telefon kayıtlarını kabul etmediğini, kollukta inceleme dışı sanık … ile telefon görüşmelerinin çıkması nedeniyle onun adını verdiğini, mahkemede ise; inceleme dışı sanık …’nin kendisine uyuşturucu madde nakletmeyi teklif ettiğini, 15 bin TL karşılığında bu teklifi kabul ettiğini, inceleme dışı sanık …’nin aldığı iki çakma hattan birisini kendisine verdiğini, Diyarbakırda bu şekilde birbirleri ile irtibat kurduklarını, Silvan yolunda inceleme dışı sanık …’in esrarı kamyona yüklediğini, yola çıktıktan sonra inceleme dışı sanık … ile hiç görüşmediğini, inceleme dışı sanık … ve sanık …’ı tanımadığını, inceleme dışı sanık …’un olaydan haberinin olmadığını,
İnceleme dışı sanık … aşamalarda; inceleme dışı sanık …’ın arkadaşı olduğunu, diğer şahısları ise tanımadığını, inceleme dışı sanık …’ın kendisinden Diyarbakır’dan eşya getirmek için çalıştığı şirkete ait kamyonu istemesi üzerine verdiğini, 28.03.2016 tarihi akşam saatlerinde arayıp kamyonun arıza yaptığını söylemesi ve çağırması nedeniyle Diyarbakır’a geldiğini, lift kapağındaki arızayı gidermesinin ardından yola çıktıklarını, kamyonda uyuşturucu madde bulunduğundan haberinin olmadığını,
Beyan etmişlerdir.
Sanık … savunmalarında; inceleme dışı sanıklar … ve …’nin mahalleden arkadaşları olduğunu, inceleme dışı sanıklar … ve …’ı ise tanımadığını, inceleme dışı sanık …’in ağabeyinin Siverek Cezaevinde bulunduğunu, 29.03.2016 tarihinde açık görüşü olduğunu, inceleme dışı sanık …’in kendisine Siverek’e ağabeyini ziyarete gideceklerini söyleyerek kendilerine eşlik etmesini istediğini, ailevi nedenlerle morali bozuk olduğundan gezmek amacıyla teklifi kabul ettiğini, Adana’dan gündüz yola çıktıklarını, inceleme dışı sanık …’in önce Diyarbakır’da bulunan yeğenini ziyaret edeceğini söylemesi üzerine Diyarbakır’a geldiklerini, Diyarbakır’da bulundukları süre içerisinde merkezin dışına hiç çıkmadıklarını, 2-3 saat durduktan sonra, inceleme dışı sanık …’in geldiğini, cezaevinde görüşün gündüz olmasına rağmen Diyarbakır’da elektriklerin kesik olması ve inceleme dışı sanık …’in satın almak için Şanlıurfa’da ev bakarız demesi üzerine gece saat 03.00 sıralarında Siverek’e gitmek üzere Diyarbakır’dan yola çıktıklarını, Siverek’te uygulama noktasında durdurulduklarını, yapılan aramada suç unsuruna rastlanılmadığını, bekledikleri sırada uygulama noktasına gelen kamyonda uyuşturucu madde bulunması sonrasında polislerin kendilerini de emniyete getirdiklerini, ele geçen uyuşturucu madde ile bir ilgisinin bulunmadığını, atılı suçlamayı kabul etmediğini savunmuştur.
5237 sayılı TCK’nın “Uyuşturucu veya uyarıcı madde imal ve ticareti” başlıklı 188. maddesinin suç tarihininde yürürlükte bulunan 3 ve 5. fıkraları;
“(3) Uyuşturucu veya uyarıcı maddeleri ruhsatsız veya ruhsata aykırı olarak ülke içinde satan, satışa arz eden, başkalarına veren, sevk eden, nakleden, depolayan, satın alan, kabul eden, bulunduran kişi, on yıldan az olmamak üzere hapis ve yirmibin güne kadar adlî para cezası ile cezalandırılır. (Ek cümle: 18/6/2014 – 6545/66 md.) Ancak, uyuşturucu veya uyarıcı madde verilen veya satılan kişinin çocuk olması hâlinde, veren veya satan kişiye verilecek hapis cezası on beş yıldan az olamaz.

(5) Yukarıdaki fıkralarda gösterilen suçların, üç veya daha fazla kişi tarafından birlikte işlenmesi hâlinde verilecek ceza yarı oranında, suç işlemek için teşkil edilmiş bir örgütün faaliyeti çerçevesinde işlenmesi hâlinde, verilecek ceza bir kat artırılır” şeklinde düzenlenmiştir.
Üçüncü fıkrada, uyuşturucu veya uyarıcı madde ticaretine ilişkin çeşitli fiiller, ayrı bir suç olarak tanımlanmıştır. Buna göre, uyuşturucu veya uyarıcı maddelerin ruhsatsız veya ruhsata aykırı olarak ülke içinde satışı, satışa arzı, başkalarına verilmesi, sevki, nakli, depolanması ya da kazanç amacıyla satın alınması, kabul edilmesi veya bulundurulması, bir ve ikinci fıkralara göre ayrı bir suç oluşturmaktadır. Fıkradaki suçun oluşması için bu seçimlik hareketlerden herhangi birisinin yapılmış olması gerekir.
Doktrinde uyuşturucu veya uyarıcı madde nakletme, “Bir kimsenin kendisine veya başkasına ait uyuşturucu maddeyi kullanma dışında bir amaçla bulunduğu yerden başka bir yere götürmesi, taşıması” (Sahir Erman-Çetin Özek, Kanunun Selametine Karşı İşlenen Suçlar) şeklinde tanımlanmaktadır.
Uyuşturucu veya uyarıcı madde nakletme ve sevk etme birbirinden farklıdır. Nakledenin, uyuşturucu veya uyarıcı maddenin maliki veya zilyedi olması zorunlu değildir. Nakleden, uyuşturucu veya uyarıcı maddeyi bizzat veya adamları aracılığı ile götüren kişidir. Uyuşturucu veya uyarıcı maddenin nakledilmesi bedel karşılığı olabileceği gibi bedelsiz de olabilir. Failin naklettiği eşyanın uyuşturucu veya uyarıcı madde olduğunu bilmesi suçun oluşumu için yeterlidir. (Birsen Elmas, Uyuşturucu ve Uyarıcı Madde Suçları, s.68)
Bununla birlikte, 28.06.2014 tarihli Resmî Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 6545 sayılı Kanun’la TCK’nın 188. maddesinin beşinci fıkrasında yapılan değişiklikle suçun “üç veya daha fazla kişi tarafından birlikte işlenmesi” hâlinde verilecek cezanın yarı oranında artırılacağı öngörülmüştür. Bu nitelikli hâlin uygulanması için üç veya daha fazla kişinin suçun icra hareketlerini müşterek fail olarak sorumluluğu gerektirecek şekilde birlikte gerçekleştirmiş olmaları gerekir. Şerikler, yani suça azmettiren veya yardım edenler bu sayıya dahil değildir.
Bu açıklamalar ışığında uyuşmazlık konusu değerlendirildiğinde;
Siverek Kaçakçılık ve Organize Suçlarla Mücadele Grup Amirliğinde görevlilerince önleme araması kararına istinaden, uyuşturucu madde ve gümrük kaçağı sigara sevkiyatı yapan şahıslara yönelik oluşturulan uygulama noktasına 29.03.2016 tarihinde saat 03.50 sıralarında gelen, sürücülüğünü inceleme dışı sanık …’nin yaptığı, sağ ön koltukta inceleme dışı sanık …’nin, arka koltukta ise sanık …’nın bulunduğu tespit edilen… plaka sayılı aracın durdurulmasının ardından şahısların tedirgin hareketler sergiledikleri, sürekli olarak geriye doğru bakmaları, birbirleriyle göz teması kurmaları, devamlı olarak telefonlarının çalması, sürekli olarak tekrar seyir hâline geçmek istediklerini söylemeleri, kendilerine sorulan sorulara çelişkili ve birbirinden farklı cevaplar vermeleri nedenleriyle oluşan şüphe üzerine, durdurulan aracın öncü araç olabileceğininin görevlilerce değerlendirildiği, araç ve şahısların arandığı sırada uygulama noktasına gelen sürücülüğünü inceleme dışı sanık …’ın yaptığı, yanında inceleme dışı sanık …’ın bulunduğu anlaşılan… plaka sayılı kapalı kasa kamyonet de kontrol amaçlı durdurulduğunda, bu şahısların da tedirgin hareketler sergileyip… plaka sayılı öncü olabileceği değerlendirilen araçtaki şahıslarla sürekli göz teması kurduklarının fark edilip giyim eşyası taşıdıklarını söylemelerine rağmen ibraz ettikleri irsaliyenin beyanları ile uyuşmaması, aracın arka kapağına ilişkin çelişkili beyanlarda bulunmaları ve irsaliyedeki ile kapaktaki mühür numaralarının birbirini tutmadığının görülmesi üzerine, araçta yapılan aramada 3 adet telis çuval ve 2 adet siyah poşet içerisnde daralı ağırlıkları toplamı 101 kilo 820 gram gelen suç konusu esrarın ele geçirildiği olayda;
Sanık …’nın, öncü araç olan… plaka sayılı araçta uyuşturucu madde ticareti yapma suçundan haklarında kurulan mahkûmiyet hükümleri kesinleşen inceleme dışı sanıklar … ve … ile birlikte yakalanması, inceleme dışı sanıklar … ve …’nin kullandığı cep telefonları üzerinde yapılan incelemede adı geçen inceleme dışı sanıkların, suça konu uyuşturucu maddenin ele geçirildiği ve artçı araç olan… plaka sayılı kamyonette yakalanan inceleme dışı sanık … ile irtibat hâlinde olduklarının anlaşılması, sanık …’ın savunmalarında Adana’dan yola çıkmalarının ardından önce inceleme dışı sanık …’in Diyarbakır’da bulunan yeğenini ziyaret etmek istemesi üzerine Diyarbakır’a geldiklerini, Diyarbakır’da bulundukları süre içerisinde merkezin dışına hiç çıkmadıklarını, 2-3 saat durduktan sonra Siverek’e gitmek üzere yola çıktıklarını beyan etmesine rağmen öncü araca ait PTS kayıtlarına göre… plaka sayılı aracın 28.03.2016 tarihinde saat 22.12 ve 22.30 sıralarında Lice ilçesi civarında olduğunun tespit edilmiş olması, yine beraber olduğu inceleme dışı sanıkların veya bunlardan birinin belli bir süre yanından ayrıldığına ilişkin kovuşturma aşamasına kadar sanığın herhangi bir beyanının bulunmaması, sanık ile inceleme dışı sanıkların kullandıkları GSM hatlarına ilişkin baz istasyon bilgilerini de gösterir evrak üzerinde yapılan inceleme sonucunda düzenlenen bilirkişi raporuna göre sanık … ve inceleme dışı sanıklar … ile …’nin PTS kayıtlarında öncü aracın görüldüğü yerler ve yakınlarında beraber olduklarının, sanık …’ın kullandığı GSM hattının saat 20.01 ile 02.59 arasında, inceleme dışı sanık …’nin GSM hattının saat 19.42 ile 01.34 arasında, inceleme dışı sanık …’nin GSM hattının saat 19.33 ile 22.01 arasında uzunca bir süre herhangi bir sinyal vermediğinin, sanığın Diyarbakır’da …’in teyzesinin oğlunu ziyaret ettikleri sırada inceleme dışı sanık …’nin gelmesi üzerine döndüklerini, diğer inceleme dışı sanık …’in kendisi ile beraber olduğunu beyan etmesine rağmen, 29.03.2016 tarihi saat 01.38’de inceleme dışı sanıklar … ve …’in Lice’de olduklarının, inceleme dışı sanık …’ın da aynı saat ve dakika itibarıyla Kâğıtlı Köyü/Diyarbakır’da olduğunun, inceleme dışı sanıklar … ile …’ın 29.03.2016 tarihi saat 02.02, 02.05 ve 02.07 itibarıyla birbirleriyle gerçekleştirdikleri görüşmeler sırasında Kâğıtlı Köyü/Diyarbakır’da bulunduklarının baz istasyon ve sinyal bilgilerinden anlaşılması hususları birlikte değerlendirildiğinde; sanığın uyuşturucu madde ticareti yapma suçu ile ilgisinin bulunmadığına ve diğer inceleme dışı sanıkların eylemlerine iştirak etmediğine dair savunmalarının suçtan kurtulmaya yönelik olduğunun, başından itibaren inceleme dışı sanıklar ile birlikte hareket etmek suretiyle atılı suçu işlediğinin, ilk derece mahkemesi ve bölge adliye mahkemesi ceza dairesinin sözlülük, doğrudan doğruyalık ve yüz yüzelik ilkeleri uyarınca elde edilen delilleri vicdani kanaatleri ile serbestçe takdir etme yetkileri kapsamında, sanığın eyleminin sübutu ve nitelendirilmesine dair ulaştıkları bu sonucun hukuk kurallarına, akla, mantığa, genel hayat tecrübelerine ve bilimsel görüşlere aykırı da olmadığının, eylemin sabit olduğunun kabulü gerekmektedir.
Bu itibarla Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının haklı bir nedene dayanmayan itirazının reddine karar verilmelidir.
Çoğunluk görüşüne katılmayan Ceza Genel Kurulu Üyesi …; “Somut davada, sayın çoğunluğun sanık … hakkında uyuşturucu madde ticareti yapma suçunun sabit olduğu yönündeki kabulünden saygılarımla ayrılıyorum.
Sanık …’nın eyleminin sabit olup olmadığı değerlendirilirken ‘Şüpheden sanık yararlanır.’ ilkesinden ne anlaşılması gerektiğinin uygulamada ve teoride benimsenen görüşler ışığında açıklanması gerekmektedir.
Ceza muhakemesi, geçmişte yaşandığı iddia edilen bir olayın gerçekten meydana gelip gelmediğini, meydana gelmiş ise ne şekilde ve kim tarafından meydana getirildiğini ortaya çıkarmak ve bu olayın hukuk normları karşısındaki durumunu tespit etmek amacıyla yapılmaktadır. Bu amacı gerçekleştirmeye yönelik yürütülen temel faaliyete de ispat denilmektedir. Maddi olay bakımından ispatın ölçütü, hakimin/mahkemenin şüpheyi yenerek vicdani kanaate ulaşmasıdır. Eğer bu şüphe yenilmezse ve dolayısıyla vicdani kanaate ulaşılmazsa, ihtimale, tahmine veya varsayıma dayanarak karar vermek mümkün olmadığından, şüpheden sanık yararlanır (in dubio pro reo) ilkesi devreye girmektedir.
Günümüz ceza muhakemesinde geçerli olan ispat sistemi, vicdani delil sistemidir. Temel özelliği, her şeyin delil kabul edilmesi ve delillerin de serbestçe değerlendirilmesi olan vicdani delil sistemi; mahkumiyet için tam bir inanış, başka bir deyişle suçluluk konusunda vicdani kanaat aradığından, esasen şüpheye dayalı cezalandırmayı yasaklamakta ve şüpheden sanık yararlanır ilkesine uygulama alanı yaratmaktadır.
Suçsuzluğu olasılık içinde bulunan bir kimsenin adli hataya uğratılmasını önleme esasına dayanan şüpheden sanık yararlanır ilkesi, tarihsel ve evrensel bir ilke olarak günümüz ceza muhakemesi hukukunun değişmezleri ve vazgeçilmezleri arasındadır. Uygulama alanı gittikçe genişleme eğilimindedir ve yargısal kararlarda da daha sık vurgulanır olmuştur.
Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 26.10.2010 tarih, 2010/8-134 esas- 2010/217 karar sayılı içtihadında; ‘Şüpheden sanık yararlanır ilkesi’ özet olarak aşağıdaki şekilde açıklanmıştır.
Latince ‘in dubio pro reo’ olarak ifade edilen ve masumiyet (suçsuzluk) karinesinin bir uzantısı olan ‘şüpheden sanık yararlanır ilkesi’ ceza yargılaması hukukunun evrensel nitelikteki önemli ilkelerinden biridir. Sanığın bir suçtan cezalandırılmasının temel koşulu, suçun kuşkuya yer vermeyen bir kesinlikle ispat edilmesine bağlıdır. Şüpheli ve aydınlatılamamış olaylar ve iddialar sanığın aleyhine yorumlanarak hüküm tesis edilemez. Ceza mahkûmiyeti bir ihtimale değil, kesin ve açık bir ispata dayanmalıdır. Bu ispat, teorikte olsa hiçbir kuşku ve başka türlü bir oluşa olanak vermemelidir. Yüksek de olsa bir ihtimale dayanılarak sanığı cezalandırmak, ceza yargılamasının en önemli amacı olan gerçeğe ulaşmadan hüküm vermektir.
Anayasanın 38/4. ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin 6/2. maddelerinde düzenlenmiş bulunan suçsuzluk karinesi, suçluluğu hükmen sabit oluncaya kadar kişinin suçsuz sayılması gerektiğini ifade etmektedir. Bu karine uyarınca, suçsuz olduğu varsayılan kişinin suçlu kabul edilmesi için kesin hükümle mahkum olması, mahkumiyet için de fiilin ispatlanması, yani şüphenin bertaraf edilmesi gerektiğinden, şüpheden sanık yararlanır ilkesi suçsuzluk karinesinin bir uzantısı olarak karşımıza çıkmaktadır.
Prof. Dr. Hakan Hakeri; Şüpheden Sanığın İstifade Etmesi İlkesini; ‘Mahkeme, Muhakeme Hukuku açısından kullanılmasına izin verilen bütün delilleri dinlediği halde, maddi mesele hakkındaki şüphesini yenemezse, suç fiilini sanığın lehine olacak şekilde karara bağlar. Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin 6/2 maddesindeki ‘suçsuzluk karinesi’, şüpheden sanığın faydalanmasını gerektirir şeklinde özetledikten sonra; Şüpheden sanık yararlanır kuralının anlamını şu şekilde açıklamıştır.
‘Şüpheden sanık yararlanır’ ilkesi, ceza yargılaması hukukunda geçerli olan ve mevzuatımızda yazılı olarak hükme bağlanmamış bulunan bir ispat kuralıdır. Buna göre, bir suç işlediği iddiasıyla yargılanan kimse hakkında mahkûmiyet kararının verilebilmesi için, o kimsenin o suçu işlediğinin yüzde yüz oranında kesin olması, ispatlanmış bulunması gerekir. Bu noktadaki yüzde birlik şüphe dahi, sanığın beraat etmesine yol açar.
Böylece masum bir kimsenin cezalandırılmasındansa, suçlu bir kimsenin serbest bırakılması daha üstün tutulmaktadır. Nitekim jüri sisteminin bulunduğu Amerika Birleşik Devletleri’nde jürinin tek görevi, sanığın suçu işleyip işlemediği konusunda, yani ispat hususunda karar vermektir. Jüri 11 üyeden oluşmaktadır ve bir kimsenin suçu işlediğine karar verilebilmesi için 11 üyeden, 11’inin de sanığın suçu işlediğine kanaat getirmesi gerekir. 10 üye sanığın suçu işlediği; ancak bir üye işlemediği yönünde oy kullandığı takdirde, sanığın beraatına karar verilir. Bu örnek, şüphenin yüzde yüz oranında yenilmemesi dolayısıyla, sanığın beraatına karar verilmesi gerektiğini göstermektedir.
Yargıtayın da benzer olaylardaki pek çok kararlarında bu ilkeye gerekli önemi verdiği açıkça görülmektedir. Çeşitli kararlarda bu husus şöyle ifade edilmiştir:
Ceza yargılamalarında amaç, gerçeğin hiçbir şüpheye yer bırakılmaksızın ortaya çıkarılmasıdır; şüphenin bulunması halinde, mahkûmiyet kararı verilmesi ceza yargılaması hukukunun genel ilkelerine aykırıdır; şüpheden sanığın yararlanacağı evrensel bir ceza yargılaması hukuku ilkesidir ve varsayımlara dayanılarak mahkûmiyet hükmü kurulamaz.
Şüpheden sanık yararlanır ilkesi; özenle yapılmış bir hazırlık soruşturmasına, her türlü araştırma soruşturma sonucu toplanmış ve değerlendirilmiş bütün delillere rağmen sanığın suçluluğu veya aleyhe durum konusunda var olan makul şüphenin giderilmemesi halinde uygulanmalıdır. Bu durumun aksi, bu kez de mağdur tarafın, adaletin ve toplumun zarar görmesine sebep olacaktır. Uygulama alanı çok geniş ve hukukumuzda da vazgeçilmez bir yere sahip olan şüpheden sanık yararlanır ilkesi doğru uygulandığı ve doğru anlaşıldığı takdirde adalet sistemine ve hukuka hizmet edebilir.
Bu cümleden olmak üzere;
Sanık … aşamalardaki savunmalarında özetle; … ve …’nin mahalleden arkadaşları olduğunu, …’in ağabeyi…’nin Siverek cezaevinde yatması nedeniyle onu görmeye gideceklerini, …’in Diyarbakır’a ablasının oğlunun yanına uğrayacağını ve … ile …’in kendisine sende gel dediğini, kendisinin Adana’da meydan mahallesinde küçük bir işyerinin olduğunu, ailevi sıkıntılarının olduğunu, kaynanasının Suriye’li olduğunu, kızını kendisinden almak istediğini, kendisinin de kaynanası ile tartışırken daha önceden uydu işini yaptığı için tanıştığı …’in bunu gördüğünü, moralinin bozuk olduğunu gördüğünü, Diyarbakır’a gideceğini söylediğini, kendisininde gezme amaçlı ve kafa dağıtmak için … ve … ile gitmeyi kabul ettiğini, kendisinin dolaşmak maksatlı tamam dediğini, üçünün Adana’dan beraber yola çıktıklarını, direkt Diyarbakır’a gittiklerini, Diyarbakır’da …’in teyzesinin oğlu olan … isimli şahsın evine gittiklerini, …’in yanlarından ayrıldığını, yaklaşık olarak 2-3 saat gibi kaldıklarını, sonra …’in geldiğini, daha sonra Siverek’e gittiklerini, kendisi misafir olduğundan onlar ne dediyse onlara uyduğunu, … ve …’ı tanımadığını, ele geçirilen uyuşturucu ile bir ilgisinin bulunmadığını, üzerine atılı suçlamayı kabul etmediğini, gece saat 03.00 gibi Diyarbakır’dan yola çıktıklarını, Diyarbakır’dan çıkarken bir lokantada çorba içtiklerini, başka da bir yere uğramadıklarını, lokantada kimsenin yanlarına uğramadığını, ancak kendisinin eşi ile çok mesajlaştığından dolayı tam olarak etrafta ne olduğunu hatırlamadığını, daha sonra yola çıktıklarını, Siverek girişinde ekiplerin kendilerini durdurduğunu, üst araması ile birlikte arabayı aradıklarını, 20 dakika sonra bir kamyon geldiğini, o arabanın içinde esrar bulunduğunu, o sırada polislerin kendilerini de alıp götürdüklerini, kendisinin uyuşturucuyla herhangi bir alakasının olmadığını, üzerine atılı suçlamaları kabul etmediğini savunmuştur.
Dosya kapsamına göre;
A) 29.03.2016 tarih ve 15.40 sıralarında emniyet müdürlüğüne …’nin uyuşturucu baronu olduğu şeklinde ihbar yapıldığı ancak, Olay, Araç, Yakalama Tutanaklarına göre ihbara dayalı bir uygulama değil, doğu illerinden batı illerine uyuşturucu madde ve gümrük kaçağı sigara gidişini önlemek amacıyla kontrol noktası oluşturulduğu, tanık olarak dinlenen polis memuru Kadir Kurt’unda olayla ilgili ihbar olduğuna dair bilgileri olmadığını, yapılan yol uygulamasında sanıkları yakaladıklarını beyan etmiş, iddianame içeriğinde de olay nedeniyle ihbar olduğuna ilişkin bir anlatımda bulunulmamıştır.
B) Sanıkların kullandıkları telefon hatlarının yapılan incelenmesi sonucu düzenlenen bilirkişi raporunda …’nın sadece … ile olay tarihinden çok önce 30.01.2016 tarihinde 3 kez, 02.02.2016 tarihinde 2 kez, 08.02.2016 tarihinde 1 kez, 20.02.2016 tarihinde 1 kez, 22.02.2016 tarihinde 1 kez, 06.03.2016 tarihinde 1 kez, en sonda olay tarihinden 13 gün önce 16.03.2016 tarihinde 1 kez görüşme yapıldığı, sonrasında ve olay tarihinde başkaca bir görüşme yapılmadığı tespit edilmiştir. Görüşmelerin içeriği bilinmediği için işlenen suçla ilgisi kurulamaz.
C) Sanık …’ın, …’in ağabeyi…’nin Siverek Cezaevinde yatması nedeniyle onu görmeye gideceklerine ilişkin beyanının, …’in ağabeyi…’nin o tarihte açık görüşünün bulunmadığını bildiği ya da bilmesi gerektiği gibi bir durum, Fırsat’ın suçunun delili olarak değerlendirilemez, zira sanığın savunmalarından bu hususu bildiği belli değildir.
D) Sanık …’ın her aşamada suça ilişkin bilgisi olmadığını beyan etmesi, diğer sanıkların …aleyhine bir ifadelerinin bulunmaması ve öncü olduğu kabul edilen içinde uyuşturucu madde bulunmayan… plakalı araçta … ve … ile birlikte bulunmasının, diğer sanıkların eylemine iştirak etmiş sayılacağı ya da onların suçuna yardımda bulunduğu anlamına nasıl geleceğine ilişkin bir gerekçe ortaya konulamamıştır.
Diğer sanıkların suça ilişkin eylemlerinde sanık …’ın fikir ve eylem birliğinin nasıl oluştuğu somut delillerle açıklanamamıştır. Bir kişinin, suç işleyen diğer kişilerin işlediği/işleyeceği suçtan haberi olmadan ve o suça ilişkin bir delili görmeden, onların suç kastını bilmeden aynı araçta birlikte seyahat etmesi eylemi, diğerlerinin işlediği suça iştirakin ispat aracı olamaz. Sanığın böyle bir saiki (faili suç işlemeye sevkeden his ) varsa bile saik suça ilişkin delil olamaz.
Bu cümleden olmak üzere; ceza muhakemesinin en temel ilkelerinden birisi olan ‘şüpheden sanık yararlanır’ kuralı gereğince somut olayımızda; 29.03.2016 tarihinde… plakalı araçta esrar ele geçirilmesi üzerine, öncü kabul edilen araçta sanık …’ın diğer sanıklar … ve … ile birlikte bulunması ve kullandığı telefon ile olay tarihinden en yakın 13 gün önce sadece … ile yaptığı içeriği bilinmeyen telefon HTS kayıtları dışında, sanığın savunmasının aksine, kuşkuyu aşan yeterli ve kesin delil bulunmadığından sanığın beraatine karar verilmesi gerektiği görüşünde olduğumdan Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’nın itirazının kabul edilerek hükmün bozulması gerektiği”,
Çoğunluk görüşüne katılmayan iki Ceza Genel Kurulu Üyesi ise; “Sanık …’nın mahkûmiyetine yeter, şüpheden uzak, kesin ve inandırıcı delil bulunmadığı”,
Düşünceleriyle karşı oy kullanmışlardır.
SONUÇ : Açıklanan nedenlerle;
1- Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının itirazının REDDİNE,
2- Dosyanın, mahalline gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİ EDİLMESİNE, 18.02.2021 tarihinde yapılan müzakerede oy çokluğuyla karar verildi.