İhracat kaçakçılığı – Ceza Genel Kurulu – 2020/400 E. , 2021/20 K.

Ceza Genel Kurulu 2020/400 E. , 2021/20 K.

“İçtihat Metni”
Kararı Veren
Yargıtay Dairesi : 7. Ceza Dairesi
Mahkemesi :Asliye Ceza
Sayısı : 521-733

İhracat kaçakçılığı suçundan sanıklar … ve …’in beraatlerine ilişkin Küçükçekmece 1. Asliye Ceza Mahkemesince verilen 11.06.2013 tarihli ve 2121-1102 sayılı hükümlerin katılan vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosyayı inceleyen Yargıtay 7. Ceza Dairesince 05.07.2017 tarih ve 604-5706 sayı ile;
“İstanbul Gümrük Muhafaza Kaçakçılık ve İstihbarat Müdürlüğü Halkalı Gümrük Müdürlüğünce yapılan incelemede Öz-Bil Kumaşçılık Tekstil İth. İhr. San. ve Tic. Ltd. Şti. adına tescil ve onaylı 31.05.2010 tarih EX258193 sayılı ihracat beyannamesi muhteviyatı eşyalar için 1000 rejiminde beyanda bulunulduğu ve Bilge sistemince kırmızı hatta işlem görmek üzere yönlendirildiği, yükümlüsü tarafından 28.02.2012 tarihli dilekçe ile fiili ihracatın gerçekleştirilemediğinden bahisle söz konusu EX258193 sayılı ihracat beyannamesinin iptalinin talep edildiği, konunun tetkikinde aynı eşya için 11.06.2010 tescil tarihli EX271806 sayılı ihracat beyannamesi ile tekrar beyanda bulunularak bu defa sarı hat kriterinden ihracatın gerçekleştirildiğinin belirlenmesi üzerine yapılan soruşturma sonucunda sanıklar hakkında 31.05.2010 tarih EX258193 sayılı ihracat beyannamesi kapsamında kırmızı hatta bulunan ve teslim edilmiş statüsünde gözüken eşyayı fiziki muayeneden kaçırmak suretiyle 5607 sayılı Kaçakçılık Kanununa muhalefet ettikleri iddiasıyla cezalandırılmaları için kamu davası açıldığı;
Dosya kapsamından, sanık …’in Öz-Bil Kumaşçılık Tekstil İth. İhr. San ve Tic. Ltd. Şti. ortağı ve müdürlerinden biri, sanık …’ın bu firmanın gümrük müşaviri olduğu, sanık …’in savunmasında; ihracata ilişkin işlemlerin gümrük müşaviri olan diğer sanık tarafından takip edildiğini, beyannamelerin neden değiştirildiğini bilemediğini ancak her iki beyannameye konu eşyaların aynı eşyalar olduğunu, söz konusu ihracat işleminden dolayı KDV iadesi aldıklarını belirttiği, sanık …’ın savunmasında; gümrük beyannamelerini kendisinin düzenlediğini, suça konu 31.05.2010 tarihli beyannamenin tescil işlemi sonrası gümrükte kaybolduğunu, bunun üzerine yeni bir gümrük çıkış beyannamesi düzenlediğini, bu defa eşyaların sarı hat kriterine düşmesi nedeniyle ihracatı gerçekleştirdiklerini belirttiği,
Dosya kapsamından 31.05.2010 tarih EX258193 sayılı ihracat beyannamesinin bilge sistemince kırmızı hatta işlem görmek üzere yönlendirildiği, kırmızı hatta yönlendirilen eşyanın fiziki muayene için hazır edilmediği, aynı eşya için 11.06.2010 tescil tarihli EX271806 sayılı ihracat beyannamesi ile tekrar beyanda bulunularak bu defa sarı hat kriterinden ihracatın gerçekleştirildiğinin, ihracatın sarı hat kriterinden gerçekleştirilmesi sonrası ise 28.02.2012 tarihli sanık …’ın imzasını taşıyan dilekçe ile 31.05.2010 tarih EX258193 sayılı ihracat beyannamesi konusu eşyanın süresi içerisinde ihracatının gerçekleştirilemediğinden bahisle beyannamenin iptali isteminde bulunulduğu anlaşılmaktadır.
Bu oluş ve kabule göre atılı suçun oluşup oluşmadığının tespiti bakımından atılı eylemin hukuki niteliğinin belirlenmesinin gerektiği, bu bağlamda;
4458 sayılı Gümrük Kanun’unun 64. maddesinde beyannamenin iptali konusunda düzenleme yapılmıştır. Söz konusu maddenin olaya ilişkin 1. ve 5. fıkralarındaki düzenlemeler şöyledir:
‘Madde 64 – 1. Gümrük idareleri, beyan sahibinin talebi üzerine ve eşyanın yanlışlıkla beyanname konusu gümrük rejimine tabi tutulmasına veya beyan edildiği rejime tabi tutulmasının özel nedenlerle artık mümkün olmadığına ilişkin kanıtlayıcı belgeleri ibraz etmesi halinde, tescil edilmiş bir beyannameyi iptal ederek, gerektiğinde yeni bir rejim beyanında bulunulmasına izin verebilirler.
Ancak, Gümrük İdarelerince beyan sahibine eşyanın muayene edileceğinin bildirilmiş olduğu hallerde, muayenenin sonucu alınmadan beyannamenin iptaline ilişkin talep kabul edilmez.
5. Beyannamenin iptali, yürürlükteki cezai hükümlerin uygulanmasına engel oluşturmaz.’
Eşyanın bilgisayar sistemi tarafından kontrol türünün kırmızı hat olarak belirlenmesi konusunda Gümrük yönetmeliğinin 121. maddesinde de bir düzenleme yer almaktadır. Maddenin ilgili 2. fıkrası şöyledir:
‘Gümrük Yönetmeliği madde 121/(2) (Değişik:RG-07/02/2013-28552) Eşyanın teslimine kadar;
a) Eşyanın muayenesi için bilgisayar sistemi tarafından beyanın kontrolü türünün kırmızı hat olarak belirlenmesinden,
b) Beyan edilen eşyaya ilişkin bilgilerin yanlış olduğunun tespit edilmesinden,
önce beyannamede düzeltme yapılmasına izin verilir ve herhangi bir cezai işlem uygulanmaz.’
Yukarıda belirtilen hükümler birlikte değerlendirildiğinde; gümrük eşyasının muayene edileceğinin idarece beyan sahibine bildirilmesi halinde bu beyannamenin iptalinin talep edilemeyeceği, eşyanın kontrol türünün bilgisayar sistemi tarafından kırmızı hat olarak belirlenmesi halinde bu eşyanın fiziki muayenesinin zorunlu olduğu, eşyanın kontrol türünün kırmızı hat olarak belirtilmesi halinin beyan sahibine eşyanın fiziki olarak muayene edileceğinin bildirilmesi anlamına geldiği, böyle bir durumda muayene sonucu alınmadan beyannamenin iptaline ilişkin talebin kabul edilemeyeceği, beyannamenin iptalinin cezai hükümlerin uygulanmasına engel olmayacağı sonucuna varılmaktadır.
Bu açıklamalar ışığında somut olayın değerlendirilmesine gelince:
Öz-Bil Kumaşçılık Tekstil İth. İhr. San. ve Tic. Ltd. Şti. ortağı ve müdürlerinden biri olan sanık … ile bu firmanın gümrük müşaviri olan sanık …’ın eşyayı Gümrük İdaresine sunmadan otomasyon sistemiyle 31.05.2010 tarihli ihracat beyannamesini düzenledikleri, 31.05.2010 tarihli beyannamenin tescil edilerek bilgisayar sistemi tarafından eşyanın kontrol türünün kırmızı hat olarak belirlendiği, dolayısıyla da idarece eşyanın fiziki olarak muayene zorunluluğunun doğmuş olduğu,
Bu muayenenin yapılması için eşyanın sanıklar tarafından Gümrük İdaresine sunulması gerektiği, sanıkların yaptıkları iş gereği bu hususu bilecek durumda oldukları, buna karşılık sanıkların, eşyanın kırmızı hatta düştüğünü bildikleri halde yeniden ihracat beyannamesi sunarak eşyayı sarı hat kriteri üzerinden fiziki muayenesi yapılmaksızın ihraç ettikleri, bu işlemden yaklaşık iki yıl sonra ise yasal olarak mümkün olmadığı halde 31/05/2010 tarihli beyannamenin iptali talebinde bulundukları, bu suretle sanıkların, eşyanın fiziki muayenesine engel oldukları,
Bu durumda sanıkların,11.06.2010 tarihli gümrük çıkış beyannamesi ile ihraç edilmemiş bir eşyayı ihraç edilmiş gibi göstererek haksız çıkar sağlama kastıyla hareket ettiklerinin kabulü gerekmektedir. Olayda sanıkların beyanname düzenleyerek idareye vermeleri ile beyannamenin tescili atılı suçun icra hareketini oluşturmaktadır. 5607 sayılı Kanun’un suç tarihinde yürürlükte bulunan 3. maddenin (18). fıkrasına göre: ‘Yukarıdaki fıkralarda tanımlanan fiiller, teşebbüs aşamasında kalmış olsa bile, tamamlanmış suç gibi cezalandırılır. ‘hükmü gereğince sanıkların eylemleri tamamlanmış olduğundan, cezalandırılmaları gerekirken dosya kapsamıyla örtüşmeyen gerekçeyle beraatlerine karar verilmesi’ isabetsizliğinden bozulmasına karar verilmiştir.
Bozma üzerine yapılan yargılama sonucu Yerel Mahkemece 04.12.2018 tarih ve 352-856 sayı ile sanıkların anılan suçtan beraatine karar verilmiştir.
Hükümlerin katılan vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosyayı inceleyen Yargıtay 7. Ceza Dairesince 10.09.2019 tarih ve 1937-34280 sayı ile;
“Küçükçekmece 1. Asliye Ceza Mahkemesi’nin 11.06.2013 tarihli ve 2012/2121 Esas, 2013/1102 Karar sayılı hükmünün Dairemizce 05.07.2017 tarihli kararı ile bozulduğu, bozma kararı üzerine yerel mahkemece verilen 04.12.2018 tarihli ve 2017/352 Esas, 2018/856 Karar sayılı hükmün direnme niteliğinde olmayıp eylemli uyma niteliğinde olduğu kabul edilmiş olup;
Gümrük eşyasının muayene edileceğinin idarece beyan sahibine bildirilmesi halinde bu beyannamenin iptalinin talep edilemeyeceği, eşyanın kontrol türünün bilgisayar sistemi tarafından kırmızı hat olarak belirlenmesi halinde bu eşyanın fiziki muayenesinin zorunlu olduğu, eşyanın kontrol türünün kırmızı hat olarak belirtilmesi halinin beyan sahibine eşyanın fiziki olarak muayene edileceğinin bildirilmesi anlamına geldiği, böyle bir durumda muayene sonucu alınmadan beyannamenin iptaline ilişkin talebin kabul edilemeyeceği, beyannamenin iptalinin cezai hükümlerin uygulanmasına engel olmayacağı sonucuna varılmaktadır.
Öz-Bil Kumaşçılık Tekstil İth. İhr. San. ve Tic. Ltd. Şti. ortağı ve müdürlerinden biri olan sanık … ile bu firmanın gümrük müşaviri olan sanık …’ın eşyayı Gümrük İdaresine sunmadan otomasyon sistemiyle 31.05.2010 tarihli ihracat beyannamesini düzenledikleri, 31.05.2010 tarihli beyannamenin tescil edilerek bilgisayar sistemi tarafından eşyanın kontrol türünün kırmızı hat olarak belirlendiği, dolayısıyla da idarece eşyanın fiziki olarak muayene zorunluluğunun doğmuş olduğu,
Bu muayenenin yapılması için eşyanın sanıklar tarafından Gümrük İdaresine sunulması gerektiği, sanıkların yaptıkları iş gereği bu hususu bilecek durumda oldukları, buna karşılık sanıkların, eşyanın kırmızı hatta düştüğünü bildikleri halde yeniden ihracat beyannamesi sunarak eşyayı sarı hat kriteri üzerinden fiziki muayenesi yapılmaksızın ihraç ettikleri, bu işlemden yaklaşık bir buçuk yıl sonra ise yasal olarak mümkün olmadığı halde 31/05/2010 tarihli beyannamenin iptali talebinde bulundukları, bu suretle sanıkların, eşyanın fiziki muayenesine engel oldukları,
Bu durumda sanıkların, 31/05/2010 tarihli gümrük beyannamesi ile ihraç edilmemiş bir eşyayı ihraç edilmiş gibi göstererek haksız çıkar sağlama kastıyla hareket ettiklerinin kabulü gerekmektedir. Olayda sanıkların beyanname düzenleyerek idareye vermeleri ile beyannamenin tescili atılı suçun icra hareketini oluşturmaktadır. 5607 sayılı Kanunun suç tarihinde yürürlükte bulunan 3. maddenin (18). fıkrasına göre: ‘Yukarıdaki fıkralarda tanımlanan fiiller, teşebbüs aşamasında kalmış olsa bile, tamamlanmış suç gibi cezalandırılır.’ hükmü gereğince atılı suçun oluştuğu gözetilerek sanıkların olaydaki fonksiyonlarına göre durumlarının değerlendirilerek hüküm kurulması gerekirken mahkemece bozma gereği yerine getirilmeden yazılı şekilde hüküm tesisi ” isabetsizliğinden bozulmasına karar verilmiştir.
Yerel Mahkeme ise 10.12.2019 tarih ve 521-733 sayı ile;
” … Halkalı Gümrük Müdürlüğü uygulamasına göre, fiziki şartlar nedeniyle henüz daha ihraç konusu malları taşıyan aracın gümrük sahasına girmesinden evvel hatta daha üretim aşamasında dahi gümrük işlemleri yapılıp hat kriteri belirlenebileceği, dolayısıyla suça konu beyanname kapsamındaki malları taşıyan aracın gümrük sahasına girip bilahare kırmızı hat muayenesinden kaçtığına ilişkin bir tespit de yer almadığından yine yasalarımızda kırmızı hat kriterine düşen bir beyannameye konu malın muayeneye sunulmaması hali başlıbaşına suç tarihindeki 5607 sayılı yasanın 3/14. (halihazırda 3/9) maddesine muhalefet olarak görüleceğine ilişkin bir atıfta da bulunulmadığından, sanıkların savunmalarınını aksi ispatlanamadığından, zayi olan beyanname kapsamındaki malın, söz konusu beyanname kapsamında ihracatından vazgeçilmiş olduğundan, bu durumda, ihracat rejimi hükümlerine tabi tutulmak üzere tescil edilen gümrük beyannamelerinin iptalinin 4458 sayılı yasanın 64 ve Gümrük Yönetmeliğinin 121 madde hükümlerine göre yapılması esas olmakla birlikte, ihracat eşyasının serbest dolaşımda bulunan eşya statüsüne haiz olması ve geçici depolama yerlerine konulmaksızın beyan edilebilmesi gibi munasıran ihracat rejimine özgü nitelikler dikkate alındığında, Gümrük Yönetmeliğinin 127/3 ve 417.maddesine göre değerlendirme yapılması gerektiğinden ayrıca 2010 takvim yılında 159 adet ihracat beyannamesi veren Öz-Bil Kumaşçılık Tekstil İthalat İhracat San ve Tic. Ltd. Şti. nin işbu dosyaya konu ihracat beyannamesi haricinde diğer 13 kırmızı hat muayenelerinde sorun çıkmadığından, bu çapta işlem yapan bir firmanın suça konu beyannameyi vergi kaçırmak için düzenlediğinin farazi olarak kabulünün de hakkaniyete uygun olmayacağı…” gerekçesiyle bozma kararına direnerek önceki hükümler gibi sanıkların beraatine karar vermiştir.
Direnme kararına konu bu hükümlerin de katılan vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 05.07.2020 tarihli ve 10675 sayılı “bozma” istekli tebliğnamesiyle dosya 6763 sayılı Kanun’un 36. maddesiyle değişik CMK’nın 307. maddesi uyarınca kararına direnilen Daireye gönderilmiş, aynı madde uyarınca inceleme yapan Yargıtay 7. Ceza Dairesince 20.10.2020 tarih ve 2316-14961 sayı ile direnme kararının yerinde görülmemesi üzerine Yargıtay Birinci Başkanlığına gelen dosya, Ceza Genel Kurulunca değerlendirilmiş ve açıklanan gerekçelerle karara bağlanmıştır.
TÜRK MİLLETİ ADINA
CEZA GENEL KURULU KARARI
Özel Daire ile Yerel Mahkeme arasında oluşan ve Ceza Genel Kurulunca çözümlenmesi gereken uyuşmazlık; sanıklara atılı ihracat kaçakçılığı suçunun unsurları itibarıyla oluşup oluşmadığının belirlenmesine ilişkindir.
İncelenen dosya kapsamından;
Halkalı Gümrük Müdürlüğünce tescilli 31.05.2010 tarihli ve EX258193 sayılı ihracat beyannamesinin sanık …’in yetkilisi olduğu Öz-Bil Kumaşçılık Tekstil İth. İhr. San. ve Tic. Ltd. Şti. adına işlem gördüğü ve gümrük müşaviri olan sanık … tarafından tanzim edilip imzalanmak suretiyle işleme konulduğu, beyanname konusu eşyaların tedarikçi-ihracatçı sanık …’in yetkilisi olduğu Öz-Bil Kumaşçılık….Ltd. Şti. tarafından piyasadan tedarik edildiği, gönderici/ihracatçının Öz-Bil Kumaşçılık….Ltd. Şti., alıcının Rıza Telahi Tahran / İran , beyan sahibi/temsilcisi Hedef Gümrükleme ve Müşavirlik Limited Şirketi firması ortağı … olduğu, ürünlerin 54 kapta 19.000 adet polyester eşarp, 800 adet pardesü, 3.500 adet bayan eteği, 1.000 adet bayan kazağı olmak üzere toplam 44.300 adet tekstil malı olduğu,
İhracatı kırmızı hat kriterine tabi tutulan 31.05.2010 tarihli ve EX 258193 sayılı beyannameye konu eşya için Öz-Bil Kumaşçılık Tekstil Otel Turizm İthalat İhracat Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi tarafından Rıza Telahi adına 54 kapta 19.000 adet polyester eşarp, 800 adet pardesü, 3.500 adet bayan eteği, 1.000 adet bayan kazak takım için 218887 sayılı ve 31.05.2010 tarihli, 67.244. USD meblağlı fatura düzenlendiği,
Halkalı Gümrük Müdürlüğünce tescilli 11.06.2010 tarihli ve EX271806 sayılı ihracat beyannamesinin sanık …’in yetkilisi olduğu Öz-Bil Kumaşçılık Tekstil İth. İhr. San. ve Tic. Ltd. Şti. adına işlem gören gümrük müşaviri olan sanık … tarafından tanzim edilip imzalanmak suretiyle işleme konulduğu, beyanname konusu eşyaların tedarikçi-ihracatçı sanık …’in yetkilisi olduğu Öz-Bil Kumaşçılık Tekstil İth. İhr. San. ve Tic. Ltd. Şti. tarafından piyasadan tedarik edildiği, gönderici/ihracatçının Öz-Bil Kumaşçılık Tekstil Otel Turizm İthalat İhracat Sanayi ve Tic. Ltd. Şti., alıcının ise Rıza Telahi, beyan sahibi / temsilcisinin İlkumut Gümrük Müşavirliği Ltd. Şti., ihracata konu eşyanın ise 54 kapta 39.000 adet polyester eşarp, 800 adet pardesü, 3500 adet bayan eteği, 1000 adet bayan kazağı olduğu;
İhracatı sarı hat kriterinden gerçekleşen 11.06.2010 tarihli ve EX 271806 sayılı beyannameye konu eşya için Öz-Bil Kumaşçılık Tekstil Otel Turizm İthalat İhracat Sanayi ve Tic. Ltd. Şti. tarafından Rıza Telahi adına 54 kapta 39.000 adet polyester eşarp, 800 adet pardesü, 3500 adet bayan eteği, 1000 adet bayan kazağı için 218887 sayılı ve 31.05.2010 tarihli fatura düzenlendiği,
Sanık … tarafından Halkalı Gümrük Müdürlüğüne hitaben düzenlenen 28.02.2012 tarihli ve iptal istemli dilekçeyle; 31.05.2010 tarihli ve EX258193 sayılı gümrük çıkış beyannamesine ait malların süresi içinde ihracatı tamamlanamadığından beyannamenin iptalinin talep edildiği,
31.05.2010 tarihli ve EX258193 sayılı beyannamenin yasal süresi içerisinde fiili ihracının gerçekleşmemesi sebebiyle Gümrük İdaresi tarafından ilgilisinin iptal istemi üzerine Gümrük Müdürlüğünce geriye dönük üç aylık tarama yapılmak üzere, iptal istemli dilekçenin ilgili memura havale edildiği,
Halkalı Gümrük Müdürlüğünün 6171 sayılı kararıyla; Öz-Bil Kumaşçılık Tekstil Otel Turizm İthalat İhracat Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi hakkında 31.05.2010 tarihli ve EX258193 sayılı beyannamenin iptal edilmesinden dolayı 4458 sayılı Kanun’un 241/1. maddesinin ihlal edildiğinden bahisle 71 TL idari para cezası uygulandığı,
Kaçak eşyaya mahsus tespit varakasına göre; Öz-Bil Kumaşçılık Tekstil Otel Turizm İthalat İhracat Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi adına düzenlenen 31.05.2010 tarihli ve EX258193 sayılı gümrük çıkış beyannamesinde gösterilen 44.300 adet giyim eşyasının gümrüklenmiş değerinin 106.272.00 TL olduğu,
İstanbul Gümrük Muhafaza Kaçakçılık ve İstihbarat Müdürlüğünün 03.07.2012 tarihli suç duyurusunda;
– İstanbul Gümrük ve Ticaret Bölge Müdürlüğünün 06.06.2012 tarihli ve 2012/36251 sayılı yazıları ile Halkalı Gümrük Müdürlüğünün 29.05.2012 tarihli ve 31078 sayılı yazılarında; Halkalı Gümrük Müdürlüğünce Öz-Bil Kumaşçılık Tekstil Otel Turizm İthalat İhracat Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi adına tescil ve onaylı, 31.05.2010 tarihli ve EX 258193 sayılı ihracat beyannamesi muhteviyatı eşyaların 1000 rejiminde beyanda bulunulduğunu ve Bilge sistemince kırmızı hatta işlem görmek üzere yönlendirildiğini, yükümlüsünden alınan 28.02.2012 tarihli ve 27492 sayılı dilekçelerinde; firmaları adına tescilli, 31.05.2010 tarihli ve EX258193 sayılı GÇB muhteviyatı eşyaların fiili ihracatının gerçekleştirilmediğinden bahisle iptalinin talep edildiği, yapılan incelemede, iptali talep edilen GÇB’nin “kırmızı hatta” ve “teslim alınmış” statüde bulunduğu, aynı eşya için 11.06.2010 tarihli ve EX271806 sayılı GÇB ile “sarı hat” kriterinden ihracatın gerçekleştirildiği ve GÇB’nin kapanmış statüde olduğu,
– Gümrükler Genel Müdürlüğünün İstanbul Gümrük ve Muhafaza Başmüdürlüğüne hitaben düzenlediği 17.08.2010 tarihli ve 18567 sayılı yazılarında özetle; geçici depolama yerlerine konulmaksızın beyan edilen ve sistem tarafından kırmızı hatta yönlendirilen ancak beyan sahibi tarafından fiziki muayeneden kaçınmak suretiyle yeni bir beyanname tescil ettirilerek ihracat işlemi gerçekleştirilen ihraç eşyasına ilişkin işlemlerin öncelikle 5607 sayılı Kaçakçılıkla Mücadele Kanunu’nun 3/14. maddesine temas eder bir yönünün bulunup bulunmadığının tespiti kaydıyla takip edilmeyen beyannamenin 4458 sayılı Yasa’nın 241/1 maddesi tatbik edilerek firmanın müteakip işlemlerinde değerlendirilmek üzere konunun Risk Yönetimi ve Stratejik Değerlendirme Birimine intikal ettirilerek beyannamenin iptal edilmesi gerektiğinin belirtildiği,
– 5607 sayılı Yasa’nın 3/14. maddesine göre yapılan değerlendirmede ihraç eşyasının yurt içinde bırakılarak fiili ihracı gerçekleşmiş gibi gösterecek bir işlemden bu beyannameye münhasır bir tespit bulunmamakla birlikte kırmızı hatta yönlendirilen bir beyannamenin işlemlerinden vazgeçilerek farklı bir günde aynı fatura kapsamı eşyanın sarı hat kriterlerine göre yeni bir beyanname ile fiili ihracatının yapılması fiziki muayeneden kaçınma olarak değerlendirileceğinin aşikâr olduğunu, 1000 rejiminde beyanda bulunularak kırmızı hatta yönlendirilen ancak muayeneye sunulmayan eşyalar için 1000 rejim koduyla aynı fatura kapsamında aynı alıcıya, aynı kap, aynı kilogram ve aynı kıymette yeni bir beyanname üreterek işlemlerin ikmal edildiği anlaşılmış olup ihracatçı firma Öz-Bil Kumaşçılık Tekstil Otel Turizm İthalat İhracat Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi dolaylı temsilci sıfatıyla gümrük işlemlerini takip eden Hedef Gümrük Müşavirliği Limited Şirketi’nin ihracatçı firma, tüzel kişilik olarak gümrük müşavirliği şirketi ve beyannameyi imzalayan gümrük müşavirinin müteakip işlemlerinde değerlendirmek üzere konunun Risk Yönetimi ve Stratejik Değerlendirme Birimine bildirilmesi ile 2008/22 sayılı Başmüdürlük emri gereğince işlem dosyasının onaylı bir örneği ilişikte sunulmuş olup 5607 sayılı Kaçakçılıkla Mücadele Kanunu’nun 3. maddesinin 13, 14 ve 18. fıkraları çerçevesinde değerlendirilmesinin uygun olacağı düşünülmekle birlikte konunun bir kez de makamlarınca değerlendirilmesi gerektiği,
– İstanbul Gümrük ve Ticaret Bölge Müdürlüğünün 11.01.2012 tarihli ve 1499-2757 sayılı cevabi yazılarında; Gümrük Müdürlüğünce ihracat beyannamesinin onaylanıp kırmızı hat kriterine göre muayene edileceğinin ihracatçıya bildirilmesinden sonra normal olarak eşya gümrüğe sunulup gümrükçe fiziki muayene edilmesi gerekirken, bu yapılmadan ihracatçı tarafından aynı eşya için yeni bir beyanname üretilip bilgisayar sistemi tarafından eşyanın gümrükçe muayene ve kontrol edilmeden işlem yapılan beyaz veya sarı hat beyanname kontrol seçeneklerinden birisine denk getirilerek gümrük işlemlerinin tamamlanması nedeniyle 5607 sayılı Kaçakçılıkla Mücadele Kanunu’nun 3. maddesinin 14. fıkrasında belirtilen suçun işlenme olasılığının kuvvetli muhtemel olması nedeniyle konunun soruşturulması gerektiğinin düşünüldüğünün belirtildiği,
– Sonuç olarak; Halkalı Gümrük Müdürlüğünce Öz-Bil Kumaşçılık Tekstil Otel Turizm İthalat İhracat Sanayi ve Tic. Ltd. Şti. firması adına tescilli, 31.05.2010 tarihli ve EX258193 sayılı ihracat beyannamesinin 1000 rejiminde beyanda bulunularak kırmızı hatta yönlendirilen ancak muayeneye sunulmayan eşyalar için 1000 rejim koduyla aynı fatura kapsamında aynı alıcıya, aynı kap ve aynı kıymette yeni bir beyanname üreterek işlemleri ikmal edildiği anlaşılmış olup söz konusu eşyaların sarı hat kriterlerine göre Halkalı Gümrük Müdürlüğünce aynı firma adına tescilli 1000 rejim kodunda beyan edilen 11.06.2010 tarihli ve EX271806 sayılı beyanname üretilerek, 1000 rejim kodundaki kırmızı hatta düşen beyannamenin işlemlerinden vazgeçilerek eşyanın sarı hat kriterine göre yine 1000 rejim kodunda yeni beyanname ile fiili ihracatının yapılması fiziki muayeneden kaçınma olarak tespit edildiğinden, eşyaların ihracatçısı Öz-Bil Kumaşçılık Tekstil Otel Turizm İthalat İhracat Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi isimli firmanın ortağı ve yetkilisi … ve anılan firmanın gümrük işlemlerini yapan Gümrük Müşaviri … isimli şahısların 5607 sayılı Kaçakçılıkla Mücadele Kanunu’nun 3/14, 3/4 ve 3/18. maddelerine muhalefet ettiği kanaati hasıl olduğunun belirtildiği,
12.03.2013 tarihli bilirkişi raporunun sonuç kısmında dava konusu ihracat beyannamesi muhteviyatı eşyanın cins, miktar, evsaf ve fiyatının değişik gösterildiğine dair Gümrük İdaresince herhangi bir tespit bulunmadığı, gerçekleşmeyen bir ihracat nedeni ile ihracatçı firmanın 5607 sayılı Kaçakçılıkla Mücadele Kanunu’nun 3/14. maddesinde belirtilen teşvik, sübvansiyon ve parasal iadelerden yararlanmasının da söz konusu olamayacağı şeklinde görüş bildirildiği,
Yerel Mahkemenin talebi üzerine Gümrük ve Ticaret Bakanlığı Muratbey Hukuk Bürosu tarafından gönderilen 25.05.2018 havale tarihli yazıda; Gümrükler Genel Müdürlüğünün 24.01.2002 tarihli ve 11 sayılı Bölge Müdürlük emrine istinaden, eşyanın muayeneye sunulmadan onay işlemine tabi tutulmaması gerekliliğinin fiziki alt yapı yetersizliği başta olmak üzere fiili imkânsızlıklar nedeniyle yerine getirilemediğinin, 4458 sayılı Gümrük Kanunu’nun 150. maddesinin dördüncü fıkrası hükmüyle Bakanlığa verilen yetki kapsamında uygun bulunduğunun belirtildiği göz önüne alınarak eşyanın gümrük sahasına sokulmaksızın gümrük işlemleri yapılabildiğini; ‘BİLGE’ sisteminde yapılan sorgulamada; Öz-Bil Kumaşçılık Tekstil Otel Turizim İth. İhr. San. ve Tic. Ltd. Şti.nin 2010 takvim yılında suça konu beyanname haricinde ekli listedeki 159 adet ihracat beyannamesi bulunmakta olup bu ihracat beyannamelerinden kırmızı hatta işlem gören 13 adet ihracat beyannamesinin muayene işlemleri tamamlanarak “kapanmış” konumda bulunduğunu; 1 adetinin ”Teslim alınmış” statüde, 25 adetinin ise ”iptal edilmiş” statüde olduğunun belirtildiği,
Anlaşılmaktadır.
Sanık … Kollukta; Öz-Bil Kumaşçılık Tekstil İth. İhr. San. ve Tic. Ltd. Şti.nin ortağı olduğunu, firmalarının piyasadan satın aldığı ürünlerin yurt dışına ihracatını yaptığını, Halkalı Gümrük Müdürlüğünce tescilli, 31.05.2010 tarihli ve EX258193 ile 11.06.2010 tarihli ve EX271806 sayılı ihracat beyannameleri ve muhteviyatı eşyaların firmalarına ait olduğunu, bu beyannemeler ekinde bulunan 31.05.2010 tarihli ve 218887 sayılı faturanın firmaları tarafından düzenlendiğini, bu eşyaları piyasadan çeşitli firmalardan satın aldıklarını, firmalarının üretici olmayıp tedarikçi olduğunu, bu eşyaların teminine ilişkin faturaların firmaları kayıtlarında mevcut olduğunu, istenirse bu belgeleri sunabileceklerini, Halkalı Gümrük Müdürlüğünce firmaları adına tescilli, 31.05.2010 tarihli ve EX258193 sayılı beyannameyi arşivlerinde bulamadıklarını, Halkalı Gümrük Müdürlüğünce firmaları adına tescilli, 11.06.2010 tarihli ve EX 271806 sayılı ihracat beyannamesi muhteviyatı eşyaların nasıl taşındığını şu an hatırlayamadığını, ama taşımaya ilişkin kayıtların firmalarında mevcut olduğunu, istenildiği takdirde belgeleri sunabileceklerini, Halkalı Gümrük Müdürlüğünce firmaları adına tescilli, 31.05.2010 tarihli ve EX258193 sayılı beyannameyi tüm aramalara rağmen arşivlerinde bulamadıklarını, Halkalı Gümrük Müdürlüğünce firmaları adına tescilli, 11.06.2010 tarihli ve EX271806 sayılı ihracat beyannamesinin kırmızı hatta muayeneye sunulmayan 31.05.2010 tarihli ve EX258193 sayılı ihracat beyannamesi muhteviyatı eşyalardan oluşturulup oluşturulmadığını bilmediklerini, eşyaları muayeneden kaçırmak gibi bir niyetlerinin asla olmadığını, eşyaların alıcı firmada olduğunu, Halkalı Gümrük Müdürlüğünce firmaları adına tescilli, 31.05.2010 tarihli ve EX258193 sayılı beyannamenin kırmızı hatta sevk edildiğini bilmediğini, bu konuda herhangi bir talimatı olmadığını,
Mahkemede; Öz-Bil Kumaşçılık Tekstil İth. İhr. San. ve Tic. Ltd. Şti.nin sahibi ve yetkilisi olduğunu, ihracat beyannamesinde belirtilen eşyaları gümrük müşaviri olan sanığa tüm fatura ve belgeleri ile verdiklerini, bu işlemleri gümrük müşavirilerinin tamamladığını, beyannamenin neden değiştiğini bilmediklerini, ancak her iki beyannameye konu eşyaların aynı eşyalar olduğunu, herhangi bir değişim yapılmadığını, yapılan bu ihracattan dolayı KDV iadesi aldıklarını,
Sanık … Kollukta; İlkumut Gümrük Müşavirliği Ltd. Şti. ünvanlı firmanın ortağı ve aynı zamanda Gümrük müşaviri olduğunu, Halkalı Gümrük Müdürlüğünce Öz-Bil Kumaşçılık Tekstil İth. İhr. San. ve Tic. Ltd. Şti. firması adına tescilli, 31.05.2010 tarihli ve EX258193 ile 11.06.2010 tarihli ve EX271806 sayılı ihracat beyannamelerinin 54. hanesindeki isim ve imzaların kendisine ait olduğunu, bu beyannameleri kendisinin düzenleyip gümrüğe sunduğunu, Halkalı Gümrük Müdürlüğünce Öz-Bil Kumaşçılık Tekstil İth. İhr. San. ve Tic. Ltd. Şti. firması adına tescilli 31.05.2010 tarihli ve EX258193 sayılı beyannamenin tescil edildikten sonra kaybolduğunu, tüm aramalara rağmen bulunamadığını, eşya sahibi firmanın eşyaların acil gitmesi konusunda kendilerini sıkıştırdığını, bunun üzerine yeni bir beyanname açtıklarını, bu yeni beyannamenin de aynı firma adına tescilli, 11.06.2010 tarihli ve EX271806 sayılı ihracat beyannamesi olduğunu, eşyaları muayeneden ve kontrolden kaçırmak gibi bir niyetlerinin olmadığını, sonradan kaybolan beyanname için gazeteye ilan verdiklerini ve beyannamenin iptal edilmesi için gümrüğe de dilekçe verdiklerini, eşyaların alıcı firmada olduğunu,
Mahkemede; diğer sanık …’nin sahibi bulunduğu şirketin gümrük müşaviri olduğunu, şirketin ithalat ve ihracat işlemlerini yaptığını, 31.05.2010 tarihli ve EX25819 sayılı gümrük çıkış beyannamesini kendisinin düzenlediğini, beyannamedeki tekstil eşyalarını yurt dışına ihraç etmek amacıyla gümrük tescil işlemlerini yaptırdığını daha sonra gümrükte kaybolduğunu, bunun üzerine aynı eşyalar için 11.06.2010 tarihli ve EX271806 sayılı gümrük çıkış beyannamesi düzenlemek suretiyle bu eşyaların sarı hat kriterine düşmesi nedeniyle yurt dışına ihracatını yaptıklarını, ilk beyannamenin de sarı hat kriterine düşmüş olması gerektiğini, burada herhangi bir kasıtlarının olmadığını, ancak normalde gerek Ambarlı Limanı’nda gerekse Atatürk Hava Limanı’ndan yapılan ihracatlarda eşyaların limana ve havaalanına geldiğinde kapıdaki görevlinin bu eşyaların geldiği ve gümrüklü sahaya girdiğine dair beyannamenin arkasına kaşe vurduğunu ve ondan sonra beyannnamenin gümrüğe sunulup tescil edildiğini, ancak bu durumun Halkalı Gümrük sahasında uygulanmadığını, zira ihraç edilecek eşyaların bulundukları yerlerin geçiçi depolama yeri olarak kabul edildiğini, Halkalı Gümrük sahasına eşyaları götürme imkânı olmadığını, karışıklığın da buradan kaynaklandığını, bu konuda binlerce beyanname olduğunu, herhangi bir suç kastının olmadığını,
Savunmuşlardır.
Uyuşmazlığın isabetli bir çözüme kavuşturulabilmesi için, öncelikle sanıklara atılı ihracat kaçakçılığı suçuyla ilgili kanuni düzenlemeler ile suçun unsurları üzerinde durulması gerekmektedir.
Suç tarihi itibarıyla 5607 sayılı Kanun’un üçüncü maddesinin on dördüncü fıkrası;
“İhracat gerçekleşmediği halde gerçekleşmiş gibi göstermek ya da gerçekleştirilen ihracata konu malın cins, miktar, evsaf veya fiyatını değişik göstererek ilgili kanun hükümlerine göre teşvik, sübvansiyon veya parasal iadelerden yararlanmak suretiyle haksız çıkar sağlayan kişi, bir yıldan beş yıla kadar hapis ve onbin güne kadar adlî para cezası ile cezalandırılır. Beyanname ve eki belgelerde gösterilen ile gerçekte ihraç edilen eşya arasında yüzde onu aşmayan bir fark bulunması halinde, sadece 27/10/1999 tarihli ve 4458 sayılı Gümrük Kanunu hükümlerine göre işlem yapılır.” şeklinde iken, suç tarihinden sonra 28.06.2014 tarihinde yürürlüğe giren 6545 sayılı Kanun’un 89. maddesiyle 9. fıkra; “İlgili kanun hükümlerine göre teşvik, sübvansiyon veya parasal iadelerden yararlanmak amacıyla ihracat gerçekleşmediği hâlde gerçekleşmiş gibi gösteren ya da gerçekleştirilen ihracata konu malın cins, miktar, evsaf veya fiyatını değişik gösteren kişi, bir yıldan beş yıla kadar hapis ve on bin güne kadar adlî para cezası ile cezalandırılır. Beyanname ve eki belgelerde gösterilen ile gerçekte ihraç edilen eşya arasında yüzde onu aşmayan bir fark bulunması halinde, sadece 27/10/1999 tarihli ve 4458 sayılı Gümrük Kanunu hükümlerine göre işlem yapılır.” şeklinde değiştirilmiştir.
Suç tarihinden sonra 11.04.2013 tarihinde yürürlüğe giren 6455 sayılı Kanun’un 54. maddesiyle 5607 sayılı Kanun’un 3. maddesi tüm fıkralarıyla birlikte yeniden düzenlenmiştir. Yapılan bu düzenlemeyle 3. maddenin önceki 14. fıkra hükmü, metinde hiçbir değişiklik yapılmadan 9. fıkra olarak aynen tekrar edilmiştir. Bu değişiklikten sonra 28.06.2014 tarihinde yürürlüğe giren 6545 sayılı Kanun’un 89. maddesiyle yeniden değiştirilerek son şeklini almıştır. Bu değişiklik gerekçesi şöyledir: “Dokuzuncu fıkrada yapılan değişiklikle, yararlanma söz konusu suç bakımından bir unsur olmaktan çıkarılmıştır. Fıkra metninde sayılan fiillerin yararlanmak amacıyla işlenmiş olması, söz konusu suçun tamamlanması için yeterli kabul edilmiştir.” Değişiklikten önceki hükme göre suçun tamamlanması için, fıkrada belirtilen hareketlerin yapılması sonucunda haksız yararlanmanın gerçekleşmesi gerekmekte idi. Bir başka anlatımla “yararlanma” suçun unsuru olarak kabul edilmekte idi. Ancak yapılan değişiklikle fıkrada belirtilen hareketlerin “yararlanma amacıyla” yapılmış olması suçun tamamlanması için yeterli olduğu kabul edilmiştir. Fıkrada tanımlanan suç, amaç suçuna dönüştürülmüştür (Seyfettin Çilesiz, 6455 ve 6545 sayılı Kanunlarla Değişik 5607 sayılı Kaçakçılıkla Mücadele Kanunu Açıklaması, Adalet Yayınevi, Ankara, 2016, s. 342.).
28.06.2014 tarihinde yürürlüğe giren 6545 sayılı Kanun’un 89. maddesiyle yeniden kaleme alınan 5607 sayılı Kanun’un 3. maddesinin 9. fıkrasında sanık lehine değişiklik yapılmadığı ve suç tarihinde yürürlükte bulunan 5607 sayılı Kanun’un 3. maddesinin 14. fıkrasında düzenlenen suçun unsurları yönünden sanık lehine olduğu anlaşıldığından, sanık hakkında suç tarihinde yürürlükte bulunan aynı Kanun’un 3. maddesinin 14. fıkrası hükümleri uyarınca uyuşmazlık konusu değerlendirilmiştir.
İhracat gerçekleşmediği hâlde gerçekleşmiş gibi göstermek veya ihracata konu malın, cins, miktar, evsaf veya fiyatını değişik göstererek ilgili kanun hükümlerine göre teşvik, sübvansiyon veya parasal iadelerden yararlanmak suretiyle haksız çıkar sağlamak hareketleri bu suçun maddi unsurunu oluşturmaktadır.
Bu fıkrada iki ayrı suç tipine yer verilmektedir. Anılan suç iki ayrı hareketle işlenebilmekte olup seçimlik hareketlidir. Birinci suç tipinde;
1- İhracat gerçekleşmediği hâlde gerçekleşmiş gibi gösterilmiş olmalı ve bu şekilde,
2- İlgili Kanun hükümleri uyarınca teşvik, sübvansiyon veya parasal iadelerden yararlanmak suretiyle haksız çıkar sağlanmalıdır.
İkinci suç tipinde ise;
1- Gerçekleştirilen ihracata konu malın, cins, miktar, evsaf veya fiyatı değişik gösterilmeli ve bu şekilde,
2- İlgili Kanun hükümleri uyarınca teşvik, sübvansiyon veya parasal iadelerden yararlanmak suretiyle haksız çıkar sağlanmalıdır.
İhracat gerçekleşmediği hâlde gerçekleşmiş gibi göstermek hareketi gerçeği yansıtmayan beyanname ve eki belgelerin ya gümrük idaresine hiç gitmeden elektronik ortamda veya gümrük idaresine gidilerek verilmesi suretiyle gerçekleştirilebilir. Gerçekleştirilen ihracata konu malın, cins, miktar, evsaf veya fiyatını değişik göstermek hareketi ise gümrük idarelerine verilen gümrük çıkış beyannameleri veya ekli belgelerde gösterilmesi suretiyle yapılabilir.
Gümrük İdaresine beyanname vererek ihraç yapmaya yetkili herkes bu suçun faili olabilir.
Bu suçun manevi unsuru ise kasttır. İhracat gerçekleşmediği hâlde gerçekleşmiş gibi göstermek hareketi ya da ihracata konu eşyanın cins, miktar, evsaf veya fiyatını değişik göstermek hareketi, ilgili kanun hükümleri uyarınca teşvik, sübvansiyon veya parasal iadelerden yararlanmak suretiyle haksız çıkar sağlamak amacıyla, bilerek ve istenerek yapılmalıdır.
Suç tarihi itibarıyla 5607 sayılı Kanun’un üçüncü maddesinin on sekizinci fıkrası;
“Yukarıdaki fıkralarda tanımlanan fiiller, teşebbüs aşamasında kalmış olsa bile, tamamlanmış gibi cezalandırılır.” şeklinde iken, 11.04.2013 tarihinde yürürlüğe giren 6455 sayılı Kanun’un 54. maddesiyle anılan fıkra, metinde hiçbir değişiklik yapılmadan 21. fıkra olarak aynen tekrar edilmiştir.
Bu suç teşebbüse elverişli bir suçtur. Suç teşebbüs aşamasında kalsa bile 18. fıkra hükmü uyarınca fail tamamlanmış gibi cezalandırılacaktır.
Gelinen bu aşamada 4458 sayılı Gümrük Kanunu ve Gümrük Yönetmeliği’nde yer alan ilgili düzenlemeler üzerinde durulacaktır.
4458 sayılı Kanun’un “Diğer Hükümler” başlıklı 54. maddesi;
“Bu Kanun hükümlerine aykırı olarak, Türkiye Gümrük Bölgesine getirildiği veya gümrük kontrolüne tabi tutulmadığı saptanan eşyaya, Kaçakçılıkla Mücadele Kanunu ile ilgili diğer kanun hükümleri uygulanır.” şeklinde düzenlenmiş olup Gümrük Kanunu hükümlerine aykırı olarak eşyanın gümrük bölgesine getirilmesi veya gümrük kontrolüne tabi tutulmaması durumunda 5607 sayılı Kanun hükümleri ile diğer kanun hükümlerinin uygulanacağı kabul edilmiştir.
“Eşyanın Bir Gümrük Rejimine Tabi Tutulması” başlıklı 58. maddesi;
“1. Bir gümrük rejimine tabi tutulmak istenen eşya, bu rejime uygun şekilde yetkili gümrük idaresine beyan edilir.
2. İhracat, hariçte işleme, transit veya antrepo rejimi için beyan edilen serbest dolaşımda bulunan eşya, gümrüğe verilen beyannamenin tescilinden itibaren Türkiye Gümrük Bölgesinden çıkıncaya veya imha edilinceye ya da gümrük beyannamesi iptal edilinceye kadar gümrük gözetimi altında kalır.” şeklinde düzenlenmiş olup bir gümrük rejimine tabi tutulmak istenen eşyanın, bu rejime uygun şekilde yetkili gümrük idaresine beyan edileceği, gümrüğe verilen beyannamenin tescilinden, eşyanın Gümrük Bölgesinden çıkıncaya veya imha edilinceye ya da gümrük beyannamesi iptal edilinceye kadar gümrük gözetimi altında kalacağı kabul edilmiştir.
Aynı Kanun’un “Eşyanın Bir Gümrük Rejimine Tabi Tutulması” başlıklı 59. maddesi;
“1. Gümrük beyanı;
a) Yazılı olarak,
b) Bilgisayar veri işleme tekniği yoluyla,
c) Sözlü olarak,
d) Eşya sahibinin bu eşyayı bir gümrük rejimine tabi tutma isteğini ifade ettiği herhangi bir tasarruf yoluyla,
Yapılabilir.” şeklinde düzenlenmiş olup gümrük beyanı yazılı, sözlü, bilgisayar veri işleme tekniği veya bir eşyanın bir gümrük rejimine tabi tutma isteğini ifade ettiği herhangi bir tasarruf yoluyla yapılabilmektedir.
“Normal Usul” başlıklı 60. maddesi;
“1. Yazılı beyan, 4 üncü fıkrada belirtilen beyanname ile yapılır. Bu beyannamenin eşyanın beyan edildiği gümrük rejimini düzenleyen hükümlerin uygulanması için gerekli bütün bilgileri ihtiva etmesi ve imzalanması gerekir.
2. a) Eşyanın beyan edildiği gümrük rejimini düzenleyen hükümlerin uygulanması için gerekli bütün belgeler beyannameye eklenir.
b) Gümrük beyanı bilgisayar veri işleme tekniği yoluyla yapıldığında gümrük idaresi beyannameye eklenmesi gereken belgelerin beyanname ile birlikte ibrazını istemeyebilir. Bu durumda söz konusu belgeler gümrük idaresi istediğinde ibraz edilmek üzere beyan sahibince muhafaza edilir.
3. Kazıntılı ve silintili beyannameler gümrük idarelerince kabul edilmez. Ancak, beyannameler hatalı yazının üzeri okunacak şekilde çizilerek yanına doğrusu yazılıp beyan sahibi tarafından imzalanarak ve tescil sırasında resmi mühürle mühürlenerek düzeltilir.
4. Gümrük işlemleri, şekil ve içeriği yönetmelikle belirlenen beyanname ve diğer belgelerle yapılmak zorundadır. Bu belgelerin basımı ve dağıtımına ilişkin usul ve esaslar Müsteşarlıkça belirlenir. Bilgisayar ortamında hazırlanan söz konusu belgelerin kabulüne Müsteşarlık yetkilidir.” şeklinde düzenlenmiş olup yazılı beyanın şekil ve içeriği yönetmelikle belirlenen beyanname ve diğer belgelerle yapılması gerektiği, kazıntılı ve silintili beyannamelerin idarece kabul edilemeyeceği, bu beyannamenin eşyanın beyan edildiği gümrük rejimini düzenleyen hükümlerin uygulanması için gerekli bütün bilgileri ihtiva etmesi ve imzalanması gerektiği kabul edilmiştir.
“Normal Usul” başlıklı 61. maddesi;
“60 ıncı maddede belirtilen şartlara uygun beyannameler, ait oldukları eşyanın gümrüğe sunulmuş olması halinde tescil edilir. Tescil işlemi, beyana ilişkin bilgilerin yerel alan ağı veya geniş alan ağı üzerinden gümrük bilgisayar sistemine girilerek sistem tarafından tescil tarihi ve sayısı verilmesini ya da beyanname veya beyanname hükmündeki belgenin üzerine mühür vurularak, sıra numarası ile tarih konulması ve bu beyannameye ait bilgilerin tescil defterine yazılmasını ifade eder.
2. Aksine hüküm bulunmadıkça, eşyanın beyan edildiği gümrük rejimine ilişkin tüm hükümlerin uygulanmasında esas alınacak tarih, beyannamenin tescil edildiği tarihtir.
3. Tescil edilmiş olan beyanname, ait olduğu eşyanın vergileri ve para cezalarından dolayı taahhüt niteliğinde beyan sahibini bağlar ve gümrük vergileri tahakkukuna esas tutulur.” şeklinde düzenlenmiş olup 60. maddede belirtilen şartlara uygun beyannamelerin, ait oldukları eşyanın gümrüğe sunulmuş olması hâlinde tescil edileceği, tescil işleminin ne şekilde yapılacağı, beyannamenin tescil tarihinin gümrük rejimine ilişkin tüm hükümlerin uygulanmasında esas alınacak tarih olduğunu, tescil edilmiş beyannamenin hangi yönlerden beyan sahibini bağladığı belirtilmiştir.
“Normal Usul” başlıklı 63. maddesi;
“Başka bir eşyanın beyanı sonucunu doğurmaması kaydıyla, beyan sahibinin talebi üzerine beyannamede yer alan bir veya daha fazla bilginin düzeltilmesine, gümrük idarelerince izin verilir. Ancak;
a) Beyan sahibine eşyanın muayene edileceğinin bildirilmesinden,
b) Söz konusu bilgilerin yanlış olduğunun tespit edilmesinden,
c) 73 üncü madde hükümleri saklı kalmak üzere, eşyanın teslim edilmesinden,
sonra beyannamede düzeltme yapılmasına izin verilmez.” şeklinde düzenlenerek beyannamede düzeltme yapılabileceği öngörülmekle birlikte beyannamede düzeltme yapılarak başka eşya beyanında bulunulamayacağı, eşyanın muayene edileceğinin bildirilmesinden, beyannamedeki bilgilerin yanlış olduğunun tespit edilmesinden ve 73. madde hükümleri saklı kalmak üzere eşyanın teslim edilmesinden sonra beyannamede düzeltme yapılamayacağı kabul edilmiştir.
“Normal Usul” başlıklı 64. maddesi;
“1. Gümrük idareleri, beyan sahibinin talebi üzerine ve eşyanın yanlışlıkla beyanname konusu gümrük rejimine tabi tutulmasına veya beyan edildiği rejime tabi tutulmasının özel nedenlerle artık mümkün olmadığına ilişkin kanıtlayıcı belgeleri ibraz etmesi halinde, tescil edilmiş bir beyannameyi iptal ederek, gerektiğinde yeni bir rejim beyanında bulunulmasına izin verebilirler.
Ancak, gümrük idarelerince beyan sahibine eşyanın muayene edileceğinin bildirilmiş olduğu hallerde, muayenenin sonucu alınmadan beyannamenin iptaline ilişkin talep kabul edilmez.

5. Beyannamenin iptali, yürürlükteki cezai hükümlerin uygulanmasına engel oluşturmaz.” hükmünü içermekte olup metinde beyannamenin iptal edilmesi için hangi koşulların oluşması gerektiği düzenlenmiştir. Tescil edilmiş bir beyannamenin Gümrük İdaresince iptal edilebilmesi için;
1- Beyan sahibinin iptal talebinde bulunması,
2- Eşyanın yanlışlıkla beyanname konusu gümrük rejimine tabi tutulması,
3- Eşyanın beyan edildiği rejime tabi tutulmasının özel nedenlerle artık mümkün olmaması,
4- Belirtilen sebeplerle ilgili olarak beyan sahibince kanıtlayıcı belgelerin ibraz edilmesi gerekmektedir.
Birinci fıkranın son cümlesinde ise belirtilen koşullar gerçekleşse dahi gümrük idarelerince beyan sahibine eşyanın muayene edileceğinin bildirilmiş olduğu hâllerde, muayenenin sonucu alınmadan beyannamenin iptaline ilişkin talebin kabul edilmeyeceği istisna olarak kabul edilmiştir. Öte yandan maddede kabul edilen iptal koşulları gerçekleşmiş olsun veya olmasın Gümrük İdaresince yapılan beyannamenin iptali, yürürlükteki cezai hükümlerin uygulanmasına engel oluşturmayacaktır.
“Normal Usul” başlıklı 65. maddesi;
“1. Gümrük idareleri, beyanın doğruluğunu araştırmak üzere;
a) Beyanname ile ilgili ve beyannameye ekli belgeleri kontrol edebilir ve beyannamenin içerdiği bilgilerin doğruluğunu araştırmak amacı ile beyan sahibinden diğer belgeleri de vermesini isteyebilir,
b) Eşyayı muayene edebilir ve ayrıntılı muayene veya tahlil amacıyla numune alabilirler.
2. Beyanname kapsamı eşyanın muayene edilmesi halinde, muayene sonuçları, muayene edilmemesi halinde ise beyannamede yer alan bilgiler, eşyanın tabi olduğu gümrük rejimi hükümlerinin uygulanmasında esas alınır…” şeklinde düzenlenmiş olup madde metni Gümrük İdaresine beyanname ve ekindeki belgeleri kontrol edebilme, beyanname içeriğinin doğruluğunu araştırmak için beyan sahibinden başka belgeler isteyebilme, beyannameye konu eşyayı muayene edebilme ve tahlil amacıyla numune alabilme yetkisi tanımıştır. Beyannameye konu eşya muayene edilmiş ise muayene sonuçları, muayene edilmemiş ise beyannamede yer alan bilgilerin, eşyanın tabi olduğu gümrük rejimi hükümlerinin uygulanmasında esas alınacağı belirtilmiştir.
“İhracat Rejimi” başlıklı 150. maddesi;
“1. İhracat rejimi, serbest dolaşımda bulunan eşyanın ihraç amacıyla Türkiye Gümrük Bölgesi dışına çıkışına ilişkin hükümlerin uygulandığı rejimdir.
İhracat, ticaret politikası önlemleri ve gerektiği takdirde ihracat vergileri de dahil olmak üzere çıkış işlemlerine ilişkin hükümlerin uygulanmasıyla gerçekleştirilir.
2. Türkiye Gümrük Bölgesinden ihraç edilecek eşya, ihracata ilişkin gümrük beyannamesi ile yetkili gümrük idaresine beyan edilir.
3. Türkiye Gümrük Bölgesinden çıkacak eşyanın gümrük beyannamesine tabi olmayacağı hal ve şartlar yönetmelikle belirlenir.
4. Müsteşarlık, gerektiğinde ihraç eşyasının cinsine, niteliklerine ve ihracatın özelliğine göre ihracatın daha kolay yapılmasını sağlayacak usul ve esasları belirlemeye yetkilidir.”,
“İhracat Rejimi” başlıklı 151. maddesi;
“İhraç eşyası, buna ilişkin gümrük beyannamesinin tescili sırasında bulunduğu durum ve niteliğini gümrük kontrolünden çıktığı sırada da aynen muhafaza etmesi ve bu haliyle Türkiye Gümrük Bölgesini terk etmesi koşuluyla fiilen ihraç edilmiş sayılır. Bu durumda, ihraç eşyası üzerindeki gümrük kontrolü sona erer.” hükümleriyle ihracat rejiminin ne olduğu, ihracatın nasıl gerçekleşeceği, ihracata ilişkin gümrük beyannamesi, beyannameye tabi olunmayan hâl ve şartlar, ihraç eşyasının fiilen ihraç edilmiş sayılması için gereken koşullar ile gümrük kontrolünün ne zaman sona ereceği düzenlenmiştir. Kanun’un 150. maddesinin dördüncü fıkrada ise gerektiğinde ihraç eşyasının cinsine, niteliklerine ve ihracatın özelliğine göre ihracatın daha kolay yapılmasını sağlayacak usul ve esasları belirlemeye Gümrük Müsteşarlığı yetkili kılınmıştır.
“Usulsüzlüklere İlişkin Cezalar “ başlıklı 241. maddesinin 1. ve 2. fıkraları;
“1. Bu Kanunda ayrı bir ceza tayin edilmiş haller saklı kalmak üzere, bu Kanuna ve bu Kanunda tanınan yetkilere dayanılarak çıkarılan ikincil düzenlemelerle getirilen hükümlere aykırı hareket edenlere söz konusu düzenlemelerde açıkça öngörülmüş olması kaydıyla altmış TL usulsüzlük cezası uygulanır.
2. 1 inci fıkrada belirtilen miktar, her yıl, bir önceki yıla ilişkin olarak 213 sayılı Vergi Usul Kanunu uyarınca belirlenen yeniden değerleme oranında artırılır, bu hesaplamada 1,000,000 TL.’sına kadar olan tutarlar dikkate alınmaz.” şeklinde düzenlenerek Gümrük Kanunu’nda ayrı bir ceza tayin edilmiş hâller saklı kalmak üzere, bu Kanuna ve bu Kanun’da tanınan yetkilere dayanılarak çıkarılan ikincil düzenlemelerle getirilen hükümlere aykırı hareket edenlere söz konusu düzenlemelerde açıkça öngörülmüş olması durumunda idari para cezası verileceği öngörülmüştür.
Gümrük Yönetmeliği’nin suç tarihinde yürürlükte bulunan “Beyannamede Düzeltme” başlıklı 121. maddesinin 2. fıkrası;
“Eşyanın teslimine kadar;
a) Eşyanın muayenesi için bilgisayar sistemi tarafından beyanın kontrolü türünün kırmızı hat olarak belirlenmesinden,
b) Muayenesi tamamlanmış eşya da dahil olmak üzere beyan edilen eşyaya ilişkin bilgilerin yanlış olduğunun tespit edilmesinden,
önce beyannamede düzeltme yapılmasına izin verilir.” şeklinde iken 07.02.2013 tarihli ve 28552 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren fıkra metni;
“Eşyanın teslimine kadar;
a) Eşyanın muayenesi için bilgisayar sistemi tarafından beyanın kontrolü türünün kırmızı hat olarak belirlenmesinden,
b) Beyan edilen eşyaya ilişkin bilgilerin yanlış olduğunun tespit edilmesinden,
önce beyannamede düzeltme yapılmasına izin verilir ve herhangi bir cezai işlem uygulanmaz.” şeklinde değiştirilmiştir. Fıkra metninde eşyanın muayenesi için bilgisayar sistemi tarafından beyanın kontrolü türünün kırmızı hat olarak belirlenmesinden veya beyan edilen eşyaya ilişkin bilgilerin yanlış olduğunun tespit edilmesinden sonra beyannamede düzeltme yapılmasına izin verilmeyeceği kabul edilmiştir.
“Eşyanın tesliminden önce beyannamenin iptali” başlıklı 123. maddesinin 1. fıkrası;
“Gümrük idarelerince Kanunun 64 üncü maddesi uyarınca iptal edilen beyannamede iptal işleminin gerekçesi gösterilir.” şeklinde düzenlenerek 64. maddesi uyarınca iptal edilen beyannamede iptal işleminin gerekçesinin gösterileceği belirtilmiştir.
“İhracat veya hariçte işleme rejimine tabi tutulan eşyaya ilişkin beyannamenin iptali” başlıklı 127. maddesi;
“(1) İhracat vergilerine, ithalat vergisinin geri ödenmesi başvurusuna, ihracat iadesine veya ihracata bağlı diğer önlemlere konu eşyanın beyan sahibinin 417 nci maddede belirtilen süreler içerisinde müracaat etmesi ve aşağıda sayılan koşulların tamamını yerine getirmesi halinde, gümrük idaresi ihracat veya hariçte işleme rejimine tabi tutulan eşyaya ilişkin beyannameyi iptal eder.
a) Beyanname konusu eşyanın gümrük bölgesini terk etmediğinin ihracata ilişkin işlemlerin yapıldığı gümrük idaresine belgelenmesi,
b) Beyanname ile birlikte, tescili sırasında sunulan diğer belgeleri ihracata ilişkin işlemlerin yapıldığı gümrük idaresine ibraz etmesi,
c) İhracat nedeniyle beyan sahibine sağlanan bütün hak ve menfaatlerin iade edildiğinin veya beyan sahibinin söz konusu hak ve menfaatlerden yararlandırılmaması için ilgili kurumlarca gerekli tedbirlerin alındığını ihracata ilişkin işlemlerin yapıldığı gümrük idaresine kanıtlaması,
ç) Gerekli olması halinde, beyanname konusu eşyanın durumuna uygun gümrükçe onaylanmış bir işlem veya kullanıma tabi tutulması.
(2) Beyannamenin iptali, ihracat lisansına veya beyanın tevsiki için ibraz edilen bütün belgelere ilişkin olarak yapılan işlemlerin de iptali sonucunu doğurur.
(3) Birinci fıkrada belirtilen eşya dışında kalan ihraç eşyasının gümrük bölgesini terk etmediğinin, beyan sahibi tarafından, 417 nci maddede belirtilen süreler içerisinde ihracata ilişkin işlemlerin yapıldığı gümrük idaresine bildirilmesi durumunda gümrük beyannamesi iptal edilmiş sayılır.
(4) Bu madde hükümleri yeniden ihraç eşyası için de uygulanır.” şeklinde düzenlenmiştir. İhracat veya hariçte işleme rejimine tabi tutulan eşyaya ilişkin beyannamenin iptali için;
1- İhracat vergilerine, ithalat vergisinin geri ödenmesi başvurusuna, ihracat iadesine veya ihracata bağlı diğer önlemlere konu eşya olması,
2- Beyan sahibinin 417. maddede belirtilen süreler içerisinde müracaat etmesi,
3- Beyanname konusu eşyanın gümrük bölgesini terk etmediğinin ihracata ilişkin işlemlerin yapıldığı gümrük idaresine belgelenmesi,
4- Beyanname ile birlikte, tescili sırasında sunulan diğer belgeleri ihracata ilişkin işlemlerin yapıldığı gümrük idaresine ibraz etmesi,
5- İhracat nedeniyle beyan sahibine sağlanan bütün hak ve menfaatlerin iade edildiğinin veya beyan sahibinin söz konusu hak ve menfaatlerden yararlandırılmaması için ilgili kurumlarca gerekli tedbirlerin alındığını ihracata ilişkin işlemlerin yapıldığı gümrük idaresine kanıtlaması,
6- Gerekli olması hâlinde, beyanname konusu eşyanın durumuna uygun gümrükçe onaylanmış bir işlem veya kullanıma tabi tutulması,
Şartlarının birlikte gerçekleşmesi gerekmektedir.
“Beyanın Kontrolü” başlıklı 180. maddesinin birinci ve ikinci fıkraları;
“(1) Beyanın kontrol türü ve kontrolle görevli memur, bilgisayar sistemi tarafından risk kriterlerine göre belirlenir.
(2) Kontrol türleri:
a) Kırmızı hat; eşyanın muayenesi ile birlikte belge kontrolünün de yapıldığı hattır.
b) Sarı hat; muayeneye gerek görülmeksizin eşyaya ait beyanname ve eklerinin doğruluğunun ve birbiriyle uygunluğunun kontrol edildiği hattır.
c) Mavi hat; …
ç) Yeşil hat; …” olarak düzenlenmiştir. Beyanın kontrol türü ve kontrolle görevli memurun bilgisayar sistemi tarafından risk kriterlerine göre belirlenmektedir. Kontrol türleri; kırmızı, sarı, mavi ve yeşil hat olarak ayrılmaktadır. Kırmızı hatta belge kontrolü ile birlikte eşyanın muayenesi de yapılmaktadır. Sarı hatta ise sadece beyanname ve eklerinin doğruluğu ve birbiriyle uygunluğu kontrol edilmekte olup ayrıca eşya muayenesi yapılmamaktadır.
“Geçici depolanan eşya” başlıklı 77. maddesinin birinci fıkrası;
“Türkiye Gümrük Bölgesine getirilen serbest dolaşımda olmayan eşya gümrüğe sunulmasından sonra gümrükçe onaylanmış bir işlem veya kullanıma tabi tutuluncaya kadar geçici depolanan eşya statüsünde bulunur ve bu şekilde adlandırılır. Talep halinde ihracat eşyasının da bu kapsamda değerlendirilmesi mümkündür.”,
“Geçici depolama süresi ve takip edilmeyen beyannameler” başlıklı 417. maddesi;
“(1) 77 nci madde hükümleri uyarınca, ihracat veya yeniden ihracat amacıyla geçici depolama yerlerine konulması talep edilen eşya, buralarda bir ay kalabilir. Sözü edilen eşya ile ilgili olarak beyanname tescil edilip edilmediğine bakılmaksızın bu süre içinde ek süre talebinde bulunulması halinde, gümrük müdürlüklerince en çok üç aya kadar ek süre verilebilir.
(2) Bir aylık süre ve verilen ek süre içinde gümrük işlemleri bitirilerek yerinden kaldırılmayan eşya için gümrük yükümlüsüne tebligat yapılarak, tebliğ tarihinden itibaren otuz gün içinde eşyanın geçici depolama yerinden çıkarılması; aksi takdirde, bu eşyanın gümrüğe terk edilmiş sayılacağı bildirilir. Bu süre içinde de yerinden çıkarılmaması halinde eşya gümrüğe terk edilmiş sayılır ve tasfiye hükümlerine göre işlem yapılır. Bu eşyaya ilişkin olarak tescil edilmiş beyanname varsa iptal edilir.
(3) Geçici depolama yerlerine konulmaksızın ihraç edilecek eşyanın beyanname kapatma süresi iki aydır. Bu süre gümrük müdürlüklerince makul sebeplerle en çok iki ay uzatılabilir. Bu süreler içinde işlemleri tamamlanmayan beyannameler iptal edilir.” şeklinde düzenlenmiştir.
Yönetmelik’in 77. maddesi hükümleri uyarınca, ihracat veya yeniden ihracat amacıyla geçici depolama yerlerine konulması talep edilen eşyanın, buralarda bir ay kalabileceği, ek süre talebinde bulunulması hâlinde ise gümrük müdürlüklerince en çok üç aya kadar ek süre verilebileceği, geçici depolama yerlerine konulmaksızın ihraç edilecek eşyanın beyanname kapatma süresinin iki ay olduğu, bu sürenin makul sebeplerle en çok iki ay uzatılabileceği, bu süreler içinde işlemleri tamamlanmayan beyannamelerin ise iptal edileceği kabul edilmiştir.
Bu bilgiler ışığında uyuşmazlık konusu değerlendirildiğinde;
Sanık …’nin yetkilisi olduğu Öz-Bil Kumaşçılık Tekstil İth. İhr. San. ve Tic. Ltd. Şti. nin piyasadan temin ettiği tekstil ürünlerini yurt dışına ihraç ettiği, 31.05.2010 tarihli ve EX258193 sayılı ihracat beyannamesinin Öz-Bil Kumaşçılık Tekstil İth. İhr. San. ve Tic. Ltd. Şti. adına işlem gören gümrük müşaviri sanık … tarafından tanzim edilip imzalanmak suretiyle Halkalı Gümrük Müdürlüğüne 1000 rejiminde beyanda bulunularak işleme konulduğu, Gümrük İdaresince tescil edilip onaylanan ihracat beyannamesi muhteviyatı eşyaların “BİLGE” sistemince kırmızı hatta işlem görmek üzere yönlendirildiği, beyannameye konu eşyaların fiziki muayene için Gümrük İdaresine sunulmadığı, Gümrük İdaresine göre GÇB’nin “kırmızı hatta” ve “teslim alınmış” statüde bulunduğu, beyannamede alıcının Rıza Telahi Haydari Road Tahran – İran, ürünlerin ise 39.000 adet polyester eşarp, 800 adet pardesü, 3500 adet bayan eteği, 1000 adet bayan kazağı olduğu, bu beyannameye konu eşya için Öz-Bil Kumaşçılık Tekstil İth. İhr. San. ve Tic. Ltd. Şti. tarafından Rıza Telahi adına 54 kapta 39.000 adet polyester eşarp, 800 adet pardesü, 3500 adet bayan eteği,1000 adet bayan kazağı için 67.244 USD bedelli, 218887 seri numaralı, 31.05.2010 tarihli fatura düzenlendiği, 28.02.2012 tarihinde sanık … tarafından 31.05.2010 tarihli ve EX258193 sayılı gümrük çıkış beyannamesine ait malların beyannamenin Gümrük İdaresinde kaybolması nedeniyle, fiili ihracat gerçekleşmediğinden iptali talep edilmiş, Gümrük İdaresi tarafından yasal süresi içerisinde fiili ihracatın gerçekleşmemesi sebebiyle söz konusu beyannamenin iptal edildiği, beyannamenin iptal edilmesinden dolayı Gümrük İdaresince adı geçen şirkete 4458 sayılı Kanun’un 241/1. maddesinin ihlal edildiğinden bahisle 71 TL idari para cezası uygulandığı,
Halkalı Gümrük Müdürlüğünce tescilli aynı şirket adına işlem gören 11.06.2010 tarihli ve EX271806 sayılı ihracat beyannamesinin sanık … tarafından tanzim edilip imzalanmak suretiyle 1000 rejim kodunda işleme konulduğu, beyannamede alıcı Rıza Telahi olduğu, ürünlerin ise 39.000 adet polyester eşarp, 800 adet pardesü, 3500 adet bayan eteği, 1000 adet bayan kazağı olduğu, ihracatı sarı hat kriterinden gerçekleşen 08.06.2010 tarihli beyannameye konu eşya için Öz-Bil Kumaşçılık Tekstil İth. İhr. San. ve Tic. Ltd. Şti. tarafından alıcı Rıza Telahi adına 39.000 adet polyester eşarp, 800 adet pardesü, 3500 adet bayan eteği, 1000 adet bayan kazağı için 67.244 USD bedelli, 218887 seri numaralı, 31.05.2010 tarihli fatura düzenlendiği, söz konusu beyannameye konu eşyanın “muayeneye gerek görülmeksizin eşyaya ait beyanname ve eklerinin doğruluğunun ve birbiriyle uygunluğunun kontrol edildiği sarı hat” kriterinden ihracatının gerçekleştirildiği ve GÇB’nin kapanmış statüde olduğu,
Gümrük İdaresince yapılan suç duyurusunda; ihraç eşyasının yurt içinde bırakılarak fiili ihracı gerçekleşmiş gibi gösterecek bir işlemden bu beyannameye münhasır bir tespit bulunmamakla birlikte geçici depolama yerlerine konulmaksızın beyan edilen ve sistem tarafından kırmızı hatta yönlendirilen ancak beyan sahibi tarafından fiziki muayeneden kaçınmak suretiyle yeni bir beyanname tescil ettirilerek sarı hat kriterine göre ihracat işlemi gerçekleştirilen ihraç eşyasına ilişkin işlemlerin fiziki muayeneden kaçınma olarak değerlendirilmesi üzerine Gümrük İdaresince düzenlenen kaçak eşyaya mahsus tespit varakasına göre 31.05.2010 tarihli ve EX258193 sayılı gümrük çıkış beyannamesinde gösterilen ve gümrüklenmiş değeri 106.272.00 TL olan 44.300 parça tekstil malzemesini kırmızı hat muayenesinden kaçırılmak suretiyle ihraç kaçakçılığı suçunu işlediğinden bahisle sanıklar hakkında kamu davası açıldığı anlaşılan olayda;
Gümrük Kanunu’nun 63, 64, 65. maddeleri ile Gümrük Yönetmeliği’nin 121 ve 180. maddelerine göre; gümrük eşyasının muayene edileceğinin idarece beyan sahibine bildirilmesi hâlinde bu beyannamenin iptalinin talep edilemeyeceği, eşyanın kontrol türünün bilgisayar sistemi tarafından kırmızı hat olarak belirlenmesi durumunda bu eşyanın fiziki muayenesinin zorunlu olduğu, eşyanın kontrol türünün kırmızı hat olarak belirtilmesi hâlinin beyan sahibine eşyanın fiziki olarak muayene edileceğinin bildirilmesi anlamına geldiği, böyle bir durumda muayene sonucu alınmadan beyannamenin iptaline ilişkin talebin kabul edilemeyeceği, beyannamenin iptalinin cezai hükümlerin uygulanmasına engel olmayacağı, kaldı ki beyan sahibine eşyanın muayene edileceğinin bildirildiği durumlarda beyannamede düzeltme dahi yapılamayacağı, bu bakımdan Gümrük Kanunu’nda, kontrol türünün kırmızı hat olarak belirlendiği hâllerde eşyanın muayene edilmesinin mutlak surette arandığı, öte yandan eşyanın tabi olduğu gümrük rejimi hükümlerinin uygulanmasında esas alınacak kriterin de eşyanın muayene edilip edilmemesine göre belirlendiği, eşya muayene edilirse muayene sonuçlarının, muayene edilmezse beyannamede yer alan bilgilerin esas alınacağının kabul edildiği, sistem tarafından kırmızı hat olarak belirlenen kontrol türünün beyannamenin düzeltilmesi, iptali, gümrük rejimi hükümlerinin belirlenmesinde belirleyici rol oynadığı anlaşılmaktadır.
Tescil edilmiş bir beyannamenin Gümrük İdaresince iptal edilebilmesi için beyan sahibinin iptal talebinde bulunması, eşyanın yanlışlıkla beyanname konusu gümrük rejimine tabi tutulması, eşyanın beyan edildiği rejime tabi tutulmasının özel nedenlerle artık mümkün olmaması, belirtilen sebeplerle ilgili olarak beyan sahibince kanıtlayıcı belgelerin ibraz edilmesi, gümrük idarelerince beyan sahibine eşyanın muayene edileceğinin bildirilmemesi gerekmekte olup Gümrük İdaresince beyannameye konu eşyanın muayenesi yapılmadan mevzuata aykırı şekilde beyannamenin iptali durumunda dahi yürürlükteki cezai hükümlerin uygulanmasına engel oluşturmamaktadır. Somut olayda beyannameye konu eşyaların fiziki muayenesi yapılmadan beyannamenin iptali talep edildiğinde 28.02.2012 tarihli iptal talepli dilekçe ekinde gümrük müşaviri olan sanık … tarafından onaylanmış dava konusu 31.05.2010 tarihli ve EX258193 sayılı gümrük giriş beyannamesini de içerir 23 adet beyannamenin fiili ihracatı gerçekleşmediğinden iptali talep edildiği, anılan dilekçe incelendiğinde, dilekçe üzerinde ayırt edici unsurları bulunmadığı gibi, iptali talep edilen 31.05.2010 tarihli ve EX258193 sayılı Gümrük Çıkış Beyannamesinin kaybolduğuna dair kanıtlayıcı belgenin iptal talepli dilekçe ekinde bulunmadığı,
Öte yandan ihraç konusu eşyaya ilişkin beyannamenin iptali için Gümrük Kanunu’nun 127. maddesinde belirtilen tüm şartların birlikte gerçekleşmesi gerekmektedir. Anılan maddede ihracat nedeniyle beyan sahibine sağlanan bütün hak ve menfaatlerin iade edildiğinin veya beyan sahibinin söz konusu hak ve menfaatlerden yararlandırılmaması için ilgili kurumlarca gerekli tedbirlerin alındığını ihracata ilişkin işlemlerin yapıldığı gümrük idaresine kanıtlaması ve beyanname konusu eşyanın gümrük bölgesini terk etmediğinin ihracata ilişkin işlemlerin yapıldığı gümrük idaresine belgelenmesi şartlarının arandığı, somut olayda ise 31.05.2010 tarihli ve EX258193 sayılı ihracat beyannamesi muhteviyatı eşyaların gümrük bölgesine hiç getirilmediği gibi hak ve menfaatlerin iade edilmesi veya bu hak ve menfaatlerden yararlandırılmaması için gerekli tedbirlerin alındığının kanıtlanmadığı anlaşıldığından bu maddede belirtilen koşulların da oluşmadığı anlaşılmıştır.
Kontrol türünün kırmızı hat olarak belirlenmesi, ihracat beyannamesinin iptal koşullarının anılan maddeler uyarınca oluşmaması, beyannamenin iptal edilmesinin cezai hükümlerin uygulanmasına engel oluşturmaması ve ihracat beyannamesi muhteviyatı eşyaların gümrük bölgesine hiç getirilmemesi hususları dikkate alındığında; beyan sahibi tarafından ihracat beyannamesine konu eşyanın gümrük bölgesine getirilmesinin fiziki imkânsızlıklar sebebiyle Gümrük İdaresince istenmemesi veya Gümrük Kanunu’nun 417. maddesinde belirtilen süreler içerisinde geçici depolama yerlerine konulmaksızın beyan edilen eşyaya ait tamamlanmayan beyannamelerin iptal edilebilmesine ilişkin hükümlerin somut olayda uygulanamayacağı belirlenmiştir.
Sonuç olarak Öz-Bil Kumaşçılık Tekstil İth. İhr. San. ve Tic. Ltd. Şti. adına tescil ve onaylı 31.05.2010 tarihli ve EX258193 sayılı ihracat beyannamesi muhteviyatı eşyalar 1000 rejiminde beyanda bulunulması ve “BİLGE” sistemince kırmızı hatta işlem görmek üzere yönlendirilmesi sebebiyle Gümrük İdaresince eşyanın fiziki olarak muayene zorunluluğunun doğduğu, bu muayenenin yapılması için eşyanın sanıklar tarafından Gümrük İdaresine sunulması gerektiği, sanıkların yaptıkları iş gereği bu hususu bilecek durumda olduğu, buna karşılık sanıkların, eşyanın kırmızı hatta düştüğünü bildiği ve yasal olarak mümkün olmadığı hâlde yaklaşık iki yıl sonra beyannamenin iptali talebinde bulunulduğu ve eşyanın gümrük sahasına muayene için getirilmediği, sanıkların olayın başından beri ihraç edilmemiş bir eşyayı ihraç edilmiş gibi göstererek haksız çıkar sağlama kastıyla hareket ettiği, Gümrük Kanunu’nun 54. maddesi uyarınca bu Kanun hükümlerine aykırı olarak gümrük kontrolüne tabi tutulmadığı saptanan eşyaya 5607 sayılı Kanun hükümlerinin uygulanması gerektiği, ihracat beyannamesi düzenlenerek Gümrük İdaresine verilmesi ile beyannamenin tescili işlemlerinin atılı suçun icrai hareketini oluşturduğu, ancak olay tarihinde atılı kaçakçılık suçunun tamamlanması için öngörülen haksız çıkar elde edilemediğinden eylemin teşebbüs aşamasında kaldığı, 5607 sayılı Kanun’un suç tarihinde yürürlükte bulunan 3. maddenin (18) fıkrasına göre; sanıkların eyleminin teşebbüs aşamasında kalmış olsa bile, tamamlanmış suç gibi cezalandırılması gerektiğinin anlaşılması karşısında, sanıkların üzerine atılı suç tarihi itibarıyla yürürlükte bulunan 5607 sayılı Kanun’un 3. maddesinin 14. fıkrasında düzenlenen ve ihracat gerçekleşmediği hâlde gerçekleşmiş gibi göstererek ilgili Kanun hükümleri uyarınca teşvik, sübvansiyon veya parasal iadelerden yararlanmak suretiyle haksız çıkar sağlamak şeklinde tanımlanan ihracat kaçakçılığı suçunun unsurları itibarıyla oluştuğu kabul edilmelidir.
Bu itibarla, Yerel Mahkemenin direnme kararına konu hükümlerinin, sanıklara atılı suçun unsurları itibarıyla oluştuğu gözetilmeden beraat kararı verilmesi isabetsizliğinden bozulmasına karar verilmelidir.
Çoğunluk görüşüne katılmayan dört Ceza Genel Kurulu Üyesi; “sanıklara atılı ihracat kaçakçılığı suçunun unsurları itibarıyla oluşmadığı” düşüncesiyle karşı oy kullanmıştır.
SONUÇ:
Açıklanan nedenlerle;
1- Küçükçekmece 1. Asliye Ceza Mahkemesinin 10.12.2019 tarihli ve 521-733 sayılı direnme kararına konu hükümlerinin, sanıklara atılı ihracat kaçakçılığı suçunun unsurları itibarıyla oluştuğu gözetilmeden beraat kararı verilmesi isabetsizliğinden BOZULMASINA,
2- Dosyanın, mahalline gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİ EDİLMESİNE, 02.02.2021 tarihinde yapılan müzakerede oy çokluğuyla karar verildi.