Continued from:

MANASTIR’LI HAMDİ EFENDİ

Bu vatansever ve cesur, Manastırlı Hamdi Efendi olmasaydı, istanbul felâketinden haberalmak için, kimbilir, ne kadar çok beklemek zorunda kalacaktık. istanbul’da bulunan nâzır, milletvekili, komutan ve teşkilâtımızdan bir kimsenin çıkıp da bize vaktinde haber vermeyi düşünememiş olduğu anlaşılıyor. Demek ki, hepsini heyecan ve korku bürümüştü. Bir ucu Ankara’dabulunan telin istanbul’da bulunan ucuna yanaşamayacak kadar şaşkınbir duruma gelmiş o1duklarına hükmetmek, bilmem ki doğru olur mu?Telgraf memuru Hamdi Efendi, daha sonra Ankara’ya gelerekkarargâhımız telgraf memurluğunu yapmıştır. Kendisine borçlu olduğumteşekkürü burada açıkça ifade etmeyi millî ve vatanî görevlerimden sayarım.

Efendiler, bu durum üzerine, meydana gelebilecek bir felâketinönüne geçmek için şu emri verdim
:

Bütün Vali ve Mutasarrıflara

Sıvas’ta 3′ üııcü Kolordu, Bandırnıa’da l4′ üncü Kolordu, Ankara’da 20’nci Kolordu, Erzurum’da 15′ inci Kolordu, Konya’da 12′ nci Kolordu, Diyarbakır’da 13′ üncü Kolordu Komutanlıklarına

izmir Cephesinde Refet Beyefendi’ ye, Balıkesir’de 61′ inci Tümen Komutanlığı’na, bütün Müdafaa-i hukuk Merkez Hey’etleri’ne ve Yönetim Kurullarına

Telgraf, ivedi

Bugünkü duruma göre, milletimi, medeniyet dünyasının insanca duygularladolu viedanlarına ve bütün islamın dünyasının manevî birliğine güvenmekle birlikte,dost olsun düşman olsun, bütün resmî dış dünya ile geçici olarak bir süre içinilişki kuramayacaktır.

Bugünlerde, yurdumuzdaki Hristiyan halka karşı göstereceğimiz insancadavranışın değeri pek büyük olduğu gibi, hiçbir yabancı hükûmetin açıktan veyadolayh yoldan yardımını görmeyen Hristiyan halkın tazn bir huzur ve sükûn içindeyaşâmaya devam etmeleri, ırkımızın yaratılıştan bezenmi olduğu medenî kabiliyetine kesin bir delil olacaktır. Yurt çıkarları aleyhinde çalıştıkları görülenler ile,memleketin huzur ve güvenliğini bozanlar hakkında, din ve milliyet ayrımı yapılmaksızuı, kanun hükümlerinin eşit olarak ve şiddetle uygulanmasını; bulunduklarıyerlerdeki mahalli idarelere bağlılık gösteren ve vatandaşlık görevlerini yapmaktakusur göstermeyenler hakkında ise, yumuşak ve şefkatli davranılmasını özellikleister, bu hususların bütün ilgililere hemen bildirilmesini ve bütün yurttaşlara, uygun vasıtalarla duyurulmasını rica ederiz, efendim.

Müdafaa-i Hukuk Hey’eti Teznsiliyesi adına
Mustafa Kemal

İTİLAF KUVVETLERİNİN TELGRAFLA MEMLEKETE YAPMAK İSTEDİKLERİ RESMİ TEBLİĞ

Efendiler, itilâf Kuvvetleri, istanbul tolgraf merkez lerini işgal ettikten sonra, memlekete telgrafla bir resmi tebliğde bulunmak istediler. Tarafımızdan ya pılan uyarı ve hatırlatmalar üzerine, bazı merkezler dışında bu resmî tebliğ alınmadık. Alanlar vo cevapverenlerden belli başlıları şunlardır : izmit Mutasarrıfı Suat Bey, Konya Valisi Suphi Bey.

Resmi Tebliğ
Beş buçuk yıl önce, Osmanlı Devleti’nin mukadderatını her nasılsa elde etmiş olan ittihat ve
Terakkî Comiyeti’nin liöerleri, Alman telkinlerine kapılarakOsmanh Devlet ve Millstini 1. Dünya
Savaşı’na soktular. Bu haksız ve uğursuzsiyasetin sonucu bilinmektedir. Osmanlı Devlet ve
Milleti, bir türlü felâket geçirdikten sonra, öyle bir yenilgiye uğradı ki, ittihat ve Terakkî
Cemiyeti’nin liderIeribile ,bir Ateşkes Anlaşması yaparak kaçmaktan başka çare bulamadılar.
Anlaşmanın yapılmasından sonra, itilâf Devletleri’ne bir görev düştü. Bu görov eskiOsmanlı imparatorluğu’nun bütün halkının, ırk ve mezhep ayrılığı gözetilmeksizin gelecekteki mutluluklarını, gelişmelerini, sosyal ve ekonomik hayatlannı güven altına alan bir barışın temellerini a.tzrıaktan ibaretti. Barzş Konferansı, bugörevi yerine getirmekle uğraşırken, kaçmış olan ittihat ve Terakkî ileri gelenlerinin taraftan olan bazı kimseler, “Millî Teşkilât” takma adı ile bir teşkilâtkurarak ve Padişah ile istanbul Hükûmeti’nin emirleriızi hiçe sayarak, savaşın acısonuçlarıyla büsbütün tükenmiş olan halkı askerlik için toplamak, çeşitli unsurlararalarında nifak çıkarmak, millî yardım bahanesiyle halkı soymak gibi işleri yapmaya yeltendiler ve böylece barış değil, sanki yeni bir savaş devrini açmaya,çalıştılar. Bu teşebbüs ve kışkırtmalara rağmen, Banş Konferansı görevine devametti ve nihayet istanbul’un Türk idaresinde kalmasına karar verdi. Bu karar Osmanlıların kalplerini ferahlatacaktır. Ancak, bu kararlannı Bâbıâlî’ye bildirdikleri zaman, uygulamanın ne gibi şartlara bağlı olduğunu da hatırlattılar. Bu şartlar, Osmanlı vilâyetlerinde bulunan Hristiyanlann hayatlarını tehlikeye sokmamak, bugün itilâf Devletleri ile müttefiklerinin askerî kuvvetleri aleyhinde yapılmakta olan sürekli hücumlara son vermekti. istanbul Hükûmeti, bu uyarıya karşıbir dereceye kadar iyiniyet göstermiş ise de, “Millî Teşkilât” takma adı ile hareket eden kimseler, ne yazık ki, teşvik ve tahriklerinden vazgeçmek istemediler.Aksine, hükûmetin kendileri ile işbirliği yapmasını sağlamaya çalıştılar.
Herkesinsonsuz bir hasretle beklediği banş için büyük bir tehlike demek olan bu durumakarşı, itilâf Devletleri, yakında karara bağlanacak barış hükümlerinin uygulanmasını sağlamak üzere, gerekli tedbirleri düşünmeye mecbur oldular. Bunun için birtek çare buldular. Bu da, istanbul’u geçici olarak işgal etmekti. Bu karar bugünyürürlüğe girmiş olduğundan, kamuoyunu aydınlatmak için aşabıdaki noktalarınınaçıklanması gerekir.

1 – işgal âeçicidir.

2 – itilâf Devletleri’nin niyeti, saltanat makamının nüfuzunu kırmak değil, aksine, Osmanlı idaresinde kalacak olan memleketlerde o nüfuzu güçlendirmek ve sağlamlaştırmaktır.

3 – itilâf Devletleri’nin niyeti, yine Türkleri istanbul’dan mahrum etmemektir. Fakat, Allah korusun, taşrada genel bir karışıklık veya katliam gibi olaylar ortaya çıkarsa, bu karar değîştirilebilir.

4 – Bu nazik dönemde, ister Müslüman ister gayrimüslim olsun, herkesingörevi, kendi işine gücüne bakmak, güvenliğin sağlanmasına yardımcı olmak, Osmanlı Devleti’nin yıkıntısından yeni bir Türkiye’nin kurulması için var olan sonbir ümidi, çılgınlıklanyla mahvetm.ek isteyenlerin aldatıcı sözlerine kapılmamakve hâlâ saltanat merkezi olarak kalan istanbul’dan verilecek emirlere uymaktır. Yukanda sayılan kışkırtmalara katılan şahısların bazılan, istanbul’da yakalanmışlardır. Onlar elbette kendi yaptıklanndan ve sonra da, o yaptıklarının sonucu olarak ortaya çıkabilecek olaylardan sorumlu tutulacaklardır.

işgal Kuvvetleri Bu tebliğ dolayısıyla, derhal şu genelgeyi yayınladım :

16.3.1920
Bütün Vali ve Komutanlara ve Müdafaa-i Hukuk Hey’etlerine
itilâf Devletleri tarafından silâhlı çarpışma sonunda, istanbul’un işgali zorlagerçekleştirilmiştir. Bu suikasttan yararlanarak hainlik düşünen birçok kimseninmilleti aldatmaya kalkışmaları muhtemeldir. Nitekim, resmî bildiriler şeklindeimzasız bazı bildirilerin yayınlanmak istendiğini öğreniyoruz. Yanlış hareketlereyer verilmemek ve gerçek duruma ters düşen heyecanlar yaratılmamak bakımından, bu gibi bildirilere asla değer verilmemesi gerekir. Gerçek durumu izleyenAnadolu ve Ruıneli Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti, milleti aydınlatacaktır.

Mustafa Kemal

Nutuk devam ediyor…