Continued from:

Hikayenin peşinden koyu harflerle işaret ettiğim basit ve saçma çelişkinin düşünülmesine fırsat vermeme adına hemen bir “ruh güzellemesi” döşenmiş.

“Durdum ve seni omuzlarından tuttum. “Ruhun hayal edebileceğinden çok daha muhteşem, güzel ve devasa.”

Elbette hem bu adamın hem de okuyucunun omuzundan tutup dikkati dağıtması gerekir. Çünkü az önce daima sorulan o en makul soruyu sordu ve hemen adeta bir papağan gibi tekrar edilerek verilen ve olabildiğince standart ve saçma olan o kaçamak cevabı verdi !

Eğer bu var olduğu iddia edilen ruh, yeni bir bedene girdiğinde önceki deneyimlerine dair hiç bir şeyi hatırlamayacak idi ise, bunun tarifi soruda sorulduğu üzere “sıfırdan başlamak” ve aslında bir “yazboz tahtası” olmaktan başka ne anlama gelebilir ki ?

Yazarın hikayesine göre, bu deneyimler ne işe yarayacağı belirtilmeksizin derinlerde bir yerde bir dolapta muhafaza edilir gibi muhafaza ediliyor.

Eğer gerçekte reenkarnasyon inancı bir benliğin / ruhun, var olabilecek tüm duyguları deneyimlemesi olsa idi bu mantıklı olabilirdi. Çünkü bu versiyonda amaç “tekamül” değil, salt deneyimlemedir. Benim de şahsen “simülasyon teorisi” ile birlikte ele aldığım ve sadece bu yönü ile yazarın düşüncesine benzeyen bir fikrim var. (O konuya nasipse başka bir yazıda değineceğim)

Fakat tekamül olgusunun ortaya çıkabilmesi için, deneyimlerin hatırlanması, birbiri ile harmanlanması, bireyin önceki davranışlarından “ders çıkarması” zaruridir.

Yazı devam ediyor…