Continued from:

Elbette hayır! Zira her ne kadar deneyim ve özellikler bakımından neredeyse tıpa tıp aynı olsalar da sırt sırta vermiş bu iki canlı başka yönlere bakıyorlar ve gördükleri her ne idi ise, her birinde o gördüğüne uygun ve fakat yek diğerinden farklı bir deneyim bilgisi oluşturuyor. Belki biri gündoğumuna bakıyor, diğeri o anda hiç hoşlanmadığı birisinin resmine… Her ikisinde de beyin kimyası ve duygu durumu değişecek ve bu iki birey yaşadığı müddetçe deneyimsel bilgi açısından farklılaşacaktır. Bu son durumda; B ve C kişilerinin A kişisinin deneyimlerini ortak olarak barındırdığını ama nakilden sonra yaşadıkları çevresel deneyimler miktarınca birbirlerinden farklılaştıklarını söyleyebiliriz.

Şimdi olayı reenkarnasyon açısından düşünürsek; A kişisinin kopya bilgisinin mesela bir ceninin beynine aktarılması mümkün değildir. Zira, ceninde A kişisinin beynindeki nöron sayısı kadar nöron bile bulunmaz. Bir an için cebren, bir şekilde bu aktarım yapılsa bile ceninin genetiği A kişisinden farklı olduğu için; hayata ve olaylara karşı tepkileri asla A kişisi gibi olmayacak ve yepyeni ve fakat A kişisinden farklı bir birey olacaktır. Böyle bir durumda ortada artık A kişisinden bahsedemeyeceğimiz gibi A kişisinin tekamülünden de bahsedemeyiz.

Görüleceği üzere “Ruh” kavramı, modern tıbbın beyin hakkındaki bilgilerinin çok çok az bir kısmına sahip (aslında hiç bir kısmına sahip olmayan) kişilerce uydurulmuş bir kavram olduğu için bu tarz inanışların eninde sonunda Andy Weir’in hikayesindeki kaza geçiren adam gibi pek çok mantık ve kanıt kazasına maruz kalıp, üstelik herhangi bir tekamül de geçiremeden ölüp gitmesi kaçınılmazdır.

Ali Aksoy, 11 Ekim 2020

Yazıda değinilen ve bir simülasyonda kişiye cennet ve cehennemin yaşatılabileceği hususunda yazarın bir başka yazısı:

Gelecekte uyuyup geçmişte uyanmak: Bu kaçıncı ölmen ?

Ruhçu Öğreti hakkında yazarın başka bir yazısı:

Ruhçuluk – Ruhçu Öğreti Hakkında Bir Eleştiri – Ali Aksoy