Continued from:

Reenkarnasyon inancı bu “ders çıkarma” ve tekamül safahatının bir ömre sığamayacağını ve bu sebeple ruhun çok sayıda bedende dolaşıp, ömür geçirip olgunlaştığını iddia eder. Açıkça bir kaosun hüküm sürdüğü ve canlıların pek adaletsiz koşullarda yaşadığı bu hayatı anlamlı ve adil kılmak adına güzel düşünülmüş bir iddia reenkarnasyon…

Ne var ki, insan beynine dair yapılan bütün araştırmalara rağmen ruha bir türlü ulaşılamamıştır. Ruha ulaşılamadığı gibi, evvelce ruha atfedilen neredeyse bütün edimlerin, nerede, ne ile ve ne şekilde ortaya çıktığı kanıtlarla ortaya konulmuştur ve konulmaktadır. Ruha atfedilen her şey, beynimizde meydana gelen elektrik aktiviteleri, kimyasal tepkimeler ve hormon seviyelerinin bir sonucudur.

Bunun en önemli kanıtlarından birisi, beyinlerinin bir bölgesi hasar almış kişilerde görülen davranış değişiklikleridir. Eğer davranışsal edimler, beyin değil de ruh isimli bir saklambaç oyuncusu tarafından yerine getiriliyor olsa idi, ruhun beyinde meydana gelen bir hasardan etkilenmemesi ve bireyde herhangi bir davranış değişikliğinin gözlenmemesi gerekirdi.

Ruhçu öğretinin ruh dediği olguyu bilimsel bulgularla tanımlamak istersek Ruh; insan beyninde DNA verisi dahil, olup biten her şeydir. Henüz tam olarak yapamıyor olsak da bu bilgi; ölçülebilir, konumlanabilir, manipüle edilebilir, değiştirilebilir ve daha da enteresanı beyin dışında bir yere yeniden yazılıp kaydedilebilir.

Bu konuda dünyanın hemen her yerinde inanılmaz çalışmalar yapılıyor. Elon Musk tarafından tanıtılan Neuralink, bu çalışmalardan sadece birisi…

Beynin içinde olup biten her şey, beynin hücre dinamiği, hormon yapısı ve mevcut elektrik aktivitesi ile bir an için kopyalanıp, varlığını devam ettirebileceği eş DNA, hormon ve hücre yapısına sahip yeni bir kaba yani yeni bir bedene nakledilirse tam olarak bir ruh göçünden bahsedebiliriz. Fakat bu ruh göçünde birey yani o eski beynin içinde olup biten her şey, yeni bedeninde, tüm deneyimlerini muhafaza edecektir.

Gelecekte bunun mümkün olacağı bir devirde, ruh göçü, beynin içinde olup biten her şeyin, eskiyen, yıpranan bir bedenden başka bir bedene nakli ile daha uzun yaşayan ve fakat DNA tarafından belirlenmiş sınırlara, özelliklere, karaktere mahkum durumda olan kişiler için söz konusu olabilecektir.

Yazı devam ediyor…