Son günlerde bir çok Youtuber’in öve öve bitiremediği ve “şahitliği” neredeyse “Tanrı” derecesinde görülen Blockchain (Linkte bir e kitap var) teknolojisi vaad edilen tüm bu şeyleri yapabilir mi ?
Önce ne olduğunu “Türk usulü” ve “Bilal’e anlatır gibi” anlatalım.
Bir köyde yaşıyoruz. Köyümüzde bir tane bakkal ve o bakkalda tutulan bir veresiye defteri var. Bakkal diyor ki, “Bak kardeşim, aramızda bir uyuşmazlık çıkarsa, benim defterimdeki kayıtlar esastır. Ötesini anlamam” Bu yaklaşım, adına merkezi sistem denen ve neredeyse her banka ile çalışmaya başladığınızda imzalatılan okunması güç ve çileli sözleşmelerin özetidir. Şu anda dünya böyle çalışıyor. Ev aldın sattın, tapu dairesinin kayıtları esastır. Sınava girdin ÖSYM’nin kayıtları esastır.
Fakat bu köydeki bazı kişiler bakkalın bu defterlerde kendi lehine değişiklik yapma olasılığından haylice rahatsız. Diyorlar ki, “Bakkal amca, biz senin dediğin gibi yapmayalım. Şöyle yapalım. İki defter tutalım, biri sende biri bende. Ne dersin ?” Bakkal diyor ki, “Olmaz öyle. Ben sana niye güveneyim ?” O zaman diyoruz ki, “İki deftere ek olarak şahitler tutalım. 10 kişi daha çağıralım, on defter daha olsun. Her işlem anında bu 10 kişi gelsin, aramızdaki işlemi kendi defterlerine yazsın. Bu 10 kişi ne senin, ne benim adamım olsun. Hepsi de tanımadığımız kişiler olsun. Hatta daha da ileri gidelim. Her işlemden sonra bu 10 kişi defterlerdeki kayıtları yeni bir deftere kopyalayıp eski defterleri de kimsenin bilmediği bir yere gömsün. Her işlem yapıldığında en son defter kaydı yani önceki tüm işlemler yeni bir deftere yazılacak, son defter gömülecek. Bir uyuşmazlık olursa, istendiğinde eski defterler çıkarılıp bakılacak.”
İşte Blockchain özetle budur. Mantık olarak merkezi sistemlere göre fevkalade güvenlidir. Bundan dolayıdır ki, öve öve bitirilemiyor. Bu yazıda, şahitliği neredeyse “Tanrısal” bir güçte imiş gibi anlatılan Blockchain teknolojisi hakkında ileri sürülen bazı itiraz ve problemlere özet olarak değineceğiz.
Blockchain teknolojisi hakkında her konuşan şu cümleyi kuruyor; “verileriniz dünyanın farklı yerlerinde bulunan milyonlarca bilgisayarda şifrelenerek tutuluyor”
Öncelikle bu bir yalandır.
Birincisi; internete veya başka bir ağa bağlı herhangi iki bilgisayarın fiziksel olarak birbirinden ne kadar uzakta olduğunun hiç bir önemi yoktur. İki makine birbirine bağlı ise onlar neredeyse dip dibedir.
İkincisi; Bitcoin veri madenciliği yapan Blockchain zinciri hariç hiç bir zincir “milyonlarca” bilgisayardan oluşmuyor. Oluşuyor diyenlerden bunların nerede bulunduklarını söylemelerini rica ederek bu konuyu geçiyorum.
Blockchain teknolojisi konusunda iddia edilen ikinci en önemli yalan, Blockchain teknolojisinin tüm işleri daha ucuza mal edeceği iddiasıdır. Eğer dağıtık bilgisayarlar su ile çalışıyor ve “adını dağlara yazdım” şarkısında olduğu gibi verileri hard disk yerine dağa taşa yazıyorsa, evet bu mümkün olabilir. Bugün en yüksek sayıda bilgisayardan oluşan Bitcoin ağında insanlar milyonlarca bilgisayarı kara kaşımıza hayranlıklarından değil, veri madenciliğinin vaat ettiği ödülü almak için bulundurup işletiyor.
Üstelik bu ağda tutulan bilgiler yani veriler “text” veriler. Yani “Ahmet Mehmet’e on lira gönderdi, şu tarihte gönderdi” şeklinde özetlenebilecek bir veri.
Bu text bilgisinin oluşturduğu toplam yük (veri boyutu) zaman içerisinde şu değerlere ulaştı:
“Ağustos 2014’te, ağ üzerinde gerçekleşen tüm işlemlerin kayıtlarını içeren bitcoin blok zincir dosya boyutu 20 GB’ye (gigabayt) ulaştı. Ocak 2015’te, boyut neredeyse 30 GB’a yükseldi ve Ocak 2016’dan Ocak 2017’ye kadar, bitcoin blok zinciri 50 GB’dan 100 GB’a çıktı.” Kaynak: Vikipedia
Bu veri, ağa bağlanan her bilgisayarda ayrı ayrı tutulmak zorundadır.
Blockchain övücülerinin ballandıra ballandıra anlattıkları diğer hizmetler bu kadar kolay olmayacaktır. Örneğin, çektiğiniz bir fotoğraf var. Ve siz bu fotoğrafın size ait olduğunu tescil ettirmek ve günün birinde bir telif hakkı uyuşmazlığı olursa “Blockchain şahittir ki, bunu ben çektim” demek istiyorsunuz. Burada tescil edilip kayda alınacak veri text verisi değil, özetle “Ekteki fotoğraf, Ahmet tarafından çekildiği iddiası ile şu tarihte kayda alınmıştır.” şeklinde olacak ve “milyonlarca” olduğu iddia edilen ağdaki tüm bilgisayarlarda kopyası ile tutulacaktır. Yani bir fotoğraf ağdaki tüm makinelerde bulundurulacak.
Ne var ki, Blockchain teknolojisi adı üstünde “Blok” zincirlerinden oluşur. Her blok bir önceki bloğun tüm verilerini taşır. Ahmet’ten sonra Mehmet de kendi fotoğrafını tescil ettirmek istediğinde, cümle yine özetle şu hale gelir: “Ekteki fotoğraf, Ahmet tarafından çekildiği iddiası ile şu tarihte kayda alınmıştır. + Ekteki şu fotoğraf da Mehmet tarafından çekildiği iddiası ile şu tarihte kayda alınmıştır.” Yani, her yeni blokta bir önceki bloğa ait tüm veri kendini tekrar ederek bulunmak zorundadır.
İşlem sayısı ve kaydedilen materyalin boyutu arttıkça, ortaya nasıl bir veri depolama maliyeti çıkacağını tahmin edebilirsiniz.
Hayal gücümüzü çalıştırarak, bir gün Youtube’un kendisine yüklenen her video için böyle bir faaliyet yaptığını düşünebilir misiniz ? Ortaya nasıl bir veri yığını çıkar ?
Daha şimdiden Blockchain güzellemelerinin etkisinde kalan bir çok firma, sonuçta gereksiz bir veri tabanı yığını ile karşılaştı ve çok kritik olmayan veriler için bundan vaz geçti. Yukarıda verdiğim Wikipedia sayfasında bu konu hakkındaki bilgilere ulaşabilirsiniz.
Sonuç olarak “ödüllü bir sistem” olmadıkça Blockchain zaman içinde artan maliyetli yapısı ile çok kolay uygulanabilir bir sistem değildir. Veri depolama teknolojisi geliştikçe işler daha kolay hale gelebilir.
Eğer yukarıda verdiğim örnek hakkında, “Canım bu sorunu çözmek kolay, her blokta aynı fotoğraf tekrar tekrar yer almasın, daha önceki bir kaynağa atıf yapsın” derseniz zaten kısmen de olsa eski “merkezi sistem” mantığına yaklaşmış olursunuz. Blockchain’in temel kurgusu yukarıda verdiğim örnekte olduğu gibidir.
Blockchain hakkında söylenen diğer bir yalan, Blockchain sistemlerinin tümüyle merkeziyetsiz olduğu iddiasıdır. Bu iddia Bitcoin gibi ödüllü sistemler için mümkündür. Diğer Blockchain sistemleri “ŞİRKETLER” tarafından oluşturulmaktadır. Nasıl olduğunu IBM sayfalarına ve ilgili diğer şirketlerin tanıtım sayfalarına bakıp görebilirsiniz. Bir şirket tarafından kurulup yönetilen bir ağın “merkeziyetsiz” olduğu iddiası tek kelimeyle komiktir. Her zaman olduğu gibi bir sistem kendi içinden ödül (yani çıkar) doğurmuyorsa, “parayı veren düdüğü çalar” prensibi değişmeden devam edecektir.
Blockchain teknolojisi hakkında ileri sürülen diğer bir yalan; Blockchain blok zincirlerine bağlı “milyonlarca” bilgisayarın kendi aralarında ve her bilgisayardaki bloklar arasında aşılamaz güvenlik duvarları (şifreleme) olduğu ve bu sebeple tutulan kayıtların mutlak doğru olacağı iddiasıdır.
Cancağzım; ağa bağlı ve milyonlarca sayıda olduğunu iddia ettiğin şey nedir ?
El cevap: Bilgisayar…
Cancağzım; Bilgisayar dediğin şey çalışmak için bir işletim sistemi kullanır mı ?
El Cevap: Evet…
Cancağzım; her bilgisayarın kendisine özel bir işletim sistemi ile çalıştığını, yani dünyada kullanılmakta olan “üç – beş” işletim sisteminden birini kullanmak durumunda olmadığını iddia edebilir misin ?
El Cevap: Hayır.
Cancağzım; başka sorum yok !
Ali Aksoy, 12.12.2021