Continued from:

-Müteşabihat-

OCAK

Ocağın başına vardım oturdum,
Hazirun deminden sürüne geldim,
Üstümü örtmeye perde getirdim,
Matem siyahına bürüne geldim

Neydi bir zamanlar, gökte ışıdım,
Hayatı getiren bir güneş idim,
Nuh’un gemisinde canlar taşıdım,
Aşure kaynatıp ürüne geldim

Ben o bakireyle oynaş edince,
Suçumu mizanda anladım anca,
Ciğer parçalayan o hain kanca,
Vuruldu sürgüne, derune geldim

Ocağın içinde ateş yanıyor,
Ruhumda bir isyan, her yer donuyor,
Kapıda zebani beni anıyor,
Düştüm bu Gayya’nın narına geldim

Geçer zor günleri, mapusluk biter,
Bir kaç aya kalmaz, müjdesi yeter,
Bu kışlık ayları ölümden beter,
Sırıl sıklam olup harına geldim

Musa’yı çağırıp burda söyleştim,
Ateşin başında kırk gün konuştum,
İsa’yla çarmıhta üç gün eyleştim,
Ben de hainlerin ferine geldim

Cahimin odunu burda yandırdım,
İbrahim’e koçu burda indirdim,
Ateşten koruyup suya bandırdım,
Yaz bahar ayından serine geldim

Krallık namzetim hep aynı kaldı,
Tacım, asam, hırkam benimle geldi,
Bakmayın av ettim, ciğerim deldi,
O hain domuzdan koruna geldim

Mülkte devran eder, anda gezerim,
On iki durakta destan yazarım,
Arada kendime mezar kazarım,
Dumandan kefene sarına geldim

Oğlak döndürürüm kıpkızıl közde,
Kuzu vakti anca baharda yazda,
Çerağın başında semah-ü sazda,
Farz-ı ayın olup yerine geldim

İnsanın dostuyum kıymet bilirse,
Yakin yetişirim darda kalırsa,
Yaz bahar ayına çıkan olursa,
Beklesin o günün pirine geldim

Yer yeşil kaftanı giydiği zaman,
Cümle canlılara veririm aman,
Sakın ha hilmime kapılıp hemen,
Deme cehennemden arına geldim

Müteşabih deyi anlatır beni,
Bilmezsin nereden getirdi canı,
Hayyül Kayyüm oldur, yarattı seni,
Kıssa olup sana, Kuran’a geldim

Ol sultan Adem’de konuşup geldi,
Sanma birisine danışıp geldi,
Göz etti mahluktan tanışıp geldi,
On sekiz bin alem erine geldim

Zül Celal Vel İkram, ol deyip yapar,
Cezb-i Azamına aşk ile kapar,
On sekiz bin alem el birlik tapar,
Ben de bu alemden birine geldim

Kafan karışmasın, ben kim olayım,
Emretti göklerde görkem olayım,
Bütün mevsimlere hakem olayım,
Baş eğip kaderin zoruna geldim

Zoruna dediğim aşk-ı hevadan,
Dedi: Kudretimi göster havadan,
Ol dedi, aşk ile çıktım yuvadan,
Üç yüz altmış beş gün turuna geldim

On iki makamı gezip sıradan,
Dönerim pervane ben de aradan,
Böyle arzu etmiş yüce yaradan,
Evvel Ahir Hakkın darına geldim

Nuruna boyanıp banmışım O’nun,
Cezbine tutulup kanmışım O’nun
Aşkıyla tutuşup yanmışım O’nun,
Ali’nin sevdiği yarine geldim

Şiir kitabı devam ediyor…