Uyuşturucu madde ticareti yapma – Ceza Genel Kurulu – 2018/49 E. , 2021/76 K.

Ceza Genel Kurulu 2018/49 E. , 2021/76 K.

“İçtihat Metni”
Kararı Veren
Yargıtay Dairesi : 20. Ceza Dairesi
Mahkemesi :Ağır Ceza
Sayısı : 54-63

Uyuşturucu madde ticareti yapma suçundan sanık …’ın TCK’nın 188/3, 52/2-4, 53 ve 63. maddeleri uyarınca 6 yıl 6 ay hapis ve 600 TL adli para cezası ile cezalandırılmasına, taksitlendirmeye, hak yoksunluğuna ve mahsuba, sanık …’ın TCK’nın 188/3, 31/3, 52/2-4 ve 63. maddeleri uyarınca 4 yıl 4 ay hapis ve 500 TL adli para cezası ile cezalandırılmasına, taksitlendirmeye ve mahsuba ilişkin Silifke Ağır Ceza Mahkemesince verilen 20.10.2015 tarihli ve 106-250 sayılı hükmün, sanıklar müdafisi tarafından temyiz edilmesi üzerine dosyayı inceleyen Yargıtay 20. Ceza Dairesince 17.01.2017 tarih ve 16457-404 sayı ile;

“Olay, yakalama, üst arama ve muhafaza altına alma tutanağı ile sanıkların, suça konu uyuşturucu maddelerin ele geçirildiği mahalde bulunmadığı, madde analiz raporları, ve dosyadaki diğer bilgi ve belgelere göre; sanıkların ikametinde ve üzerlerinde yapılan aramalarda uyuşturucu madde ele geçirilemediği, diğer sanıklar …ve…’da ele geçen uyuşturucu veya uyarıcı maddeleri sanıkların ikametinde sanık …’den satın aldıklarına ilişkin soyut beyanları dışında, kayıt bulunmadığı, sanıklar …ve …’nin savunmalarının aksine, kuşku sınırlarını aşan, yeterli ve kesin delil bulunmadığı anlaşılmakla sanıkların atılı suçtan beraati yerine mahkûmiyetlerine karar verilmesi” isabetsizliğinden bozulmasına karar verilmiştir.

Yerel Mahkeme ise 28.02.2017 tarih ve 54-63 sayı ile; “…sanıklarla müştekilerin birbirlerini tanımadığını kabul ettiği, yani uyuşturucu alış verişi dışında bir kabul diğer iki sanık yönünden olmadığı, yine teşhis tutanaklarında sanıklar …… ve…’ün … ve …’i tarif ettikleri ve teşhis ettikleri, yine daha önce tanımadıkları, uyuşturucu satın almadıkları birisinin adresini bilme imkanlarının olmadığı ve gerekçemizde anlatıldığı üzere sanıkların bu şekilde suç işlemeyi meslek hâline getirdikleri ve özellikle …… ve…’ün atfı cürüm yapmalarını gerektirir bir husumet olmadığı dikkate alındığında, sanıkların atılı uyuşturucu madde ticareti suçunu işledikleri sabit olduğu” şeklindeki gerekçelerle direnerek, sanık …’ın 6 yıl 6 ay hapis ve 600 TL adli para cezası, sanık …’ın ise 4 yıl 4 ay hapis ve 400 TL adli para cezası ile cezalandırılmalarına karar vermiştir.

Direnme kararına konu bu hükmün de Cumhuriyet savcısı ile sanıklar müdafisi tarafından temyiz edilmesi üzerine, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 19.10.2017 tarih ve 19953 sayılı “bozma” istekli tebliğnamesiyle dosya 6763 sayılı Kanun’un 36. maddesi ile değişik 5271 sayılı CMK’nın 307. maddesi uyarınca kararına direnilen Daireye gönderilmiş, aynı madde uyarınca inceleme yapan Yargıtay 20. Ceza Dairesince 16.01.2018 tarih ve 6662-278 sayı ile direnme kararının yerinde görülmemesi üzerine Yargıtay Birinci Başkanlığına iade edilen dosya, Ceza Genel Kurulunca değerlendirilmiş ve açıklanan gerekçelerle karara bağlanmıştır.

TÜRK MİLLETİ ADINA
CEZA GENEL KURULU KARARI

Sanıklar …… ve… hakkında uyuşturucu madde ticareti yapma suçundan kurulan mahkûmiyet hükümleri Özel Dairece onanmak suretiyle kesinleşmiş olup direnmenin kapsamına göre inceleme sanıklar … ve … hakkında kurulan mahkûmiyet hükümleri ile sınırlı olarak yapılmıştır.

Özel Daire ile Yerel Mahkeme arasında oluşan ve Ceza Genel Kurulunca çözümlenmesi gereken uyuşmazlık; sanıklara atılı uyuşturucu madde ticareti yapma suçunun sabit olup olmadığının belirlenmesine ilişkindir.

İncelenen dosya kapsamından;

27.05.2014 tarihli ihbar tutanağı ile 28.05.2014 tarihli olay, yakalama, üst arama ve muhafaza altına alma tutanağına göre; 27.05.2014 tarihi saat 22.35 sıralarında haber merkezini arayan …’ın, Dragon Parkı içerisinde bir erkek şahsın kendisine hap satmak istemesi ile ilgili sivil ekiplerle görüşmek istediğini bildirmesi üzerine kolluk görevlilerinin bahsi geçen yere gittikleri, adı geçenle yapılan görüşmede şahsın “Dragon Parkı içinde alkol aldığı sırada iki şahsın yanına gelip hap ve esrar ihtiyacı olup olmadıklarını sorduklarını, şahısları yakalatabilmek amacıyla ihtiyacı olduğunu söylediğini ve 170 TL verdiğini, şahısların da bir yerden uyuşturucu alıp getireceklerini, burada beklemesini söyleyerek ayrılmalarının ardından polisi aradığını” beyan ettiği, konu hakkında Cumhuriyet savcısına bilgi veren kolluk görevlilerinin aldıkları talimatlar doğrultusunda gerekli tedbirleri de alarak beklemeye başladıkları, 55 dakika kadar sonra …’ın yanına iki erkek şahsın geldiğinin görülmesi üzerine söz konusu şahıslara doğru yaklaşıldığı sırada, görevlilerce daha önceden tanına ……’ın cebinden bir şey çıkartıp …’ın oturduğu bankın altına doğru attığının görüldüğü, yapılan kontrolde atılan şeyin peçete olduğu, içerisinde de 3 adet mavi 2 adet pembe renkli toplam 5 adet tablet olduğunun anlaşıldığı, … olduğu tespit edilen diğer şahsın yapılan kaba üst aramasında, sol cebinde kabarık bir şey olduğunun fark edilmesi üzerine ne olduğunun sorulduğu, kâğıt olduğunun söylenmesi üzerine çıkartmasının istenildiği, şahsın cebinden çıkardığı gazete kâğıdı ve 1 adet pembe renkli tableti görevlilere teslim ettiği, gazete kâğıdı kontrol edildiğinde içinde hint keneviri bitkisi kırıntıları olduğunun görüldüğü, …’ın yanında bulunan … isimli şahsın yapılan kaba üst aramasında ise suç unsuruna rastlanılmadığı, polis merkezine getirilen şahısların yapılan üst aramalarında; ……’ın üzerinde bir adet 0538 … numaralı GSM hattı takılı telefon ve 20 TL, …’ün üzerinde bir adet 0534 … numaralı GSM hattı takılı telefon ve …’ın üzerinde bir adet 0541 … numaralı GSM hattı takılı telefonun bulunduğu,

28.05.2014 tarihli teşhis tutanağına göre; …… ve…’ün ifadelerinde suç konusu esrar ve hapları Sultanaladdin Mahallesi, üniversite yanında bir evden … isimli bir şahıstan aldıklarını beyan etmeleri üzerine bahsi geçen ikametin tespit edilerek sanıklar … ve …’ın teşhis amacıyla polis merkezine getirildikleri, teşhis odasında, dışarıdan temin edilen üç ayrı şahıs ile birlikte, müdafi huzuruyla ayrı ayrı yaptırılan teşhiste, … ve ……’ın ismini … olarak belirttikleri ve esrar ve hap aldığı şahıs olarak sanık …’ı teşhis ettikleri,

28.05.2014 tarihli telefon inceleme tutanağına göre; …’a ait 0541 … numaralı GSM hattı takılı bulunan telefonun tarih ve saatinin ayarlı olmadığı, tarihin 01.01.2011 olarak görüldüğü, arayan bölümünde ……’a ait 0538 … numaralı GSM hattından …’a ait telefonun 09.15, 09.31 ve 09.51 itibarıyla arandığı, aranan bölümünde …’ın 09.13 itibarıyla ……’ı aradığı, …’ın 09.16, 09.21 ve 09.41 itibarıyla … …’e ait 0534 … numaralı GSM hattını aradığı,

28.05.2014 tarihli ev arama ve muhafaza altına alma tutanağına göre; … ve …’in ikamet ettikleri Kalınören Mahallesi Cebel Mevkii 908. Sokak Bila no sayılı adreste yapılan aramada iki adet tüfek ele geçirildiği, başkaca suç unsuruna rastlanılmadığı,

Adana Kriminal Polis Laboratuvarınca düzenlenen 16.09.2014 tarihli uzmanlık raporunda; net 1,8 gram yeşil renkli bitki parçalarından net 0,81 gram esrar elde edilebileceğinin, net 0,25 gram açık pembe renkli tabletin uyuşturucu maddelerden METHYLONE, net 0,7 gram mavi renkli tabletlerin uyuşturucu maddelerden MDMA, net 0,5 gram açık pembe renkli tabletlerin uyuşturucu maddelerden METHYLONE içerdiklerinin belirtildiği,

Adli Tıp Kurumu Adana Grup Başkalnığının 22.07.2014 tarihli raporunda; ……’a ait kan ve idrar örneklerinde THC (esrar), …’e ait kan örneğinde THC (esrar), idrar örneğinde THC (esrar) ve Amfetamin (MDA ve MDMA) bulunduğunun, …’e ait kan örneğinde uyuşturucu-uyutucu madde bulunmadığının, idrarda ise Atorvastatin ve Gliclazide isimli ilaç etken maddelerinin bulunduğunun, …, …’a ve …’e ait kan ve idrar örneklerinde uyuşturucu-uyutucu madde bulunmadığının bildirildiği,

Psikolog … tarafından düzenlenen sosyal inceleme raporunda; …’ın yaşına uygun normal zihinsel, psikososyal ve psikoseksüel gelişime sahip olduğu, herhangi bir akıl hastalığının bulunmadığı, atılı eylemin suç olduğunu anladığı, fiilin hukuki anlam ve sonuçlarını algılama yeteneği ile bu fiille ilgili davranışlarını yönlendirme yeteneğinin yeterince gelişmiş olduğunun değerlendirildiğinin belirtildiği,

Anlaşılmaktadır.

Tanık …; 27.05.2014 tarihi saat 22.00 sıralarında … ile birlikte Dragon Parkında alkol aldıkları sırada …… ve…’ün yanlarına geldiklerini, …’in … ile birşeyler konuştuğunu, ne konuştuklarına dikkat etmediğini, şahısların ayrılmalarından sonra …a kim olduklarını sorduğunu, şahısların hap ve esrar sattıklarını söyleyince “İhbar edelim yakalansınlar, gençleri zehirlemesinler, bizlerinde çocukları var, yapmasınlar bu işi” diyerek şahıslarla bağlantı kurmasını söylediğini, daha sonra da 155 Polis İmdat hattını aradığını, bulundukları yere bir ekip otosunun geldiğini, kendilerine olayı anlattıklarını, polislerin pusu attıklarını, şahısları… karşısına çağırdıklarını, ……, … ve …’in geldiklerini, şahısların yanlarına giderek 170 TL’yi ……’a verdiğini, …’in yanında kaldığını, …ve…’ın ise motosiklet ile hap alıp gelmek için ayrıldıklarını, yarım saat kadar sonra geldiklerinde kendisine hapı verecekleri sırada polislerin bu şahısları yakaladığını,

Tanık …; 27.05.2014 tarihi saat 22.00 sıralarında … ile birlikte Dragon Parkında alkol aldıkları sırada simaen tanıdığı …… ile ilk defa gördüğü…’ün yanlarına geldiklerini, …’in “Şeker lazım mı, ben hap satıyorum” diye sorduğunu, kendisinin kullanmadığını söylediğini ve teklifini reddettiğini, …’in telefon numarasını bıraktıktan sonra… ile birlikte ayrıldıklarını, …’ın “Kim bunlar” diye sorması üzerine hap ve esrar sattıklarını söyleyince “İhbar edelim yakalansınlar, gençleri zehirlemesinler, bizlerinde çocukları var, yapmasınlar bu işi” diyerek 155 Polis İmdat hattını aradığını, bulundukları yere bir ekip otosunun geldiğini, kendilerine olayı anlattıklarını, polislerin …’tan ……’ı aramasını istemeleri üzerine kendisinin kullandığı 0541 … numaralı telefondan… …’i aradığını ve görüşme sırasında sesi dışarıya verdiğini, polislerin isteği üzerine …’ın …’ten hap istediğini ve Dragon Parkına çağırdığını, ardından …’ın… karşısına tek başına gidip geldiğini ve parkta oturmaya başladığını, yaklaşık 40-50 dakika sonra ………’ün …’ın yanına gelmeleri üzerine görevlilerce bu şahısların yakalandıklarını,

Tanık …; 27.05.2014 tarihi saat 21.00 sıralarında …… ve… ile Dragon Parkında buluştuklarını, bir süre gezdikten sonra ……’ın “işimiz var” dediğini ve… ile birlikte gittiklerini, yarım saat kadar sonra… civarında tekrar buluştuklarını, …ve…’ın ismini polis merkezinde öğrendiği …’ın yanına kendisini bırakıp parkta oturmasını söyleyerek tekrar ayrıldıklarını, … ile bir süre oturduğunu, …ve…’ın yanlarına geldikleri sırada polislerin gelip kendilerini yakaladıklarını, olaylar ile bir ilgisinin bulunmadığını,

Tanık …; Anamur İlçe Emniyet Müdürlüğü Asayiş Büro Amirliğinde polis memuru olarak görev yaptığını, haber merkezinin uyuşturucu ticaretiyle ilgili ihbar geldiğini anons etmesi üzerine olay yerine intikal ettiklerini, … isimli şahsın Dragon Parkında… karşısında oturmakta olduğunu yanında da … isimli şahsın bulunduğu görüp yanlarına gittiklerini, …’ın kendilerine “İki şahıs gelerek hap ve esrar ihtiyacınız var mı diye sordular, anlaştık, 170 TL para verdim, şahıslar uyuşturucu madde getirmeye gittiler, bu şahısları yakalatmak istiyorum” dediğini, durumu Cumhuriyet savcısına bildirerek talimat alıp uyuşturucu madde ile gelecek olan şahısları beklemeye başladıklarını, geldiklerinde de uyuşturucu maddeleri ele geçirdiklerini, şahısların bu maddeleri …’a vermeden suçüstü yakaladıklarını,

Tanık …; sanık …’ın halasının oğlu olduğunu, 27.05.2014 tarihi saat 15.00-16.00 sıralarında …ile birlikte Ören beldesine balık tutmaya gittiklerini, gece saat 23.00 sıralarına kadar balık tuttuklarını, sonra evlerine döndüklerini, saat 23.00’dan sonraki olaylardan haberinin olmadığını,

İnceleme dışı sanık ……; 27.05.2014 tarihi saat 22.00 sıralarında… ile Dragon Parki içerisinde dolaşırken ismini … olarak bildiği şahsın kendilerini yanına çağırdığını, bu şahsın yanında …’ın da bulunduğunu, bu şahıslara kendisinin “Şeker lazım mı” şeklinde bir soru sormadığını, …un kendisine bir telefon numarası verip “Yarım saat sonra görüşelim, bize şeker lazım” dediğini, Vural ile birlikte adı geçen şahısların yanlarından ayrıldıklarını, bir saat kadar sonra…’e ait 0534 … numaralı telefondan …un verdiği 0541 … numaralı telefonu arayıp eve geç kaldığı için eve gideceğini söylediğini, …un “Çetin Büfenin oraya gel git, harçlığını çıkar” dediğini, bunun üzerine …un söylediği yere… ile birlikte gittiklerini, yolda karşılaştıkları arkadaşı…’un da kendilerine katıldığını ancak onun bu olaylardan haberinin olmadığını, büfenin karşısına geldiklerinde yanlarına gelen …’ın 170 TL verip “20 TL’si senin, harçlık yaparsın, bana şeker lazım” dediğini, bu sırada arkadaşı…’un kendilerinden uzakta olduğunu, Hüseyin’e yanında olmadığını ve çarşıdan alacağını söyledikten sonra… ile birlikte …’ın kendilerine verdiği motosiklet ile oradan ayrıldıklarını, arkadaşı…’un …’ın yanında kaldığını, … isimli üniversite civarında oturan bir şahsın şeker olarak bilinen uyuşturucu hap sattığını duyması nedeniyle… ile birlikte tarif üzerine bu şahsın evine gittiklerini, kapıyı çaldıklarını, kapıyı açan 20-25 yaşlarında, hafif kilolu, karanlık olduğu için görmesi hâlinde tanıyamayacağı, atletli, erkek şahıs olarak kolluk ifadesinde bahsettiği, daha öncesinde … olarak tanıdığı ve sonradan yaptırılan teşhiste isminin … olduğunu öğrendiği şahsın kapıyı açtığını, şahsa “150 TL’lik şeker lazım” dediğini, şahsın da “Var” diyerek içeri gittiğini, daha sonra 6 adet uyuşturucu hapı getirip kendisine verdiğini, aynı şahıstan 10 TL’ye esrar da aldıklarını, aldıkları uyuşturucu maddeleri…’ın cebine koyduğunu, ardından Dragon Parkına arkadaşı… ile beklemekte olan …’ın yanına geldiklerini, hapları şahıslara vereceği sırada polislerin gelerek kendilerini yakaladıklarını, peçete içerisinde sarılı bulunan hapların yere düştüğünü, Vural’ın cebinde de bir adet hap ile aldıkları esrarın bulunduğunu,

İnceleme dışı sanık…; 27.05.2014 tarihi saat 22.00 sıralarında …… ile birlikte Dragon Parkında dolaşırken … isimli şahsın kendilerini yanına çağırdığını, bu şahsın yanında yüzünü göremediği bir şahsın daha olduğunu, …un …’e bir telefon numarası verip “yarım saat sonra görüşelim, sizi arayacağım” dediğini, şahısların yanlarından ayrılmalarında yarım saat kadar sonra …’in, kendisine ait 0534 … numaralı telefondan …’un verdiği 0541 … numaralı telefonu aradığını, ne konuştuklarını duymadığını, ardından …’in “Çekin Büfenin oraya gidelim, … oraya birini gönderecekmiş” dediğini, yolda karşılaştıkları arkadaşı…’un da kendilerine katıldığını ancak onun bu olaylardan haberinin olmadığını, bahsi geçen yere gittiklerinde …’ın yanlarına gelerek …’e 170 TL para verip “20 TL’si senin, harçlık yaparsın, bana şeker lazım” dediğini, …’in de …’a “Üniversite civarında hap sattığını duyduğum … isimli bir şahıs var, oradan alır gelirim” dediğini, arkadaşı…’un …’ın yanında kaldığını, Hüseyin’in kendilerine verdiği motosikletle tarif üzerine … isimli şahsın evine gittiklerini, kapıyı çaldıklarını, kapıyı açan 20-25 yaşlarında, hafif kilolu, karanlık olduğu için görmesi hâlinde tanıyamayacağı, atletli, erkek şahıs olarak kolluk ifadesinde bahsettiği, kapıyı açan …’e …’in “150 TL’lik şeker lazım” demesi üzerine şahsın içeri gidip elinde 6 adet uyuşturucu hap ile gelerek …’e verdiğini, bu şahıstan 10 TL karşılığında esrar da aldıklarını, uyuşturucuları …’ten alıp cebine koyduğunu, tekrar Dragon Parkına …’ın yanına gittiklerini, …’in hapları vereceği sırada polislerin gelerek kendilerini yakaladığını, kaba üst yoklamasında cebindeki kabarıklığın ne olduğu sorulduğunda aldıkları 6 haptan cebine düşen bir adedi ve esrarı polislere teslim ettiğini,

İfade etmişlerdir.

Sanık …; Kalınören Mahallesinde babası …, annesi Ayşe ve kardeşleri Arzu ve Hasan ile birlikte ikamet ettiklerini, …… ve…’ü tanımadığını, adı geçen şahısların dün gece evlerine kesinlikle gelmediğini, bu şahıslara uyuşturucu madde satmadığını, saat 15.00 ile 23.00 saatleri arasında dayısının oğlu olan … ile birlikte balık tutmak için Ören’de olduklarını, gece eve döndüğünde anne, baba ve kardeşlerinin evde yatıyor olduklarını, atılı suçlamayı kabul etmediğini, sabıka kaydında görülen uyuşturucu madde ticareti yapma suçunun da bir iftira üzerine gerçekleştiğini,

Sanık …; …… ve ile… isimli şahısları tanımadığını, herhangi bir alış verişinin de olmadığını, ikametinde yapılan aramada üç adet av tüfeği bulunduğunu, başkaca suç unsuruna rastlanılmadığını, olay günü rahatsız olması nedeniyle akşam saat 21.00 sıralarında uyuduğunu, oğlu olan diğer sanık …’in gündüz vakti balık tutmaya gideceğini söyleyerek evden çıktığını, polislerin arama için evine gelmeleri sonrası uyandığında…’in eve gelmiş olduğunu gördüğünü, o vakte kadar gece evine gelip kapıyı çalan kimse olup olmadığını bilmediğini, ele geçirilen uyuşturucu haplar ve esrar ile ilgisinin bulunmadığını, oğlu sanık …’in adı geçen şahıslara uyuşturucu madde satıp satmadığını ise bilmediğini, şeker hastalığına iyi geldiği söylendiği için ara sıra esrar kullandığını,

Savunmuşlardır.

5237 sayılı TCK’nın “Uyuşturucu veya uyarıcı madde imal ve ticareti” başlıklı 188. maddesinin suç tarihininde yürürlükte bulunan 3 . fıkrası;

“(3) Uyuşturucu veya uyarıcı maddeleri ruhsatsız veya ruhsata aykırı olarak ülke içinde satan, satışa arz eden, başkalarına veren, sevk eden, nakleden, depolayan, satın alan, kabul eden, bulunduran kişi, beş yıldan onbeş yıla kadar hapis ve yirmibin güne kadar adlî para cezası ile cezalandırılır.” şeklindedir.

Üçüncü fıkrada, uyuşturucu veya uyarıcı madde ticaretine ilişkin çeşitli fiiller, ayrı bir suç olarak tanımlanmıştır. Buna göre, uyuşturucu veya uyarıcı maddelerin ruhsatsız veya ruhsata aykırı olarak ülke içinde satışı, satışa arzı, başkalarına verilmesi, sevki, nakli, depolanması ya da kazanç amacıyla satın alınması, kabul edilmesi veya bulundurulması, bir ve ikinci fıkralara göre ayrı bir suç oluşturmaktadır. Fıkradaki suçun oluşması için bu seçimlik hareketlerden herhangi birisinin yapılmış olması gerekir.

Öte yandan amacı somut olayda maddi gerçeğe ulaşarak adaleti sağlamak, suçu işlediği sabit olan faili cezalandırmak, kamu düzeninin bozulmasını önlemek ve bozulan kamu düzenini yeniden tesis etmek olan ceza muhakemesinin en önemli ve evrensel nitelikteki ilkelerinden biri de, öğreti ve uygulamada; “suçsuzluk” ya da “masumiyet karinesi” olarak adlandırılan kuralın bir uzantısı olan ve Latincede; “in dubio pro reo” olarak ifade edilen “şüpheden sanık yararlanır” ilkesidir. Bu ilkenin özü, ceza davasında sanığın mahkûmiyetine karar verilebilmesi bakımından göz önünde bulundurulması gereken herhangi bir soruna ilişkin şüphenin, mutlaka sanık yararına değerlendirilmesidir. Oldukça geniş bir uygulama alanı bulunan bu kural, dava konusu suçun işlenip işlenmediği, işlenmişse sanık tarafından işlenip işlenmediği veya gerçekleştirilme biçimi konusunda bir şüphe belirmesi halinde de geçerlidir. Sanığın bir suçtan cezalandırılmasına karar verilebilmesinin temel şartı, suçun hiçbir şüpheye mahal bırakmayacak kesinlikte ispat edilebilmesidir. Gerçekleşme şekli şüpheli veya tam olarak aydınlatılamamış olaylar ve iddialar sanığın aleyhine yorumlanarak mahkûmiyet hükmü kurulamaz. Ceza mahkûmiyeti; toplanan delillerin bir kısmına dayanılıp, diğer kısmı gözardı edilerek ulaşılan kanaate veya herhangi bir ihtimale değil, kesin ve açık bir ispata dayanmalı, bu ispat, hiçbir şüphe ya da başka türlü oluşa imkan vermemelidir. Yüksek de olsa bir ihtimale dayanılarak sanığı cezalandırmak, ceza muhakemesinin en önemli amacı olan gerçeğe ulaşmadan hüküm vermek anlamına gelecektir.

Bu açıklamalar ışığında uyuşmazlık konusu değerlendirildiğinde;

27.05.2014 tarihi saat 22.35 sıralarında haber merkezini arayan tanık …’ın, Dragon Parkı içerisinde bir erkek şahsın kendisine hap satmak istemesi ile ilgili sivil ekiplerle görüşmek istediğini bildirmesi üzerine bahsi geçen yere giderek yaptıkları görüşmede şahsın “Dragon Parkı içinde alkol aldığı sırada iki şahsın yanına gelip hap ve esrar ihtiyacı olup olmadıklarını sorduklarını, şahısları yakalatabilmek amacıyla ihtiyacı olduğunu söylediğini ve 170 TL verdiğini, şahısların da bir yerden uyuşturucu alıp getireceklerini, burada beklemesini söyleyerek ayrılmalarının ardından polisi aradığını” şeklindeki beyanı üzerine Cumhuriyet savcısına bilgi veren ve gerekli tedbirleri alarak beklemeye başlayan kolluk görevlilerinin, yaklaşık bir saat kadar sonra tanık …’ın yanına geldiği görülen inceleme dışı sanıklar ……’ın ve…’ün yanına yaklaştıkları sırada, inceleme dışı sanık ……’ın cebinden bir şey çıkartıp …’ın oturduğu bankın altına doğru attığını gördükleri, yapılan kontrolde peçeteye sarılı toplam (5) adet tablet ve inceleme dışı sanık…’ün üst yoklaması üzerine cebinden çıkartarak teslim ettiği (1) adet tablet ile gazete kâğıdına sarılı esrarı muhafaza altına aldıkları, inceleme dışı sanıklar …… ve…’ün ifadelerinde suç konusu esrar ve hapları Sultanaladdin Mahallesi üniversite yanında bir evden … isimli bir şahıstan aldıklarını beyan etmeleri üzerine bahsi geçen ikametin tespit edilerek sanıklar … ve …’ın teşhis amacıyla polis merkezine getirildikleri, teşhis odasında, dışarıdan temin edilen üç ayrı şahıs ile birlikte, müdafi huzuruyla ayrı ayrı yaptırılan teşhiste, … ve ……’ın ismini … olarak belirttikleri ve esrar ve hap aldığı şahıs olarak sanık …’ı teşhis ettikleri olayda;

Uyuşturucu maddeler ile birlikte yakalanan inceleme dışı sanıklar …… ve…’ün, suça konusu uyuşturucu maddeleri kollukta alınan ifadelerinde eşkalini verdikleri ancak karanlık olması nedeni ile görmeleri hâlinde tanıyamayacaklarını söyledikleri erkek şahıstan aldıklarını beyan etmelerine rağmen bu beyanları ile çelişki oluşturacak şekilde … olarak olarak bildikleri sanık …’ten aldıklarını söyleyerek teşhis etmeleri, yine sanık …’ı teşhis dahi etmemiş olmaları, sanıkların ikameti ve üstlerinde yapılan aramalarda herhangi bir suç unsuru ele geçirilememesi, inceleme dışı sanıklar …… ve…’de ele geçirilen suç konusu uyuşturucu maddeler ile sanıkların ilgisini gösterir somut delillerin bulunmaması ile adı geçen inceleme dışı sanıkların soyut beyanlar dışında, sanıklar … ve…”in başlangıçtan itibaren değişmeyen savunmalarının aksine, uyuşturucu madde ticareti suçunu işlediklerine ilişkin mahkûmiyetlerine yeter, şüpheden uzak, kesin ve inandırıcı delil bulunmadığının, sanıkların üzerlerine atılı uyuşturucu madde ticareti yapma suçunu işlediklerinin sabit olmadığının kabulü gerekmektedir.

Bu itibarla, Yerel Mahkemenin direnme kararına konu hükümlerinin bozulmasına karar verilmelidir.

SONUÇ: Açıklanan nedenlerle;

1- Silifke Ağır Ceza Mahkemesinin 28.02.2017 tarihli ve 54-63 sayılı hükmündeki direnme gerekçelerinin İSABETLİ OLMADIĞINA,
2- Sanıklar … ve … hakkındaki direnme kararına konu mahkûmiyet hükümlerinin, inceleme dışı sanıklar …… ve…’de ele geçirilen suç konusu uyuşturucu maddeler ile sanıkların ilgisini gösterir somut delillerin bulunmaması ve sanıkların savunmalarının aksine, uyuşturucu madde ticareti suçunu işlediklerine ilişkin mahkûmiyetlerine yeter, şüpheden uzak, kesin ve inandırıcı delil bulunmadığının gözetilmemesi isabetsizliğinden BOZULMASINA,
3- Dosyanın mahalline gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİ EDİLMESİNE, 04.03.2021 tarihinde yapılan müzakerede, oy birliğiyle karar verildi.