Resmi belgede sahtecilik – Senette tanzim tarihinin sonradan yazılması – Ceza Genel Kurulu – 2016/699 E. , 2021/51 K.

Ceza Genel Kurulu 2016/699 E. , 2021/51 K.

“İçtihat Metni”

Kararı veren
Yargıtay Dairesi : (Kapatılan) 23. Ceza Dairesi
Mahkemesi :Ağır Ceza
Sayısı : 142-66

Resmî belgede sahtecilik suçundan sanık …’in TCK’nın 204/1 ve 53. maddeleri uyarınca iki kez 2 yıl 6 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına ve hak yoksunluğuna ilişkin Bursa 5. Ağır Ceza Mahkemesince verilen 01.03.2012 tarihli ve 142-66 sayılı hükümlerin, sanık müdafisi ve katılan … AŞ vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosyayı inceleyen Yargıtay (Kapatılan) 23. Ceza Dairesince 08.12.2015 tarih ve 5082-7756 sayı ile katılan … AŞ’ye yönelik resmî belgede sahtecilik suçundan kurulan mahkûmiyet hükmünün onanmasına; katılan … AŞ’ye yönelik resmî belgede sahtecilik suçundan kurulan mahkûmiyet hükmünün ise düzeltilerek onanmasına karar verilmiştir.
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı ise 12.03.2016 tarih ve 81459 sayı ile;
“…1) Davaya konu senetlerdeki borçlu ismi altındaki imzaların, senet borçlularının eli ürünü olmadığına dair raporlar mevcut ise de bu senetlerdeki yazı ve imzaların sanığın eli ürünü olup olmadığı konusunda bir tespitin bulunmaması ve yine senetlerin bir kısmında keşide tarihinin bulunmaması nedeniyle, keşide tarihi bulunan senetlerde bu tarihin, sonradan yazılıp yazılmadığı konusunda bir araştırma yapılmaması,
2) Sanığın bahse konu senetleri kömür satışları karşılığında borçulardan aldığını savunması karşısında, sanığa ait şirketin tüm defter ve belgeleri incelenerek gerçekten dava konu senetlerin alacak karşılığı alınıp alınmadığı hususu araştırılıp sonucuna göre sanığın hukuki durumunun tayin ve takdiri gerekirken eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması,
Nedeniyle resmi belgede sahtecilik suçundan mahkumiyet hükümlerinin bozulması gerektiği” görüşüyle itiraz kanun yoluna başvurmuştur.
CMK’nın 308. maddesi uyarınca inceleme yapan Yargıtay (Kapatılan) 23. Ceza Dairesince 05.04.2016 tarih ve 6406-4002 sayı ile itiraz nedenlerinin yerinde görülmediğinden bahisle Yargıtay Birinci Başkanlığına gelen dosya, Ceza Genel Kurulunca değerlendirilmiş ve açıklanan gerekçelerle karara bağlanmıştır.
TÜRK MİLLETİ ADINA
CEZA GENEL KURULU KARARI
İtirazın kapsamına göre inceleme, sanık … hakkında resmî belgede sahtecilik suçundan kurulan mahkûmiyet hükümleri ile sınırlı olarak yapılmıştır.
Özel Daire ile Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı arasında oluşan ve Ceza Genel Kurulunca çözümlenmesi gereken uyuşmazlık; sanığa atılı resmî belgede sahtecilik suçlarının sübutu bakımından eksik araştırmayla hükümler kurulup kurulmadığının belirlenmesine ilişkindir.
İncelenen dosya kapsamından;
Sanığın, 22.12.2004 tarihinde Halk Bankası Heykel Şubesinden çektiği 90.000 TL tutarındaki kredi borcuna karşılık aynı banka şubesine ibraz ettiği altı adet senet ile 14.06.2005 tarihinde Akbank Yeniyol Şubesinden çektiği 350.000 TL tutarındaki kredi borcuna karşılık aynı banka şubesine sunduğu on adet senedin sahte oluşturulduğundan bahisle her iki banka şubesi vekilinin ayrı ayrı şikâyetleri sonucunda sanık hakkında iki ayrı dosya üzerinden soruşturma başlatıldığı, Bursa Cumhuriyet Başsavcılığının 02.01.2009 tarihli ve 46614 – 3 sayılı birleştirme kararı ile soruşturmaların birleştirilmesine karar verilerek sanık hakkındaki soruşturmaya tek bir dosya üzerinden devam edildiği,
Bursa Adliyesi Adli Emanetinin 2009/3, 2009/1668 ve 2010/3859 sıralarında kayıtlı olan suça konu senetlerden;
Halk Bankası Heykel Şubesine sunulanların;
1- Alacaklısının Güven Madencilik …, borçlusunun Akarsu Apartmanı Yöneticiliği, bedelinin 4.350 USD, vade tarihinin 30.11.2005 ve düzenleme tarihinin 15.10.2005,
2- Alacaklısının Güven Madencilik …, borçlusunun Akarsu Apartmanı Yöneticiliği, bedelinin 4.350 USD, vade tarihinin 30.12.2005 ve düzenleme tarihinin 15.10.2005,
3- Alacaklısının Güven Madencilik …, borçlusunun Akarsu Apartmanı Yöneticiliği, bedelinin 4.350 USD, vade tarihinin 30.01.2006 ve düzenleme tarihinin 15.10.2005,
4- Alacaklısının Güven Madencilik …, borçlusunun Akarsu Apartmanı Yöneticiliği, bedelinin 4.350 USD, vade tarihinin 28.02.2006 ve düzenleme tarihinin 15.10.2005,
5- Alacaklısının Güven Madencilik …, borçlusunun Karnur Apartmanı Yöneticiliği, bedelinin 5.240 USD, vade tarihinin 24.12.2005 ve düzenleme tarihinin 15.10.2005,
6- Alacaklısının Güven Madencilik …, borçlusunun Karnur Apartmanı Yöneticiliği, bedelinin 4.000 USD, vade tarihinin 18.01.2006 ve düzenleme tarihinin 15.10.2005,
Şeklinde,
Akbank Yeniyol Şubesine sunulanların ise;
1- Alacaklısının Güven Madencilik …, borçlusunun Akarsu Apartmanı, bedelinin 3.820 USD, vade tarihinin 10.01.2006 ve düzenleme tarihinin 01.12.2005,
2- Alacaklısının Güven Madencilik …, borçlusunun Akarsu Apartmanı, bedelinin 3.820 USD, vade tarihinin 10.02.2006 ve düzenleme tarihinin 11.08.2005,
3- Alacaklısının Güven Madencilik …, borçlusunun Akarsu Apartmanı, bedelinin 3.820 USD, vade tarihinin 10.04.2006 ve düzenleme tarihinin 10.12.2005,
4- Alacaklısının Güven Madencilik …, borçlusunun Akarsu Apartmanı, bedelinin 3.820 USD, vade tarihinin 10.05.2006 ve düzenleme tarihinin 05.12.2005,
5- Alacaklısının Güven Madencilik …, borçlusunun …, bedelinin 3.500 USD, vade tarihinin 10.04.2006 ve düzenleme tarihinin 10.12.2005,
6- Alacaklısının Güven Madencilik …, borçlusunun …, bedelinin 3.500 USD, vade tarihinin 10.05.2006 ve düzenleme tarihinin 05.12.2005,
7- Alacaklısının Güven Madencilik …, borçlusunun …, bedelinin 4.000 USD, vade tarihinin 10.06.2006 ve düzenleme tarihinin 05.12.2005,
8- Alacaklısının Güven Madencilik …, borçlusunun …, bedelinin 4.050 USD, vade tarihinin 30.01.2006 ve düzenleme tarihinin 10.11.2005,
9- Alacaklısının Güven Madencilik …, borçlusunun …, bedelinin 4.050 USD, vade tarihinin 28.02.2006 ve düzenleme tarihinin 01.12.2005,
10- Alacaklısının Güven Madencilik …, borçlusunun …, bedelinin 4.050 USD, vade tarihinin 30.03.2006 ve düzenleme tarihinin 01.12.2005,
Biçiminde oldukları,
Davaya konu 16 senet yönünden dosya içerisine getirtilen ilgili İcra Müdürlüğü, İcra Hukuk Mahkemesi ve Asliye Ticaret Mahkemesi dosyaları ile bu dosyalardan incelemeye konu dosya içerisine aktarılan belgeler, Bursa Cumhuriyet Başsavcılığınca düzenlenen dosya inceleme tutanakları ve Yerel Mahkemece 08.09.2011 tarihli 2. celsede yapılan dosya incelemelerine göre;
Yukarıda sanık tarafından Akbank Yeniyol Şubesine sunulanlar arasında 1 ve 2. sırada gösterilen senetler yönünden; Akbank AŞ tarafından Bursa 2. İcra Müdürlüğünün 2006/4092 esas sayılı dosyasında borçlusu Akarsu Apartmanı gösterilmek suretiyle başlatılan icra takibine, dosya içerisindeki evraklardan borçlu Akarsu Apartmanı yöneticisi olduğu anlaşılan İbrahim Köker’in itiraz ettiği, itiraz üzerine dosyayı inceleyen Bursa 2. İcra Hukuk Mahkemesinin 2006/501 esas sayılı dosyasında anılan senetler yönünden imza incelemesi yaptırıldığı, dosyada bir örneği bulunan 13.03.2007 tarihli bilirkişi raporunda özetle; bahse konu iki adet senedin ön yüzündeki borçlu imzalarının, mevcut mukayese imzalarına atfen İbrahim Köker eli mahsulü olmadıkları kanaatine varıldığının belirtildiği,
Yukarıda sanık tarafından Akbank Yeniyol Şubesine sunulanlar arasında 3 ve 4. sırada gösterilen senetler yönünden; Akbank AŞ tarafından Bursa 2. İcra Müdürlüğünün 2006/6525 esas sayılı dosyasında borçlusu Akarsu Apartmanı gösterilmek suretiyle başlatılan icra takibine, dosya içerisindeki evraklardan borçlu Akarsu Apartmanı yöneticisi olduğu anlaşılan İbrahim Köker’in itiraz ettiği, itiraz üzerine dosyayı inceleyen Bursa 2. İcra Hukuk Mahkemesinin 2006/611 esas sayılı dosyasında anılan senetler yönünden imza incelemesi yaptırıldığı, dosyada bir örneği bulunan 13.03.2007 tarihli bilirkişi raporunda özetle; bahse konu iki adet senedin ön yüzündeki borçlu imzalarının, mevcut mukayese imzalarına atfen İbrahim Köker eli mahsulü olmadıkları kanaatine varıldığı tespitlerine yer verildiği,
Yukarıda sanık tarafından Akbank Yeniyol Şubesine sunulanlar arasında 5, 6 ve 7. sırada gösterilen senetler yönünden; Akbank AŞ tarafından Bursa 2. İcra Müdürlüğünün 2006/6526 esas sayılı dosyasında borçlusu … gösterilmek suretiyle başlatılan icra takibi akabinde …’nın belirtilen senetlerdeki imzanın kendisine ait olmadığı ve davalılara borcu bulunmadığından bahisle Bursa 1. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2006/444 esas sayılı dosyasında açtığı menfi tespit davasında anılan senetler yönünden imza incelemesi yaptırıldığı, dosyada bir örneği bulunan 31.10.2008 tarihli bilirkişi raporunda özetle; bahse konu üç adet senetteki imzaların, mevcut karşılaştırma imzalarına kıyasla …’nın eli ürünü olmadıkları kanaatine varıldığının belirtildiği,
Yukarıda sanık tarafından Akbank Yeniyol Şubesine sunulanlar arasında 8, 9 ve 10. sırada gösterilen senetler yönünden; Akbank AŞ tarafından Bursa 2. İcra Müdürlüğünün 2006/4215 esas sayılı dosyasında borçlusu … gösterilmek suretiyle başlatılan icra takibi akabinde …’ın belirtilen senetlerdeki imzanın kendisine ait olmadığı ve davalılara borcu bulunmadığından bahisle Bursa 2. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2006/406 esas sayılı dosyasında açtığı menfi tespit davasında anılan senetler yönünden imza incelemesi yaptırıldığı, dosyada bir örneği bulunan 06.08.2007 tarihli Adli Tıp Kurumu raporunda özetle; bahse konu senetlerdeki … adına atfen atılı borçlu imzaları ile …’ın mukayese imzaları arasında uygunluk ve benzerlik saptanmadığından, söz konusu imzaların mevcut mukayese imzalarına kıyasla …’ın eli ürünü olmadığı tespitlerinin yer aldığı,
Yukarıda sanık tarafından Halk Bankası Heykel Şubesine sunulanlar arasında 1, 2, 3 ve 4. sırada gösterilen senetler yönünden; Halk Bankası AŞ tarafından Bursa 3. İcra Müdürlüğünün 2006/1018, 2006/1049 ve 2006/3406 esas sayılı dosyalarında borçlusu Akarsu Apartmanı Yöneticiliği gösterilmek suretiyle başlatılan icra takipleri akabinde dosya içerisindeki evraklardan borçlu Akarsu Apartmanı yöneticisi olduğu anlaşılan İbrahim Köker’in belirtilen senetlerdeki imzanın kendisine ait olmadığı ve davalılara borcu bulunmadığından bahisle Bursa 2. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2006/519 esas sayılı dosyasında açtığı menfi tespit davasında anılan senetler yönünden imza incelemesi yaptırıldığı, dosyada birer örneği bulunan ve Halk Bankası Heykel Şubesine sunulanlar arasında 1, 2 ve 4. sırada gösterilen senetleri inceleme konusu yapan 06.11.2007 tarihli Adli Tıp Kurumu raporu ile Halk Bankası Heykel Şubesine sunulanlar arasında 3. sırada gösterilen senedi inceleme konusu yapan 21.04.2008 tarihli Adli Tıp Kurumu raporunda özetle; bahse konu senetlerdeki Akarsu Apartmanı Yöneticiliği adına atfen atılı imzalar ile İbrahim Köker’e ait mukayese imzaları arasında uygunluk ve benzerlik saptanmadığından, söz konusu imzaların mevcut mukayese imzalarına kıyasla İbrahim Köker’in eli ürünü olmadığı tespitlerine yer verildiği,
Yukarıda sanık tarafından Halk Bankası Heykel Şubesine sunulanlar arasında 5 ve 6. sırada gösterilen senetler yönünden; Halk Bankası AŞ tarafından Bursa 3. İcra Müdürlüğünün 2006/1016 esas sayılı dosyasında borçlusu Karnur Apartmanı Yöneticiliği gösterilmek suretiyle başlatılan icra takibi akabinde Karnur Apartmanına haciz için gelindiğinde tutulan tutanaklarda; apartman sakinlerinin ayrı ayrı beyanlarına göre apartman yöneticisinin olmadığı ve yönetime ait mal da bulunamadığı tespitlerinin yer aldığı, yine gelen haciz ihbarnamelerine cevap veren apartman sakinlerince; Karnur Apartmanının bir yöneticisi olmadığının, Yöneticiliğe ait bir mal bulunmadığının belirtildiği, yapılan icra takibi sonucunda Bursa 3. İcra Müdürlüğünce borçluya ait taşınır ve taşınmaz mal bulunamadığından bahisle 26.03.2010 tarihli borç ödemeden aciz vesikası düzenlendiği, Halk Bankası AŞ’ye izafeten Halk Bankası Heykel Şubesi vekiline verildiği,
Anlaşılmıştır.
Sanık aşamalarda; atılı suçlamayı kabul etmediğini, 1997 yılından 2005 yılının sonuna kadar … Güven Madencilik isimli şahıs firmasının bulunduğunu, toptan kömür satış işi ile uğraştığını, şahıslara, apartman yöneticilerine, depoculara ve aracı satış yapan kişilere kömür satışı yaptığını, kömürü sattıktan sonra satış karşılığında düzenlenen çek ve senetleri kendisi ve o tarihte firmasında görevli … ile tahsil ettiklerini, ayrıca ticari işleri gereği Akbank, Yapı Kredi Bankası, Halk Bankası, Finansbank, Koçbank ve Garanti Bankası ile kredi anlaşmaları bulunduğunu, genelde aldıkları kredi miktarlarının yüksek olduğunu ve bir kısım gayrimenkul ipoteklerinin yanında müşteri çek ve senetlerini de teminat olarak verdiklerini, iddia edildiği gibi belirtilen senetleri sahte olarak düzenlemediğini, hatta … ve …’nın senetleri yanında imzaladığını, Akarsu Apartmanı Yöneticiliğine ait senetlerin yanında imzalanmadığını, müşterilerinden aldıkları senetleri bankaya verdiğini, iddiaya konu senetlerin teminat amaçlı verdikleri senetler olduğunu, ancak 2005 yılında iflas ettiğinde kredi ödemelerinde aksamalar olduğunu, ancak senet borçluları tarafından herhangi bir itiraz olmadığını, iflas edip cezaevine girdikten sonra şikâyet ve itirazların başladığını, bunun nedeninin bankaların senet borçluları hakkında takip başlatması ve takip borçlularının da borçtan kurtulmak için söz konusu şikâyet ve itirazları yapmaları olduğunu, kesinlikle sahte olarak düzenlenmiş senetler olmadığını, müşteriden geldiği gibi bankaya ciro ettiklerini, her iki suçtan beraatini talep ettiğini, gerekirse yazı ve imza incelemeleri yapılabileceğini, Halk Bankasına olan borcu ile ilgili yapılandırma yaptığını ve 50.000 TL ödediğini, fakat cezaevine girince devamını ödeyemediğini, Akbanka da borcunun büyük bir kısmını ödediğini, ancak ne kadar kaldığını bilemediğini savunmuştur.
Resmî belgede sahtecilik suçu 5237 sayılı TCK’nın 204. maddesinde;
“(1) Bir resmî belgeyi sahte olarak düzenleyen, gerçek bir resmî belgeyi başkalarını aldatacak şekilde değiştiren veya sahte resmî belgeyi kullanan kişi, iki yıldan beş yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.
(2) Görevi gereği düzenlemeye yetkili olduğu resmi bir belgeyi sahte olarak düzenleyen, gerçek bir belgeyi başkalarını aldatacak şekilde değiştiren, gerçeğe aykırı olarak belge düzenleyen veya sahte resmi belgeyi kullanan kamu görevlisi üç yıldan sekiz yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.
(3) Resmi belgenin, kanun hükmü gereği sahteliği sabit oluncaya kadar geçerli olan belge niteliğinde olması halinde, verilecek ceza yarısı oranında artırılır.” şeklinde düzenlenmiştir.
Söz konusu suç, maddenin birinci fıkrasında seçimlik hareketli bir suç olarak tanımlanmış olup resmî belgenin sahte olarak düzenlenmesi, gerçek bir resmî belgenin başkalarını aldatacak şekilde değiştirilmesi veya sahte resmî belgenin kullanılması durumunda suç oluşacaktır.
Maddenin ikinci fıkrasında, resmî belgede sahtecilik suçunun kamu görevlisi tarafından işlenmesi ayrı bir suç olarak tanımlanarak daha ağır bir yaptırıma bağlanmış, maddenin üçüncü fıkrasında ise suçun konusunu oluşturan resmî belgenin, kanunun hükmü gereği sahteliği sabit oluncaya kadar geçerli olan bir belge niteliğinde olması hâlinde cezanın yarı oranında artırılması gerektiği belirtilmiştir.
Sahtecilik suçlarının hukuki konusu kamunun güveni olup belgelerin gerçeğe aykırı olarak düzenlenmesi, tamamen veya kısmen değiştirilmesi ya da gerçek bir belgeye eklemeler yapılması eylemlerinin kamu güvenini sarstığı kabul edilerek yaptırıma bağlanmıştır.
Resmî belgenin sahte olarak düzenlenmesi ya da gerçek bir resmî belgenin değiştirilmesi eyleminin sahtecilik suçunu oluşturabilmesi için, düzenlenen ya da değiştirilen belgenin gerçek bir belge olduğu konusunda kişiyi yanıltıcı nitelikte olması gerekir. Aldatıcılık özelliği suçun temel unsuru olup özel bir incelemeye tabi tutulmadıkça gerçek olmadığı anlaşılamayan belge, sahte belge olarak kabul edilmelidir. Sahteciliğin kişileri aldatacak nitelikte olup olmadığı şüpheye yer vermeyecek şekilde saptanmalıdır.
Sahte belgenin ilk bakışta dikkati çekmeyecek biçimde düzenlenip belirli bir kişiyi değil birçok kişiyi aldatabilecek nitelikte olması ve aldatma gücünün objektif olarak saptanması gerekir. Bu nedenle örneğin, memurların bilgisizliği ve ihmalleri nedeniyle kandırıcılık yeteneği olmayan belge üzerinde işlem yapmaları belgeye hukuki geçerlilik kazandırmaz. Daha önceden var olan subjektif bir bilgi, belge üzerinde var olan aldatma yeteneğini ortadan kaldırıcı etkiye sahip değildir.
Resmî belgede sahtecilik suçunun unsurları ile alakalı bu genel açıklamalardan sonra bononun hukuki niteliği ve yapısının irdelenmesinde de yarar bulunmaktadır.
Bono; gerek mülga 6762 sayılı, gerekse meri 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nda poliçe ve çek ile birlikte üçüncü bir kambiyo senedi türü olarak kabul edilmiştir. Bono, hukuki niteliği itibarıyla bağımsız bir borç ikrarını içeren senettir. Bir senedin “bono” niteliğine haiz olabilmesi için taşıması gereken bazı zorunlu kanuni unsurlar bulunmaktadır.
Buna göre bono;
1- Senet metninde “bono” veya “emre yazılı senet” kelimesini ve senet Türkçe’den başka bir dille yazılmışsa, o dilde bono veya emre yazılı senet karşılığı olarak kullanılan kelimeyi,
2- Kayıtsız ve şartsız belirli bir bedeli ödemek vaadini,
3- Vadeyi,
4- Ödeme yerini,
5- Kime veya kimin emrine ödenecek ise onun adını,
6- Düzenlenme tarihini ve yerini,
7- Düzenleyenin imzasını, ihtiva etmelidir.
Bu unsurlardan birini taşımayan bir senet bono sayılamayacaktır.
Öte yandan, 5237 sayılı TCK’nın “Resmî belge hükmünde belgeler” başlıklı 210. maddesinin birinci fıkrası “(1) Özel belgede sahtecilik suçunun konusunun, emre veya hamile yazılı kambiyo senedi, emtiayı temsil eden belge, hisse senedi, tahvil veya vasiyetname olması hâlinde, resmî belgede sahtecilik suçuna ilişkin hükümler uygulanır.” şeklindedir.
Buna göre kambiyo senetlerinden olan bonolarda yapılan sahteciliklerde resmî belgede sahtecilik suçuna ilişkin hükümler uygulanacaktır. Burada söz konusu olan, sadece resmî belgede sahtecilik suçuna ilişkin cezanın uygulanması değildir. Resmî belgede sahtecilik suçuna ilişkin hükümlerin bütün olarak uygulanmasıdır.
Bu açıklamalar ışığında uyuşmazlık konusu değerlendirildiğinde;
Sanığın, 22.12.2004 tarihinde Halk Bankası Heykel Şubesinden çektiği 90.000 TL tutarındaki kredi borcuna karşılık Halk Bankasının aynı şubesine ibraz ettiği altı adet senet ile 14.06.2005 tarihinde Akbank Yeniyol Şubesinden çektiği 350.000 TL tutarındaki kredi borcuna karşılık Akbankın aynı şubesine sunduğu on adet senedin sahte oluşturulduğunun iddia ve kabul edildiği olayda;
Sanık suçlamaları kabul etmeyip suça konu senetlerin sahte düzenlenmediğini savunmuş ise de suça konu senetlerden Karnur Apartmanı Yöneticiliği adına düzenlenen senetler dışındaki on dört senette yer alan borçlu imzalarının, borçlu olarak gösterilen kişilerin eli ürünü olmadığının İcra Hukuk Mahkemeleri veya Asliye Ticaret Mahkemelerinde görülen davalarda bilirkişi raporlarıyla tespit edilmiş olması, borçlusu Karnur Apartmanı Yöneticiliği gösterilen 2 senet yönünden yapılan icra takibinde ise Karnur Apartmanına haciz için gelindiğinde tutulan tutanaklarda; apartman sakinlerinin ayrı ayrı beyanlarına göre apartman yöneticisinin olmadığı ve yönetime ait mal da bulunamadığı tespitlerinin yer aldığının, yine gelen haciz ihbarnamelerine cevap veren apartman sakinlerince; Karnur Apartmanının bir yöneticisi olmadığının, Yöneticiliğe ait bir mal bulunmadığının belirtildiğinin, yapılan icra takibi sonucunda Bursa 3. İcra Müdürlüğünce borçluya ait taşınır ve taşınmaz mal bulunamadığından bahisle 26.03.2010 tarihli borç ödemeden aciz vesikası düzenlendiğinin, Halk Bankası AŞ’ye izafeten Halk Bankası Heykel Şubesi vekiline verildiğinin anlaşılması, suça konu senetlerin tamamında düzenleme tarihinin var olması, dosya kapsamında senetlerin bankaya sanığın işletmekte olduğu firma lehine sanık veya çalışanı tarafından ibraz edildiği yönünde herhangi bir tereddüdün bulunmaması ve sanığın şirket defter ve belgelerinde senet veya senetlere bağlı olarak bahsettiği borçlara dair bir kayıt bulunması hâlinde dahi karşılıklı inceleme imkânı olmaması nedeniyle bu hususun da suçun sübutunu etkilemeyecek olması karşısında; sanığa atılı resmî belgede sahtecilik suçlarının sübutu bakımından herhangi bir eksik araştırma bulunmadığı, bu suretle Yerel Mahkemenin sanık hakkında resmî belgede sahtecilik suçundan kurduğu mahkûmiyet hükümleri yönünden onama ve düzeltilerek onama kararı veren Özel Daire kararının isabetli olduğu kabul edilmelidir.
Bu itibarla, haklı nedene dayanmayan Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı itirazının reddine karar verilmelidir.
Çoğunluk görüşüne katılmayan bir Ceza Genel Kurulu üyesi; Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı itirazının kabulüne karar verilmesi gerektiği düşüncesiyle karşı oy kullanmıştır.
SONUÇ:
Açıklanan nedenlerle;
1- Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı itirazının REDDİNE,
2- Dosyanın, mahalline gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİ EDİLMESİNE 23.02.2021 tarihinde yapılan müzakerede oy çokluğuyla karar verildi.