Continued from:

REFET PAŞA KENDİSİ YENİLDİĞİ HALDE DÜŞMANI YENİLMİŞ SAYIYORDU

Efendiler, muharebe sırasında muhar ebe hatlarındaki bazı kısımların ileri geri dalgalanışı ve özellikle Afyon doğusunda bulunan düşman tümenlerininDumlupınar’ın ilerisinde bıraktıkları bir alaylarının yenilip safdışı edilememesi yüzünden, düşman kuvvetleri Dumlupınar’akadar çekilme imkânını bulabilmiştir. Bundan sonra, Yunan kuvvetlerinin, sağlam bir muharebe hattı tutmak üzere tertibat alırken, ileridekibirliklerinin o hatta ulaşmak üzere geri yürüyüşleri, Refet
Paşa’nınmuharebesinin sonucu hakkında yanlış bir yargıda bulunmasına yol açtı.Gerçekten de Refet Paşa , kendisi yenildiği halde, düşmanın yenilip geri çekildiğiini ,sandı ve bunu, beş gün süren Dumlupınar Meydan Muharebesi’nde, düşmana son darbenin vurulabildiğini bildiren :elgrafıylabize de haber verdi. Biz de, pek tabiî memnun olarak büyük takdir ve tebriklerde bulunduk, Fakat durumu iyice anlamak için telgraf başında kendisine sorduğum sorulara aldığım cevaplardan, durumun biidirildiği gibiolmadığı şüphesine düştük. Sonunda anlaşıldı ki, düşman kendi maksadına ve genel durumuna uygun olarak, Dumlupınar’da savunması kolay,hâkim ve sağlam bir mevzi arıyordu. Aksine, Refet Paşa’nın ise, biraz geride bütün kuvvetleriyle Aydemir, Çalköy, Selkisaray hattını tutması gerekti.

Efendiler, durum sakinleşmeye başladıktan sonra, Refet Paşa’nın komuta ettiği orduda, kendisine karşı güvenin kalmadığı anlaşıldı.Durumu yerinde incelemek üzere, Ankara’dan Fevzi Paşa Hazretleri, Batı Cephesi’nden de ismet Paşa, birlikte bizzat Refet Paşa’nın karargâhına gittiler. Refet Paşa’nın komuta durumunun birsüre daha devamı tercih edilmekte olduğundan, konuyu ona göre bir hal çaresine bağladılar. Fakat, zaman geçmeden, bu durumun devam ettirilmesinin mümkün ve doğru olmadığı kanaati belirdi. Bu sebeple, ben bizzat Fevzi ve ismet Paşaları alarak Refet Paşa’nın yanına gittim. Durumu yakından inceledim ve konuyu derhal şöyle bir çözüme bağladım. Refet Paşa’nın komutası altında bulunan Güney Cephesi’niBatı Cephesi’ne bağlayarak ismet Paşa’nın komutasına verdim. Kendisine de Ankara’da bir görev verilmek üzere oraya dönmesi gerektiğinibildirdim.

REFET PAŞA, TÜRK ORDUSUNA KOMUTAN OLMAK İSTİYORDU

Refet Paşa, Ankara’ya döndüğü zaman şöyle bir çözüm yolu düşünmüştüm. ismet Paşa’nın artık
Genelkurmay Başkanlığı’ndan istifa ederek, kendisini tamamiyle, genişletilmiş olan Batı Cephesi Komutanlığı’na verecek. Millî Savunma Bakanı bulunan Fevzi PaşaHazretleri de vekâletle yürütmekte olduğu Genelkurmay Başkanlığı’nı asilolarak üzerine alacak. Ondan boşalacak Millî Savunma Bakanlığı görevini de Refet Paşa yapacak.

Refet Paşa , aslında, yine askerî bir görev almak istiyordu. Fakat benim bulduğum çözüm yolunu beğenmedi. Diyordu ki : “Millî Savunma Bakanı bulunan Fevzi Paşa’nın görevinden çekilmesini gerektiren bir durum yoktur. ismet Paşa’nın Genelkurmay Başkanlığı’ndan ayrılmasını zarurî buluyor ve bana da bu aralık bir görev vermeyi düşünüyorsanız, çözüm şeklinin ona göredüzenlenmesi mümkündür.”

Ben, her nasılsa, Refet Paşa’nın düşüncesinde gizli olan maksadı birdenbire kavrayamadım. Çünkü, biraz sonra anlar gibi olduğumgörüş asla hatırıma gelmemişti. Anlayamadığım noktayı açıklatmak içinkendisine sordum ve dedim ki : “yani siz mi Genelkurmay Başkanı olmakistiyorsunuz?” Gerçi açık bir cevap vermedi ama, ben maksadın tamamenbundan ibaret olduğunu kabul ettim. Bunun üzerine şu görüşü ileri sürdüm : “Genelkurmay Başkanlığı, bizim teşkilâtımıza göre, bugün fülî olarak Başkomutanlık makamıdır. Siz, daha Türk ordusuna Başkomutanolacak vasıfları kazanmış değilsiniz. Bunu hatırınızdan çıkarınız !”

Refet Paşa, verdiği cevapta dedi ki : “Öyleyse ben de Millî Savunma Bakanlığı’nı kabul etmem.” “O sizin bileceğiniz iştir” dedim vebıraktım. Gerçekten kabul etmedi ve izin alarak, Kastamonu ormanlarında, Ecevit denilen yerde bir süre dinlenmeye çekildi. Refet Paşa’nınMillî Savunma Bakanlığı’na getirilişi bundan sonra ortaya çıkan başkabir durum üzerine olmuştur.

Nutuk devam ediyor…