Continued from:

ORDULARIMIZ İZMİR RIHTIMINDA İLK VERDİĞİM HEDEFE, AKDENİZ’E ULAŞTILAR

Doğrudan doğruya bana gönderilen bir telsiz telgrafta da, izmir’deki itilâf Devletleri konsoloslarına benimle görüşmelerde bulunma yetkisinin verildiği bildirilerek, onlarla hangi gün ve nerede buluşabileceğim soruluyordu. Buna verdiğim cevapta da, 9 Eylül 1922’de Kemalpaşa’da görüşebileceğimizi bildirmiştim. Gerçekten de, söz verdiğim gün, ben Kemalpaşa’da bulundum. Fakat görüşme isteyenler orada değildi. Çünkü ordularımız, izmir rıhtımında ilk verdiğim hedefe,, Akdeniz’e ulaşmış bulunuyorlardı

Saygıdeğer Efendiler, Afyonkarahisar – Dumlupınar Meydan Muharebesini ve ondan sonra düşman ordusunu tamamiyle yok eden veya esir eden ve kılıç artıklarını Akdeniz’e, Marmara’ya döken harekâtımızı açıklayıcı ve vasıflandırıcı söz söylemeyi gereksiz sayarım.

Her safhasıyla düşünülmüş, hazırlanmış, idare edilmiş ve zaferle sonuçlandırılmış olan bu harekât Türk ordusunun, Türk subay ve komuta hey’etinin yüksek kudret ve kahramanlığını tarihe bir kere dahageçiren muazzam bir eserdir.

Bu eser, Türk milletinin hüriyyet ve istiklâl düşüncesinin ölümsüz bir âbidesidir. Bu eseri yaratan bir milletin evlâdı, bir ordunıın başkomutanı olduğumdan, mutluluk ve bahtiyarlığım sonsuzdur.

Efendiler, işte şimdi diplomasi alanına geçebiliriz. Gerçi, ordumuzun zafere ulaşacağından ümitsiz oldukları için, bu meseleyi daha önce diplomasi yoluyla çözüme bağlama kanaat ve iddiasında olanları, dediklerini yapma hususunda biraz fazlaca bekletmiş oldum. Bununla birlikte, sonunda benim de diplomasi alanında ciddî olarak çaba harcadığımı görerek memnun olmaları gerekirdi. Böyle olup olmadığını göreceğiz.

Ordularımız, izmir ve Bursa’yı geri aldıktan sonra, Trakya’yı da Yunan ordusundan kurtarmak için istanbul ve Çanakkale doğrultusunda yürüyüşlerine devam ederken, ingilizlerin o zamanki başbakanı bulunan L1oyd George, fiilen harbe karar vermiş bir tavırla ve yardımcı birlikler gönderilmesi isteğiyle dominyonlara müracaat etmiş. Yalnız, ondan sonra olup bitenlere bakılırsa LIoyd George’un isteğinin yerine getirilmediğini kabul etmek gerekir.

İTİLAF DEVLETLERİNİN 23 EYLÜL 1922 TARİHLİ ATEŞKES TEKLİFİ

Bu sıralarda, istanbul’da Fransız Fevkalâde Komiseri bulunan Genera1 Pe1le benimle görüşmek üzere izmir’e geldi. diye adlandırdığı bir bölgeye, ordularımızın girmemesinin yerinde olacağını tavsiye eti. Millî hükûmetimizin böylebir bölge tanımadığını, Trakya’yı da kurtarmadıkça ordularımızın durdurulmasına imkân olmadığını söyledi. General PeI1e, bana,Mösyö Frank1in Boui1Iin ‘un benimle görüşmek üzere gelmek istediğini bildiren, kendisine çekilmiş özel bir telgrafını gösterdi.Kendisini izmir’de kabul edeceğimi söyledim. Mösyö Frank1inBoui1Ion, bir Fransız harp gemisiyle izmir’e geldi. Fransız Hükümeti adına ,ingiliz ve italyan Hükûmetlerinin de uygun görmeleri üzerine, benimle görüşmeler yapmaya geldiğini söyledi. Biz F r a n k 1 i nBoui11on’la görüşürken, itilâf Devletleri Dışişleri Bakanları imzasını taşıyan 23 Eylül 1922 tarihli bir nota geldi. Bu notada iki önemlinokta yer alıyordu. Bunlardan biri askerî harekâtın durdurulmasıyladiğeri de Barış Konferansı’yla ilgiliydi.

Biz, Rumeli’de Doğu Trakya’yı millî sınırlarımıza kadar tamamenalmadıkça askerî hareketten vazgeçemezdik. Ancak, yurdumuzun bu bölgesinden düşman birlikleri çıkarıldığı takdirde böyle bir harekete devametmeye kendiliğinden gerek kalmayacaktı. Bu notada, Venedik veya başka bir şehirde toplanacak olan ingiliz, Fransız, itâlyan, Japon, Romen,Sırp – Hırvat – Sloven Devleti ile Yunanistan’ın da çağrıIacağı bir konferansa, delegelerimizi göndermeyi kabul edip etmeyeceğimiz sorulmaklabirlikte, görüşmeler sırasında Boğazlardaki tarafsız bölgelere bizden asker gönderilmemesi şartıyla, Edirne dahil olmak üzere Meriç’e kadarTrakya’nın bize iadesi ile ilgili talebimizin olumlu karşılanacağı bildiriliyordu.

Notada, boğazlardan, azınlıklardan ve Milletler Cemiyeti’ne girmemizden de söz ediliyordu.

Konferansın toplanmasından önce, Yunan birliklerinin, itilâf Devletleri komutanlarının çizer•kleri bir hattın gerisine çekilmesi için, itilâf Devletleri’nin nüfuzunu kullanacağına söz aerilmekte ve bu konudagörüşülmek üzere Mudanya veya izmit’te bir toplantı yapılması teklifedilmekteydi.

Nutuk devam ediyor…