Continued from:

Nitekim; Mete Han’ın gençliğinde komşu devlet olan Kunguzlar savaş bahanesi olması
amacı ile, sırasıyla Mete’nin çok hızlı koşabilen atını, sonra da karısını isterler. Mete meclisin
itirazlarına rağmen her ikisini de verir. Daha sonra Kunguzlar işe yaramayan çorak bir araziyi
de isterler. Meclis bu kez Mete’ye atını ve karısını verdiğini, bu toprağı da vermesinde bir
sakınca olmayacağını önerir. Buna karşı Mete, atının ve karısının kendisine ait olduğunu,
ülkenin ise milletin malı olduğunu ve hiç bir kısmını kimseye veremeyeceğini söyler ve savaş
kararı alır.

Eski Türk ilinde belirli sınırları bulunan toprak parçasına ülke (ulus) denmektedir. Yurt sözü,
büyük çadırlar için kullanılsa da daha çok vatan kavramı kastedilmektedir. Ülke sınırlarına
yaka denir. Ülke toprakları, hükümdar ailesinin özel mülkiyeti olmasından değil, millet adına
yönetmek zorunda olduğu umûmî topraktır. Ülke, kaynağını tanrıdan alan kutsal törenin
uygulandığı bu yüzden kutsallaşan toprak parçasıdır.

Eski Türklerde ülkenin bazı yerleri olağanüstü öneme sahiptir. Stratejik bakımdan önemli,
otlağı bol, yolların kavşağındaki Ötüken Yaylası bu önemli yerlerden birsidir. Ötüken’in
önemini arttıran en büyük özelliği kutsal bir yer olarak bilinmesidir. Hatta bu özelliğinden
dolayı “İduk Ötüken” (Kutsal Ötüken, Mukaddes Ötüken) olarak anılmıştır. Bu inanışın eseri
olarak Hun Devleti, Gök-Türkler, Avarlar ve Uygurlar başkentlerini ya bu bölgede kurmuşlar,
ya da sonradan bu bölgeye taşımışlardır. Türklere göre tanrının dünyaya, dünyanın da tanrıya
en yakın olduğu yer Ötüken’dir.

Türklerin Ötükeni mübarek saymaları ve atalarından kalma yurtlarına bağlı kalmaları, “vatan”
şuur ve sevgisinin en güzel örneklerindendir. Türk yurdunda bulunan yüksek dağlar, pınarlar,
sular, ata mezarları vatanın mukaddes ruhları olup, yurdun korunmasını sağlayan manevi
unsurlardır.24

Türk halkı bir yandan vatanlarını korumaya çalışırken diğer yandan “gökyüzü çadırımız”
anlayışı ile sınırlarını genişletmeye gayret etmişlerdir. Eski Türklerde vatan sevgisi çok
kuvvetli idi. Hiçbir Türk vatanı için hayatını ve en sevdiği şeylerini feda etmekten
çekinmezdi. Çünkü vatan, Gök Tanrı’nın yeryüzündeki gölgesidir.25

Dip Notlar:

24 Kafesoğlu, Türk Milli Kültürü, Boğaziçi Yay. İstanbul 1995, s. 194.
25 Ziya Gökalp, Türkçülüğün Esasları, (sad. Yalçın Toker), Toker Yay., İstanbul 1995, s. 153.

Kitap devam ediyor…