Continued from:

Proudhon ise devleti mülkiyetin güvencesi olan ve kişinin tüm haklarını koruyan bir tüzel
kişilik olarak görür. Proudhon’un bu fikirlerinde Fransız devriminin etkileri görülmektedir.
Ayrıca Hegel, devleti özel hukuk, özel mülkiyet, aile ve ekonomik toplum anlamlarında
oluşan siyâsal örgütlenmenin en gelişmiş biçimi olarak ifade etmiştir.

Devletin kaynağı konusunda bugüne kadar farklı görüşler ileri sürülmüş ve savunulmuştur.
Devletin kaynağı konusundaki ayrılıklar, devletin tanımında olduğu gibi devletin ne olduğu
ve içeriği hakkında beslenen farklı görüşlerden kaynaklanmaktadır. Kimine göre devlet bir
olgudur, kimine göre de insan iradesiyle oluşmuş bir varlıktır. Devletin kaynağı konusundaki
yorumlar da bu doğrultuda yapılmıştır.

Devletin kaynağı ve kökeni ile ilgili görüşlerden, devleti olgulara dayandırarak inceleyen
ekol, devletin kaynağını dört unsura bağlamaktadır. Buna göre kaynağı bakımından devlet;
aileye, kuvvet ve mücâdeleye, biyolojik oluşuma ve toplumsal anlaşmaya dayanmaktadır.
Aristo, John Bodın gibi düşünürlerin savunduğu görüşe göre devlet, babanın etken olduğu
patriyarkal ailenin genişlemesiyle ya da aynı soydan gelen ailelerin bir araya gelmesiyle
oluşur. Bölünmez ailedeki baba, işlevini devlet başkanı olarak devam ettirir.

Devletin kaynağını kuvvet ve mücadeleye bağlayan görüşe göre devlet, tabiatta olduğu gibi
güçlünün güçsüze hâkim olmasıyla oluşmaktadır. Devlet, tabiattaki bu kuralın değişmeyen ve
ezelî bir ifadesidir. Devlet sisteminin değişmesi ya da devletlerin birbirine hâkim olmalarının
temelinde de yine bu kural yatmaktadır. Diğer bir görüş olan biyolojik sistemde ise devlet
tamamen tabii ve biyolojik olarak, kendiliğinden meydana gelen, canlılar gibi doğma, büyüme
ve ölme evrelerini geçiren bir organizmadır. Devletin de insan gibi organları, işlevi ve hayatı
vardır. İnsanı yöneten akıl, devleti yöneten de seçkin ve yüksek memurlardır. Vücut organları
arasında mevcut olan dayanışma ve yardımlaşma misâli, devlet de görevlerini organlarının
yardımıyla gerçekleştirir. Devletin kaynağı ile ilgili görüşlerden bir diğeri de, devletin
ekonomik olay ve cereyanların neticesi olarak ortaya çıktığını ifâde etmektedir. Zirâ devletin
oluşumunda maîşet ve ihtiyaç konuları büyük rol oynamıştır.

Devletin oluşumunu açıklayan diğer bir görüşe göre ise devlet, toplumdaki tüm bireylerin ya
da çoğunluğunun ortak fikirleriyle oluşmaktadır. Bu görüş çok eskilere dayanmaktadır. Doğal
hayat içinde yaşayan insanlar zamanla iktisâdi faâliyetlere girişmişler ve karmaşıklaşan
toplum hayatı içinde gereken ve artık ihtiyaç duyulan toplumsal bir uzlaşma sonucu devlet
ortaya çıkmıştır.

Kitap devam ediyor…