Continued from:

Türklerde devlet anlayışı ve siyasi uygulamalarında önemli bir yere sahip olan
kurumlardan birinin, danışma kurulları olduğu görülmüştür. Devlet başkanın
uygulamalarını kontrol eden, onun görev ve yetkilerini belirleyen bu tür kurumların
Osmanlılar dahil her Türk devletinde çeşitli isimlerle yaşadığı görülmüştür. Bu kurumlar
zamanla siyasî hayatın vazgeçilmez unsurlarından biri haline gelmiştir.

Türklerin hayat şartlarına paralel olarak her bir ferdinin asker gibi yetişmiş olması ordu-
millet bütünlüğü anlayışını doğurmuştur. Türk insanının askeri yapısı teşkilatçılık
becerisinin bir araya gelmesiyle oldukça ileri bir savaş sistemi oluşmuş ve günümüzdeki
tüm askeri sistemlerin temeli sayılan onlu sistem oluşturulmuştur.

Kısaca belirtmek gerekirse Türk devlet anlayışı ilk ortaya çıkışından itibâren Osmanlıların
sonuna kadar aynı temel özellikler çerçevesinde şekillenmiştir. Kavramsal ve kurumsal
alanda bir çok unsur, zamanın gereklerine uygun değişikliklere uğramış ve yaşatıldığı
görülmüştür.

Cumhuriyet Türkiyesi’nde ise devlet anlayışı kendinden öncekilerden çok farklı bir şekle
bürünmüştür. Devletin unsurları ve kaynakları bakımından bir çok benzerlikler olsa da
siyasi sistemin şekli ve siyasi politikalar bakımından devlet, yeni bir yapıya kavuşmuştur.
Daha önce tanrısal olarak kabul edilen hakimiyet, Cumhuriyet döneminde millete
atfedilmiştir. Yönetim sistemi de demokratik sistem üzerine oturmaktadır.

Din ve dini şahsiyetler özellikle Osmanlı döneminde, yönetimde çok geniş yetki ve söz
hakkına sahip olmuşlardır. Bu durum zamanla devletin varlığı ve devamı için olumsuz
etkiye sahip bir şekil aldığı görülmüştür. Bu nedenle Türkiye Cumhuriyeti devletinde
dinin siyasi hayata hakim olmasını engelleyen bir ilke olarak lâiklik, devletin en önemli
özeliklerinden biri olarak karşımıza çıkmaktadır.

Bir devlet için değişme ve gelişme, devletin ve siyasi hayatın devamı için çok önemli bir
konudur. Türkiye Cumhuriyeti’nin kurulmasıyla birlikte, birçok yönden gelişmiş olan batı
medeniyetinin örnek alındığı görülmüştür. Devlet anlayışının da bu yönde değiştiği ve
geliştiği görülmüştür.

Kitap devam ediyor…