Continued from:

1.3.4. Türk Devletinin Kaynakları

1.3.4.1. Bozkır Hukuku- Kültürü

Bozkır Türk Kültürü kamu hukuku, özel mülkiyet, serbest çalışma, imtiyazsızlık,
hükümranlık, karizmaya dayanma, töre hükümlerine uyma, besicilik ve çobanlık,
birleştiricilik, askeri karakter ve dinî tolerans gibi özelliklere dayanır.

Bozkır hayatı, geniş bozkırlarda maksatsız bir şekilde, plansız, karmaşık ve düzensiz bir hayat
olarak düşünülmemelidir. Plansız olarak belki ancak Kuzey Sibirya’nın ormanlarında
Tunguz’lar dolaşmaktadır. Onlar tesadüfen bol av ganimetine rastladıkları yerde geçici olarak
kalırlar. Ama Türk bozkır hayatı çok sıkı disipline, düzene ve sorunsuz bir organizosyon
anlayışına dayanır. 33

Bozkır Türk kültürü göçebe kültürü ile karıştırılmamalıdır. Bozkır Türklerinde ekonomide
sistemli bir besicilik, inançta tek tanrı inancı, hukukta evrensellik, ailede adalet, mazide
tarihîlik, ahlâkta alplık ve benzeri özellikler varken göçebelerde daha çok asalak ekonomi,
çok tanrıcılık, aile çevresini aşmayan bir hâkimiyet anlayışı görülmektedir. Türk maddi
kültüründe temel olan at ve demir, göçebelikte yoktur.34

Toplumlar yaşadıkları coğrafyanın etkisi altındadırlar. Eski Türkler Orta Asya’nın
bozkırlarında tarih sahnesine çıktılar, yedikleri hayvan eti, giydikleri hayvan derisi veya
yünlerinden dokudukları giysilerdi. Ehlileştirdikleri hayvanlara otlaklar ve sular gerekiyordu.
Oysa bu bakımdan Orta Asya pek cömert değildi. Bilhassa kurak yazlarda yağmur damlalarını
ve çabucak kuruyan yeşillikleri yakalamak zorundaydılar. Bir de, kışın kışlaklarda yazın
yaylalarda yaşamak zorunda olduklarından bir yerden kalkıp bir yere konan topluluklar
halinde idiler. Bu devamlı göç hayatı, düzenli ve disiplinli hale gelmelerinde önemli bir etken
olmuştur.

Bozkırlardaki hayvan besiciliği için yaz ve kış konaklama yeri çok önemliydi. Zira gelişi
güzel seçilmiş bir yer, hayvanların telef olmasına neden olabilirdi. Kış ve yaz aylarında
kalınacak yerin kesin şartları vardır. Kış aylarında mevsiminin şiddetine karşı korunabilmek
için ormanlık bir arazi ya da derin bir vadi seçilirdi. Yaz aylarında da sulak, otlağı bol ve açık
bir yer seçilirdi.

Dip Notlar:

33 Laszlo Rasonyı, Tarihte Türklük (Çev. H. Zübeyr Koşay), Türk Kült. Arş. Ens. Ank. 1971, s. 48.
34 Kafesoğlu, Türk-İslâm Sentezi, Aydınlar Ocağı Yay. 17, İstanbul 1985, s. 44.

Kitap devam ediyor…