Continued from:

Bozkır insanının hayvanlar ile yakın ilişkisinden dolayı bozkır sanatı, kemer tokaları, kılıç,
hançer kabzası, at koşumları ve diğer süs eşyaları üstüne işlenmiş, pars, kaplan, kuş, geyik, at,
koyun vb. hayvanların birbirleri ile mücadelelerini tasvir eden “hayvan üslubu” ürünlerden
oluşmuştur. Türkler altın ve gümüş işlemeciliği konusunda da oldukça yüksek noktalara
ulaşmışlardır. Özellikle hükümdar otağına, tahtına ve özel eşyasına yapılan nakış ve işlemeler
başta yabancı misafirler, temsilciler olmak üzere herkesin dikkatini çekmiştir.

Ayrıca hakan mezarları da (Kültigin ve Bilge Kağan gibi) anıt mezar şeklinde hazırlanmıştır.
Duvarlarına hakanların savaşları ile ilgili figürler ve resimler yapılmıştır. Mezar etrafına da
öldükten sonra hakana hizmet edeceğine inanılan çok kaba heykeller (balbal) yapılmıştır. Öte
yandan bozkır Türklerinin renkli taş ve gümüş kakmacılık, kuyumculuk, gergef işlemeciliği
gibi sanatları icra ettiği bilinmektedir.

Türk Halkının sagu, türkü olarak ya da mısra mısra dile getirdiği şiirleri de eskiden beri var
olagelmiştir. Atilla tarafından Bizans elçilerine verilen yemekte Hun müzisyenleri eşliğinde
Hun Türküleri icra edilmiştir. Sagular da edebiyatımızın lirik yönünü göz önüne serer.

Atilla’nın ölümü üzerine Hun kopuzcuları tarafından okunan mersiye Lâtinceye çevrilmiştir.

Ayrıca, Asya Hunlarına ait IV. yy.dan kalma iki mısralık Türkçe bir manzume bulunmuştur.

Ama kendi kitabesini yazan vezir Tonyukuk, Orhun Kitabelerini yazan Yollıg Tegin ve
bilinen ilk Uygur Şairi Aprınçar Tegin isimleri bilinen başlıca edebiyat üstadlarıdır. 45
Eski Türk hayatında müziğin ayrı bir yeri vardır. Atilla’nın müzikli ziyafetler verdiği çeşitli
kitaplarda anlatılmıştır. Sefer dönüşü Atilla’yı yolda şarkılarıyla karşılayan Hun kızları ve
Attila’nın Burgonal Kralına gönderdiği Hun orkestrası bu konudaki ilk örneklerdendir. Çin
kaynakları Hunlara ait 28 halk türküsünden bahseder. Ayrıca Çin’e de yayılan bir takım
nefesli ve vurmalı sazların kaynağı Türklerdir. Türklerde askeri mızıka da yaygındır. Davul
başta olmak üzere çeşitli borular ve diğer nefesli çalgılar vardır. Ordugahlarda her gün dokuz
parçanın bando eşliğinde söylenmesi hâkimiyet alametlerindendir. Müzik aletleri arasıda
kopuz, bozkır kültüründe çok önemli bir yere sahip olan bir sazdır. Acı tatlı tüm olaylar kopuz
ile seslendirilir. Türklere ait başka bir saz ise Macaristan’da rastlanan Avar çifte kavalıdır.
İslâmiyet’in kabulünden sonra İslâmi etkiye sahip tasavvuf musikisi Türkler arasında
yayılmıştır. Selçuklu ve Osmanlı sarayında en yüksek derecesine ulaşmıştır. Saraylarda belirli
zamanlarda tasavvuf musikisi dersleri verilmekte, padişah huzurunda sazlar eşliğinde
tasavvufi eserlerin icrası âdet haline gelmiştir.

Dip Notlar:

45 Abdülkadir Karahan, Türk Kültürü ve Edebiyatı, M.E.B. Yay., İstanbul 1998, s. 116.

Kitap devam ediyor…